Bizim buralarda mavi gözlü olmak hep dikkat çekici oldu. Akça pakça, mavi gözlü, balıketli olmak bir kadın için güzel fiziksel özelliklerdi. 50’li yıllarda, İstanbul’un göbeğinde bir işçi ailesinin akça pakça, masmavi gözlü kızı Fatma… Annesi, babası işe gidince kardeşine bakan, evin tüm işlerini yapan küçük kızın ne çok hikâyesi vardır o yıllara dair. Yoksul olsalar da yan yana durabilmiş, mutlu olmayı ve dayanışmayı bilmiş bir aile onunkisi. İnsanların yoksulluklarının da birbirine benzediği, hâlden anlanan, eksiğin kusurun yüze vurulmadığı zamanlar.
Fatma ve annesi yerli film izlemeyi de eve gelip hayaller kurmayı da sevmişler. Sonra bir gün film setlerinde çalışan bir dostları, geçim derdi çektiklerini bildiği bu güzel ailenin güzel kızlarının setlerde figüranlık yapabileceği fikrini ortaya atmış. Belki bu dikkat çekici mavi gözlerin şansıdır, bilinmez. Kader, böylece setlere yönlendirmiş Fatma’yı ve onu hiç yalnız bırakmayan annesi Münevver Hanım’ı.
Kim bilir Yeşilçam’ın bize göre ulaşılmaz pek çok simasının hikâyesi de onunkiyle benzerlik gösteriyordur. Ama kimisi yıldız olamadan sönmüş, kimi bu renkli dünyada kaybolmuş. Neden o, neden başka Fatma değil de Fatma Girik? En güzeli mi, en yeteneklisi mi, en zekisi mi? Memduh Ün ile yolları kesişmese ne olurdu? Çok doğal ve gizlisi saklısı olmayan bir hayat sürseler dahi bilmediğimiz pek çok şey var o dönemin yıldızları hakkında. Sanki hep yıldızlardı, sanki öyle doğdular; Belgin Doruk, Türkan Şoray ve işte Fatma Girik…
Şimdilerde sayısını bilmediğimiz platformlarda, sayısını hesap edemediğimiz dizilerin yine sayısını unuttuğumuz “yıldızları”, büyüsünü hâlâ yitirmemiş ekranlarda boy gösteriyor. Ya hayatlarının büyüsü? Sosyal medya üzerinden o gün nerede olduklarına, ne yediklerine, hangi parfümü kullanıp hangi ürün ile zayıfladıklarından hamileliklerinin kaçıncı haftasında olduklarına, bebekleri için kullandıkları pişik kreminin markasına kadar fazlasıyla bilgiye sahibiz “özel” hayatları hakkında. Her şey anbean ve gözler önünde yaşanıyorken o “büyülü ekran”ın zamane yüzleri hemencecik markaların reklam yüzü oluveriyor, henüz pek de bir şeyler yaşanmamışken büyü bozuluyor. Buna karşın Yeşilçam; filmleri, starları ve yaşanmışlıklarıyla tüm kuşaklarımız için hâlâ bir masal tadında ve hâlâ büyüsünü, gizemini korumaya devam ediyor.
Yakın zamanda kaybettiğimiz Fatma Girik, Yeşilçam’ın en özel isimlerinden.
Zorluklarla başlayan hayatında nasıl böyle başarılar yakalayabildi ve böylesine sevildi? Belediye başkanı olmak istedi mi? Politika ile sinema, iki farklı kulvar ama hep erkeklerin dünyası, dedi mi hiç? Türkan, Hülya, Filiz’e kıyasla doğal ve dobra olanı… Dolu dolu, hareketli, şaşaalı bir hayatın hayal kırıklıkları ve hüzünlü yanları…
Şimdi kırklı yaşlarını süren benim için Yeşilçam filmleri çocukluğumun mutlu zamanlarını hatırlatıyor. İzlediğimde korkmam, çok üzülmem, iyi hissederim kendimi dediğim mutlu filmler listemde Fatma Girik’in başrol oynadıkları ilk sıraları almıyordu, benim için. Hatırladığım ilk filmi, beşikteki bebeğini bir kartala kaptırdığı, korku ve acı dolu bir film, Boş Beşik. 80’li yıllar, bir televizyonun karşısına ailecek bazen de misafirlerle oturulup birlikte film izlenip çay içilen yıllarda Boş Beşik hepimizi derinden etkilemişti. Sonra da benim için Fatma Girik filmleri köylerde geçen, kadınların makyaj yapıp güzel giyinme merakında olmadığı, acılı filmlerle özdeşleşmiş. Şehirli küçük bir kız olarak daha şehirli ya da kalabalık ve sonunda mutlu olunan filmleri tercih etmiştim. “Erkek Fatma” olmak da çok istenen bir özellik olmamıştı zaten. Sanki kızlar hep kırılgan ve zayıf olmak zorundaydı. Aksi takdirde kabul görmez, hoş olmaz, ne o öyle erkek Fatma gibi!
