Savaşları sadece silah tüccarlarının kazandığını nasıl göremezsiniz? Ölümden elde edilen "fayda"yı hangi midenin hazmedebileceğini zannediyorsunuz? Böyle mideler varsa, ait olduğu bedenlere içtenlikle kim "afiyet olsun" diyebilir?
Hisse senetlerine yatırım yapar gibi savaşa, ölüme, kıyıma, karanlığa yatırım yapmak hangi aklın ürünüdür? Hem, ölümün muhasebesini kim tutabilir ki?
Savaşı ekonomiye, turizme balta vuracak diye istemeyenler! "Ne olacaksa olsun bitsin, biz işimize bakalım" diyenler!
Nasıl olur da savaşı sadece ekonomiye faydası ya da zararı var diye nitelendirebilirsiniz? Ölüm makineleri sizin yakınınıza değmediği için, savaş hemen yanı başınızda olmadığı için; sadece bir kar/zarar hesabı yapmak nasıl bir etik temele dayandırılabilir?
Nasıl on binlerce insanın vahşice öldürülmesine seyirci kalabilir, hatta çıkar için destekleyebilirsiniz? Savaşa karşı çıkmanızın tek sebebi ekonomi olabilir mi? Her şey "olup bittikten" sonra nasıl gönül rahatlığıyla işinize bakabilirsiniz?
Savaşa "operasyon", "harekat" gibi nazik(!) tanımlar koyanlar! Bu tanımları kullananlar!
Neden bizleri yanıltmaya çalışıyorsunuz? Savaşın vahşet olduğunu, meşrulaştırılmış toplu cinayetler serisi olduğunu unutmamızı mı istiyorsunuz? Derdiniz bizlere tanım sorunu mu yaşatmak?
Yoksa "ne" ile karşı karşıya kaldığımızı anlayabilmemizi engellemek mi istiyorsunuz? Yapılmak istenen şeyin ölümü çağrıştırması neden sizi rahatsız ediyor? Adını değiştirince yaşanacaklar da değişecek mi sanki?
Savaş çığırtkanlığı yapan gazeteciler, savaş için lobi faaliyeti yürütenler! "Elit" savaş stratejistleri!
Nasıl olur da her savaş söylentisi çıktığında bir futbol maçı öncesi atmosferine bürünebilirsiniz? İki çocuğun mahalle kavgasından mı bahsediyorsunuz, korkunç ölüm makinelerine sahip orduların birbirlerini ve sivilleri katletmesinden mi?
Bu şekilde yazarken elleriniz titremiyor mu hiç? İşiniz doğruyu mu anlatmak yoksa "onların" sizden istediklerini mi aktarmak?
Savaşlarda taraf tutanlar, savaşan bir tarafı destekleyenler!
Savaşlarda bir tarafı desteklemenin; bizzat savaşı, ölümü desteklemek olduğunu nasıl anlayamazsınız? Direnmenin tek yöntemi savaşmak mıdır? Savaşarak barış sağlanabilir mi? Savaştan sonra sağlanan barış, barış mıdır? Barış, savaşa hazırlık dönemi midir?
Ezildiği için, şiddet kullanarak zalimlere direnmeye çalışanlar!
Benzer yöntemlerle karşı koymak sizi nasıl farklı kılabilir ki? Şiddeti tırmandırarak nasıl çözüme ulaşabilirsiniz? Nihai amacınız "güç"e sahip olarak kendinizi korumaksa, ilerde size uygulanan zulmü başkalarına yansıtmayacağınızı kim iddia edebilir?
Dünya savaşında dayanılmaz bir eziyet gören bir halk şimdi fazlasıyla başkalarının canını yakmıyor mu? Zaten sorunların temelinde bu "başka" tanımı yatmıyor mu? "Güç"e sahip olmak tehlikeli değil mi? İnsanlara zarar vermek sizi nasıl haklı kılabilir ki? Sizlerin silah kullanmaması, şiddeti bir araç olarak görmekten vazgeçmesi, zalimlerin yöntemlerini reddetmesi, direnmekten vazgeçtiğiniz anlamına mı gelir?
Ordular için araştırma yapan bilim kadınları ve bilim adamları, silah fabrikalarında çalışan işçiler!
Hangi hakla yok etmek için örgütlenmiş kurumlara hizmet edebilirsiniz? Sizden uzaklarda binlerce insanın canının alınmasına katkıda bulunarak karnınızı doyurduğunu göremiyor musunuz? Boğazınızdan geçen her lokmanın öldürülen yeni bir insan, canından çok sevdiği birisini kaybeden başka bir çocuk daha demek olduğunu hala anlayamadınız mı?
Dünyanın her yerinde "vatan"ını korumak için maaş alan profesyonel askerler! Uçan çelik yığınlarından kara bulutlar saçan pilotlar!
Her ülkenin yöneticilerinin sizlere çok benzer masallar anlattığının farkında mısınız? Peki tek farkın yaşadığınız ülkeye göre size anlatılan düşman tanımı olduğunu biliyor musunuz? İnsan ve doğa adına savaşıyorsunuz ama her ikisini de yok ettiğinizi göremiyor musunuz?
Attığınız bombaların yok ettiği insanlarla göz göze gelemediğiniz için mi bu kadar rahat basabiliyorsunuz sizi cellat yapan düğmelere? Üstün makinelerle "adalet" dağıtmak sizi de yaralamıyor mu? Eve döndüğünüzde çocuklarınıza yaptıklarınızı nasıl anlatacaksınız?
Dünyanın her yerinde zorla askere alınarak ölüm makinesine dönüştürülmek istenen insanlar!
Nasıl olur da bu çılgınlığa karşı koymayı göze alamazsınız? Nasıl olur da iradenizi teslim edersiniz? Karşınızdaki askerin de bu savaşı istemediğini, sağlıklı hiç kimsenin ne öldürmek ne de ölmek istemeyeceğini anlayamıyor musunuz? Hem nedir ki "asker" tanımı? Askerler de üzerine üniforma giydirilmiş, yoketmek için disipline edilmiş siviller değil mi? Ölen asker olunca "meşru" sivil olunca "hata" mıdır?
Savaşın karşısında olan, ama sesini çıkarmayan herkes!
Nasıl olur da savaş çığırtkanları dünyanın sonunu hazırlarken cılız da olsa bir ses çıkartamazsınız? Savaşanların, savaşı isteyenlerin, şiddeti çözüm olarak kabul edenlerin sadece kendi sonlarını hazırlamadığını, bizlerin de sonunu hazırladığını nasıl göremezsiniz? Susmak, kabullenmek, bize dayatılan her şeyi onaylamak demek değil midir? (UY/NM)