1- Sandık fetişizmi anlamsızdır –seçmenler de hata yapabilirler! Seçilmiş olmam ne boyumu uzatır ne de burnumu. Seçim kimseyi üstün kılmayacağı gibi seçilmeyenleri de eksik kılmaz, seçim sadece bir gerekliliktir.
2- Hükümet etmek kesinlikle hükmetmek değildir. (Hiçbir seçim sonucu kimseye ülkeyi kendi rengine boyama yetkisi vermez!)
3- Devlet ve hükümet ayrı şeylerdir. Ben sadece hükümet edeceğim. (Devlet, bir topluluğun uzun dönemli eğilimlerini ifade ederken, hükümet kısa dönemli amaç ve eğilimlerini ifade eder. Devlet-hükümet örtüşmesi, kaçınılmaz olarak her tür muhalefeti vatan hainliğine hapsedeceği gibi, otoriter rejimlerin de temelidir.)
4- Millet bana belli süreliğine ülkeyi yönetme yetkisi verdi, ülkenin tapusunu değil!
5- Olduğum yere çivi çakmayacağım gibi, ülkenin çivisini çıkarmak gibi bir amacım da asla olamaz.
6- Seçildiğim andan itibaren yalnızca beni seçenleri değil, tüm yurttaşları temsil ettiğimi asla unutmayacağım. (Seçilenler, bireysel tercih, eğilim, ideoloji ve inançlarını kamusal alana yansıtmamakla bilhassa yükümlüdürler.)
7- Bu göreve seçildiğim andan itibaren rasyonel akıl dışında hiçbir rehberimin olamayacağını baştan kabul ediyorum demektir.
8- Yurttaşlarla hislerimi, ideolojik ya da dini inançlarımı değil, yalnızca düşüncelerimi paylaşabilirim. (Düşünceler paylaşılır, tartışılır; inançlarsa ancak dayatılır.)
9- Görevimi; uhrevi ya da dünyevi bir üst özne adına değil, tüm insanlığın ürettiği evrensel değerler ve ortak yarar ilkesi doğrultusunda yerine getireceğim.
10- Ülke yönetimini kutsal bir misyon ya da ‘dava’ haline getirdiğim günün hemen ertesinde akıl hastanesine kapatılmayı şimdiden kabul ediyorum.
11- İktidar yozlaştırır, mutlak iktidar mutlaka yozlaştırır, beni eleştirenleri el üstünde tutacağım.
12- Yaptıklarımı eleştirenler düşman değil, yalnızca farklı görüşte olan yurttaşlardır.
13- Söyledikleri tümüyle benim aleyhimde bile olsa kimsenin sözünü kesmeyeceğim. Yurttaşların sükut etmesi altın değil, felakettir!
14- Her tür farklılık yalnızca gelişmenin değil hayatiyetin de yegane kaynağıdır; tek tipliliğin en iyisi bile doğrudan ölüme eş değerdir.
15- Güçlü olmanın haklı olmak anlamına gelmediğini ve güçlü olmanın değil haklı olmanın kıymetli olduğunu hiç unutmayacağım.
16- Bırakın yüzlerce korumayla zırhlı arabalarda gezmeyi, belediye otobüsüne binemez hale geldiğim gün çekip gitmeyi bileceğim.
17- Ne Amerika’yı yeniden keşfedeceğim ne de sabah akşam ABD’ye verip veriştirirken aslında onun kötü bir taklidi haline geleceğim.
18- ‘Hizmetkar’ olmaya değil, doğru dürüst işimi yapmaya geliyorum; yolda makas almaya kalkmayın, sizi öpmemi de beklemeyin!(AAA/HK)