Tarih 1 Şubat 2006. Helena Paixão ve Teresa Pires adındaki Portekizli 30'lu yaşlarındaki lezbiyen bir çift başvurdukları Lizbon evlendirme dairesinden ret cevabı alıyorlar. Onların öyküsü tam da bu tarihten sonra başlıyor ve Portekiz'deki medeni yasanın değişimine kadar uzanıyor.
Helena ve Teresa evliliklerini sonlandırmış ve eşcinsel yönelimleri doğrultusunda yaşamaya başlayan sıradan iki kadınken, bu başvurudan sonra birer aktivist olmuştu.
Oysa Portekiz bu konuda hukuki adım atan ilk Avrupa ülkelerinden biriydi. Eşcinsel haklarını korumaya yönelik yasayı 1976'da kabul etmişti. 1976 yasasıyla eşcinsel çiftler yasalar önünde eşit sayılma ve mülk edinebilme gibi temel haklara sahip olmuşlardı.
Ancak 2004'e kadar yasalarda cinsiyete yönelik ayrımcılık konusunda herhangi bir madde yoktu. Hükümet yasalardaki bu boşluğu doldurmak adına, 2004'de cinsel yönelimlerine yönelik ayrımcılığı illegal kılan bir maddeyi yürürlüğe koydu.
Bu yasaya göre, insanların cinsel yönelimlerinden dolayı ayrımcılığa uğramaları, aşağılanmaları ve herhangi bir basın organı tarafından ayrımcılığa yol açacak ve kişilerin ayni haklarını zedeleyecek şekilde lanse edilmeleri yasaklanmıştı.
Helena ile Teresa yasanın kabulünden iki yıl sonra evlilik başvurularına ret cevabı aldı. Portekiz'deki eşcinsellere ve cinsiyete dayalı pozitif ayrımcılıkla ilgili maddeyi zorlayacaklarına yemin ettiler.
2006 yılının Şubat ayından itibaren Portekiz mahkemelerinin kapılarını aşındıran Teresa ve Helena, avukatları Luís Grave Rodrigues ile birlikte tam dört yıl sürecek bir davanın da peşine düşmüş oldular.
Portekiz mahkemeleri davayı Temmuz 2007'de açtı. Bu tarihe kadar Helena ve Teresa, avukatları Rodrigues'in de yardımıyla, Portekiz'deki hukuk profesörlerinin eşcinsel evliliğe izin vermeyen yasalara karşı yaptıkları tartışmalardan yola çıkarak yedi maddelik bir suçlama hazırladılar. Kasım 2007'de, 2004 yılındaki yasanında da baz alındığı suçlamayı mahkemeye süren çift, yine reddedildiler.
Teresa ve Helena ise medyanın ve LGBT haklarını koruyan kuruluşların da büyük desteğini alarak ülke çapında birçok kampanya düzenlediler.
Belki de en büyük desteği kızlarından aldılar. Her ikisi de önceki evliliklerinden birer çocuğu var. 2008 yılında bu talep meclise taşındı ve Sosyal Demokrat Parti ve Sosyalist Parti'nin birlikte yürüttüğü meclis davaya tam bir açıklık getiremedi.
Helena ve Teresa'nın arkalarına aldıkları binlerce insanla birlikte gittikçe artan seslerini duymazdan gelemeyen José Sócrates hükümeti, 2009'da seçimlerde tekrar başa gelmeleri sonucunda eşcinsellere evlilik hakkı vermeyi planladıklarını belirtti.
2009'da tekrar başa gelen José Sócrates hükümeti, eşcinsel evliliği onaylayan bir taslak hazırladı. Sosyal Demokrat Parti üyeleri bu yasayı kesinlikle kabul etmeyeceklerini belirtti.
Sosyal Demokrat Parti'nin desteğini ortaya koymaması ve buna ek olarak Katolik Kilisesi'nin hoşnutsuz tavırları yasanın 2010 yılına kadar yürürlüğe konulamamasına neden oldu. Partilerin kendi aralarındaki anlaşmazlıkları ve Katolik Kilisesi'nin karşı propagandasına rağmen, yasa sonunda meclisten 17 Aralık 2009'da geçti. Mayıs 2010'da resmi gazetede de yayınlanan yasa, 5 Haziran'da aktif hale geldi.
Helena ve Teresa çifti, 2003'den beri sürdürdükleri beraberliklerini, dünyanın birçok yerinden katılan LGBT örgütlerinin ve uluslararası basının gözü önünde 7 Haziran 2010'da evliliğe taşıdılar.
Ağlayarak Helena'ya sarılan Teresa Pires: 'Bu büyük bir zafer. Bir rüya gerçek oldu' dedi. dört yıl sürdürdükleri mücadelenin sonunda hayallerine kavuşan çift Lizbon'da evlenerek, Portekiz'in ilk resmi eşcinsel çifti oldu.
Helena ve Teresa çiftinden sonra ülkenin dört bir yanından çiftler evlenmek için başvuruda bulundu. Portekiz ise komşusu İspanya'nın ardından, dünyada eşcinsel evliliği onaylayan ikinci Katolik ülke oldu.
Bu zafer, ilk yankısını Arjantin'de buldu ve bundan 10 gün sonra ülkede eşcinsel evlilik yasal hale geldi. (BA/HK)