Yıllar sonra Şişli Belediye Başkanı olduğunda artık haberlerde ve gazetelerde bu yeni görevi ile gündeme geldi, daha bir dikkat çekti bu cesur kadın. Sözünün eri, korkusuz, lafını sakınmayan, dobra kadın başkan oldu. Yine daha çok erkeklere yakıştırılan bu sıfatları belediye başkanlığının önüne ekledi. Köylerin ya da varoşların güçlü kadınını canlandıran Fato, şimdi de belediye başkanı olmuştu. Güzel işler yaptı belediye başkanlığı boyunca. Siyasetin izin vermediği ama yapmak istediği başka şeyler de olmuştur elbette. Sonra tekrar seçilmese de unutulmaz belediye başkanlarından biri oldu.
Ve daha sonra Söz Fato’da haber programı ile hatırlıyoruz onu. Yine sözünü sakınmayan, korkusuz Fato, bazen de kantarın topuzunu kaçırdı ve eleştirilere maruz kaldı, bu “reality show” tadındaki programı ile. Tartışılacak çok yanı olan, günümüzde farklı farklı adlarda ve konseptlerde, bazen uluslararası formatların ülkemize uyarlanmış hâlleri ile devam etmekte olan bu tür yapımların Türkiye’deki ilklerindendi.
Fatma Girik için 50’li yıllarda başlayan ve 80’lere kadar tam gaz devam eden sinema macerası, sonraki yıllarda sektördeki değişimlere ve sağlık sorunlarına bağlı olarak sönümlendi. Arada gazino sahnelerinde solistlik denemeleri, andığımız Şişli’de belediye başkanlığı, televizyonda habercilik… Her zaman yanında olan ve onun da her zaman yanlarında olduğu ailesi, adını duyduğunda hep sesini titreten, hep kalbini pır pır ettiren büyük aşkı Memduh Ün… Ödüller, festivaller, ünlü arkadaşlar, yazarlar, çizerlerle geçen dolu dolu ve rengârenk, her detayı merak uyandıran bir hayat hikâyesi.
İBB yayınlarının titizlikle hazırladığı, editörlüğünü Haydar Ali Albayrak’ın üstlendiği ve Barış Saydam, Bircan Usallı Silan, Burçak Evren, Cengiz Özkarabekir, Doğuşcan Göker, Haydar Ali Albayrak ile Şükran Kuyucak Esen’in makalelerinin yer aldığı Fatma Girik kitabı*, zengin görselleri, renkli film afişleriyle, Ses mecmuasından aktardığı röportajlarıyla işte bu gerçek, dobra ve cesur hayatı tüm detaylarıyla size taşıyor. Yeşilçam’ın en kallavi, en yürekli ve (hadi bir de klişe olsun) en mavi gözlü yıldızının hayatını okumaya davet ediyor.
“Aa ben o filmi açık hava sinemasında izlemiştim,” diyecek kuşaklardan Yeşilçam büyüsünün izini süren gençlere, hepimize hediye bu rengârenk, bu nefis anlatıyı hazırlayan, emeği geçen herkese sonsuz teşekkür… Ve elbette evimizin salonu kadar samimi, sıcak duygular veren filmlerin doğduğu o büyülü sokağa, Yeşilçam’a ve büyülü zamanların içi dışı bir, gerçek karakteri Fatma Girik’e saygıyla…
* “Fatma Girik”, Yazarlar: Barış Saydam, Bircan Usallı Silan, Burçak Evren, Cengiz Özkarabekir, Doğuşcan Göker, Haydar Ali Albayrak ile Şükran Kuyucak Esen, Editör: Haydar Ali Albayrak, İBB Yayınları, Temmuz 2022, 488 sf.
(FAZ/AS)