1979, Mardin Savur doğumluyum. Ortaokul mezunuyum. Evliyim, bir çocuğum var.
Gazeteciliğe 2007 yılında başladım. Tutuklandığım güne kadar İstanbul'da Özgür Gündem ile Azadiya Welat'ın dağıtım şirketi Fırat Dağıtım'da, İstanbul'da çalıştım.
Sıkıntılar ve keyifler
Gazetecilikteki keyifli anlarımı arkadaşlarımla beraber gezmeye gittiğim, gazetelerimiz hakkında toplatma ve kapatmalar gelmediği süreçlerde yaşıyordum.
Sıkıntılı anlarımı ise başta dağıtım yapan arkadaşlarımın takip edildikleri, tehditlerle karşılaştıkları, gözaltına alındıkları ve tutuklandıkları zamanlarda yaşıyordum.
Gazetelerimize gelen toplatma ve kapatılmalar oluyordu çünkü okurlarımız bizden gazete bekliyorlardı.
Bir gün gözaltına alınmak
Tutuklu gazeteci haberlerini okudukça basının özgür olmadığını görüyordum ve yaptığım çalışmadan dolayı bir gün gözaltına alınabileceğimi ve tutuklanabileceğimi düşünüyordum.
Basın ve ifade özgürlüğü bakımından Türkiye'nin dünyada 148. sırada olması her şeyi net olarak anlaşılır kılıyor ve basının ne kadar özgür olduğunu ortaya koyuyor.
Okuma ve yazma
Tutuklanmam en başta dağıtım çalışmamı çok ciddi anlamda etkiled. Bulunduğum cezaevi koşularından kaynaklı hem kendimin hem de bu koşullardaki tüm arkadaşlarımın sağlığının bozulmasından endişeliyim.
Bulunduğum koşullarda imkanlar dahilinde kitap ve gazetemizi okuyabiliyorum. Kısacası burada okuma ve yazma dışında kimsenin yapacağı pek bir şey de yok.
Bu koşullarda gücümüz oranında dışarıyla ilişkimizi sürdürmeye çabalıyoruz.
Kurumun ilgisi
Çalıştığım kurum (Fırat Dağıtım) bana sahip çıktı, çıkıyor. Avukatım Azize Deniz Taşdemir'dir. İhtiyaçlarımı Fırat Dağıtım karşılıyor. Avukat ve diğer ihtiyaçlarımı kurumum dayanışma ile yapıyor.
Dışarıda iken ifade özgürlüğü davalarıyla gücüm oranında ilgileniyordum.
Sabahın beşinde baskın
20 Aralık 2011'de oturduğum eve yapılan baskında gözaltına alındım.
Polis evimi sabahın saat beşinde bastı. Üç günlük gözaltından sonra Beşiktaş Adliyesi'ne toplam 49 gazeteci savcılığa çıkarıldık.
Emniyette kullandığım susma hakkımı, savcılıkta bozdum ve savcılık süresinde hem dinledim hem konuştum.
Siyasi bir karar olduğunu hissettim.
İddialar
Savcılıkta bana birkaç soru soruldu. Roj TV ile ne ilişkin var? Fotoğraf çekiyorsun, korsan eylemler... Bizden iki ay önce tutuklanan Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) ilçe başkanlarını tanıyor muyum? Telefonumdaki bazı numaralar kime ait?
En sonunda işte sen slogan da atmamışsın... Hayır, dedim bu söylenen ve iddia edilenleri yapmadım. Tamam, denildi. Çıktım savcılıktan. Sonra mahkemeye ve en son da 24 Aralık 2011'de toplam 36 gazeteciyle birlikte ben de tutuklandım.
Tabii şimdiye kadar da ne ben ne de avukatım dosyada gizlilik kararı olduğu için herhangi bir bilgiye sahip değiliz. Hiçbir zaman hakkımdaki bu iddiaları kabul etmem de.
Uluslararası sözleşmelere aykırı
Tutuklanmama neden olan yasanın Türkiye'nin imzalamış olduğu bölgesel ve uluslararası sözleşmelere uygun olmadığını düşünüyorum.
Basın ve ifade özgürlüğüne ters olduğunu düşünüyorum. Benim hakkımda kesin bir ceza durumuna karşı tüm hukuk yollarına başvuracağım sonuna kadar.
Çalışma imkânları noktasında ise bu koşullarda kimse bir çalışma yapma şansına sahip değildir.
Şu anda fiziki olarak özgür olsam çalışmama kaldığım yerden devam ederim arkadaşlarımla.
Demokrasi ve özgürlükler için çalışacağım.
Selam ve sevgiler. (ŞF/BA)
* Şeyhmus Fidan, Kocaeli 2 No'lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi
** Hapis Gazeteciler "Suç"larını Anlatıyor yazı dizisinde yer alan diğer mektupları okumak için tıklayın.