Dünya genelinde yükselişe geçen kapitalist sistem, toplumun her kesimine ulaşmak üzere geliştirdiği yeni araçlarla, toplumsal yaşam ve dayanışma ilişkilerini tehdit ediyor.
Son günlerde sıkça duyduğumuz şirket ortaklığı, hisse, kâr payı, kripto ve sanal şans oyunları gibi kavramlar ile bunlara dayalı platformların erişiminin kolaylaştırılması, toplumsal yaşam üzerinde olumsuz etkiler yaratıyor. Bu durum, yaşanan olaylar üzerinden her geçen gün daha net bir şekilde görülebiliyor.
İktidarın yanlış politikaları sonucu ortaya çıkan ve her geçen gün derinleşen ekonomik kriz, derin yoksulluk ve işsizlik, insanları yeni hayallere, bunun sonucunda da tuzağa çekiyor. Günümüzde sanal veya gerçek şans oyunları, kripto para gibi platformlar hızlı zengin olma vaatleriyle birçok insanın ilgisini çekebiliyor. Ancak, bu yoldan zengin olma arayışının arkasında büyük riskler ve zararlar yatıyor. Sanal platformlar sağladığı potansiyel kazanç algısı ile cazibe merkezi gibi görünseler de her birinin kendi içerisinde barındırdığı çok büyük tehlikeler bulunuyor. Bu tehlike ve riskleri bakacak olursak:
Sanal şans oyunları ve kripto paralardan –özellikle Bitcoin ve türevleri gibi para birimleri– aşırı derecede volatil (oynak) olabiliyor. Bir gün milyoner olma hayali kurarken, bir sonraki gün tüm yatırımınızı kaybedebilirsiniz. Bu yüksek volatilite, finansal kayıpların yanı sıra, bireylerde stres ve anksiyete (kaygı) bozukluğu yaratabilir. Şans oyunları, doğası gereği belirsizdir ve kazançtan çok kayıp olasılığı yüksektir. Bu durum, bireylerin uzun vadede büyük miktarlarda para kaybetmesine yol açacak mali riskler taşır.
Bağımlılık yaratma potansiyeli
Hem kripto para piyasası hem de şans oyunları, bağımlılık yaratma potansiyeline sahip. Bireyler, kaybettikleri parayı geri kazanma umuduyla daha fazla yatırım yapabilirler. Bu durum, şans oyunları ve kripto para bağımlılığı gibi psikolojik sorunlara yol açabilir. Bu platformların takibi için kullanılan telefon ve bilgisayar gibi araçlar, kişiyi yaygın bir teknoloji bağımlılığına sürükler.
Sürekli piyasa hareketlerini takip etmek veya bir şans oyunu sonucunu beklemek, kişide ciddi stres ve kaygı bozukluğu yaratabilir. Bu duygusal türbülans, günlük hayatı ve ilişkileri olumsuz etkileyecek psikolojik etkilere neden olur.
Kripto para işlemleri veya sanal şans oyunlarını takip etmek, bireyleri sosyal hayattan koparmakta, sürekli ekran başında olmak ya da günlük yaşamını bu platformlar üzerinden şekillendirmek sosyal ilişkileri ciddi anlamda zayıflatmaktadır. Finansal kayıplar ve bağımlılık, aile içinde ciddi çatışmalara yol açabilir. Bu durum aile bağlarının zayıflamasına, hatta aile bireyleri arasında güven kaybına ve boşanmalara neden olmaktadır.
Kripto para piyasası ve sanal şans oyunları, dolandırıcılık ve hileye açık platformlardır. İnsanları bu araçlara çekmek için yapay güvenirlik adımları açıklansa da sanal olan bu platformların hiçbirinin gerçek anlamda bir güvenirliği yoktur. Resmî veya kaçak platformlar üzerinden yaygın bir dolandırıcılık yapılabilmektedir. Sanal şans oyunları ve kripto para yatırımı, ekonomik olarak bireysel kayıpların yanında, zaman ve kaynak israfına da sebep olur. Bireylerin zamanını ve kaynaklarını üretken olmayan şekilde harcamasına neden olarak, toplum için genel bir verimlilik kaybına yol açar.
Sonuç niyetine
Sonuç olarak; kripto para, sanal kumar ve şans oyunları gibi yollardan zengin olma yöntemi olarak cazip görünse de, birçok açıdan büyük riskler taşımaktadır. Bu yöntemler, bireyler ve toplum üzerinde ciddi finansal, psikolojik ve sosyal zararlara yol açmaktadır. Bilinmelidir ki olası kazançların yanı sıra büyük kayıplar ve uzun vadeli olumsuz etkiler de dikkatlice değerlendirilmelidir. Bu sistemlerin tamamında, Fransız Kimyacı Lavoisier’in maddenin korunumu yasası olan “Var olan şey yok, yok olan da var edilemez”den de anlaşılacağı gibi kazanmak için mutlaka birilerinin kaybetmesi gerekmektedir. Bu platformlarda katılımcıların yüzde 99 kayıp yaşarken yüzde 1 kazanç elde edebilir.
Kapitalist modernitenin bireyci düşünce ve yaşam tarzını yaygınlaştırması, toplumsal ve kolektif dayanışma ilişkilerini zayıflatarak bireylerin bu tür platformlara yönelimini artırmaktadır. Son yıllarda ekonomik kriz, işsizlik ve yoksulluk gibi faktörler, özellikle gençler, öğrenciler, kamu emekçileri, işçiler ve işsizler başta olmak üzere, 15-60 yaş arasındaki toplumun geniş bir kesiminde kripto para, sanal şans oyunları ve dijital oyun platformlarının kullanımını yaygınlaştırmıştır. Ancak bu araçlar, sosyal izolasyon, bireysel sorunlar, dolandırıcılık ve hatta cinayet ile intihar gibi ciddi sonuçlara yol açarak, sorunun hızla büyüyen toplumsal boyutunu açıkça ortaya koymaktadır.
Kripto para ve şans oyunları günümüzde örgütlü yaşam, birlikte mücadele ve dayanışma önündeki en büyük engellerden biridir. Günümüz dünyasının dayattığı bireyciliği aşarak toplumsal ve kolektif bir çaba ile bu mecralardan kaçınmak mümkündür.
Öğrenciler, işçi ve emekçiler, aydınlar bir araya gelerek toplumsal farkındalık, dayanışma ruhu ve örgütlü mücadele ile insanca yaşayabilecek yaşam koşullarını oluşturabilirler. (ZG/TY)