2014 Kış Olimpiyatları, 7-23 Şubat 2014 tarihleri arasında, Rusya'nın Sochi şehrinde düzenlenen 22. Kış Olimpiyatları. Rusya, böylelikle ilk kez bir kış Olimpiyatına ev sahipliği yapıyor.
Sovyetler Birliği döneminde, Moskova'da düzenlenen 1980 Yaz Olimpiyatları'na ev sahipliği yapmıştı. 4 Temmuz 2007'de Guatemala'da toplanan Uluslararası Olimpiyat Komitesi; Pyeongchang, Salzburg ve Sochi gibi aday şehirlerin arasından Sochi'yi seçmişti.
Vladimir Putin'in mafyaları temizleme çabasından sonra biraz daha devletin ağırlığı toprak parçalarında hissedilse de, hala polis kontrolünde olan, işlerin rüşvetle ve “tanıdık” aracılığıyla döndüğü garip bir ülke...
Rusya, olimpiyatların altı yıl evvelden alınmasının verdiği zaman faktörünün rahatlığıyla çalışmalara başladı. Putin, Olimpiyatı aldıktan hemen sonra “biz hiçbir yabancı müteahhit firma çalıştırmadan bu işi kendi gücümüzle yapacağız” diyerek basın açıklamasında bulunmuştu.
Ancak işin başlamasından dört yıl geçmesine rağmen sadece yüzde 10'unun tamamlandığını fark edilince, Putin çılgına dönmüş, işin başındaki tüm müteahhitleri kovmuş ve bir gecede Olimpiyatın bütün kaderini değiştirmişti.
Sonrasında Putin'in, Türkiyeli müteahhitlere çağrısıyla beraber bir nevi projeye tekrardan başlanılmıştı. Türkiyeli müteahhitler, işe başlayalı iki yıl oldu ve bu süre içinde işin yüzde 90'lik kısmı bitirildi. Şimdi de kalan az süre içinde geceli gündüzlü çalışmalar devam etmekte...
Sochi, Adler ve Krasnaya Polyana
Bütün bunlar hikayenin genel ve bilinen kısmı, bir de şimdi hikayenin en derinlerine inelim. Sochi, Rusya'nın en güneyinde, denize kıyısı olan bir şehir.
Olimpiyat, genel olarak Adler ve Krasnaya Polyana denilen iki ayrı küçük şehrinde yapılacak. Adler, deniz kıyısında ufak bir tatil yöresi.
Krasnaya Polyana ise Adler'e 40 km uzaklıkta olan ve kayak turizminin yapıldığı bir dağ köyü. Bu bölgeden yüksek, görkemli ve yeşil Kafkasya dağları uzanıyor. Kayak turizminin yani sıra dağ turizmi de önemli bir yer tutuyor. Aslında Ruslar bu bölgeyi çok geç keşfetmişler.
Mengu Han yönetimindeki Altınordu Devleti, Rus prensliklerini işgal edip ordusuna kattıktan sonra Rusları Kafkasya'ya istilaya götürmüş, ilk kez Kafkasya'yı tanımışlar.
Marx’tan Çerkes mücadelesine selam
Altınordu Devleti, yıkıldığında Ruslar Kafkasya'ya komsu olarak kalmışlar ve 1500'lerden 1864’e kadar Rusların Kafkasya'ya saldırıları devam etmiş. Kafkasya halklarının ortak mücadelesi ve son olarak da Adige Boylarının ortak konfederal mücadelesiyle devam etmiş.
O günlerde New York Times gazetesinde yazıları çıkan Karl Marx, Çerkeslerin Çarlık Rusya'sına karşı mücadelesine hayranlığını söyle dile getiriyordu; “Ey dünya ey insanlık! Hürriyetin anlamını Kafkas Dağlılarından öğrenin. Hür yaşamak isteyenlerin nelere muktedir olduğunu görün. Uluslar onlardan ders alsın!”(Karl Marx - Külliyat).
Çerkes sürgünü
Ancak Rusya için çok önemli olan Kafkasya, 1864'de çok kanlı bir katliam ve büyük bir toplu sürgünle beraber ele geçirildi. Böylelikle Çerkes Sürgünü; insanlık tarihinin en zalim birkaç toplu katliamından biri olarak kayda geçmiş oldu.
Katliamdan geriye kalan 1 milyon insansa Sochi limanından gemilerle beraber Osmanlı, Suriye ve Lübnan vb. ülkelere sürgüne yollandılar ve birçoğu da yollarda yaşamını yitirdi. 150 yıl boyunca hiçbir zaman unutmadılar ve her zaman kaybettikleri, özledikleri toprakları için ağıtlar yakıp dönecekleri günü sabırsızlıkla beklediler.
Rusya, 150 yıl sonra onlara geri dönüş hakkı tanıdı ve şimdi onların torunlarının torunları burada çalışmakta... 2014 Sochi Olimpiyatları, Çerkes Soykırımı'nın 150. yıldönümünde gerçekleşecek olması da manidar...
Neden Sochi?
Çok zaman sorguladım; 'Neden burası?' diye. Sonuçta yüzölçümü olarak en büyük alana sahip olan bir ülke ve Kış Olimpiyatlarını yapmak için neden en güney nokta seçildi?
Krasnaya Polyana; Rusça Kızıl Çayır anlamına geliyor. Eski ismi; Kbaada, katliamdan sonra vadi ve akan dere kanla kızıla boyanınca bu ismi vermişler. Bu bölge, politik olarak da o dönemin önemli bir noktasıdır. Bu bölge, 21 Mayıs 1864 tarihinde o zaman ki bütün Çerkes nüfusunun yüzde 50’si olan 1,5 milyon insanın hayatını kaybettiği ve Kafkas-Rus Savaşları sonunda Rusların zaferlerini kutladıkları yerdir. Birçok tarih kitabi bu kanlı katliamdan bahsetmez, devletler her zaman üstünü kapatır, Türkiye'deyse bu konu yeni yeni gündeme getiriliyor.
Adigelerin yükselen sesi
Olimpiyat sahası açıklandığında zaman, Adigeliler seslerini duyurmaya çalıştılar, 'Orası bizim mezarsız yatan atalarımızın toprakları. Onların üzerine binaları dikmeyin' dediler. Ancak elbette ki kimse onları duymadı veya dinlemedi. Rusya, olimpiyatlar çerçevesinde yaptığı hiçbir halkla ilişkiler çalışmasında Sochi'nin yerli halkı Çerkeslerin varlığını kabul etmemiştir. Moskova, Sochi'nin gerçek tarihi ile ilgili olarak tüm dünya kamuoyunu aldatmaktadır.
Olimpiyat projesi, 2013'ün en büyük projesi olup Avrupa'nınsa şimdiye kadarki en büyük ikinci şantiyesiydi!
Temel kazılarında çok sayıda kemik çıktığı söyleniyor ama bir kanıtı yok. Böyle bir şeyin duyulmasına veya basına yansımasına elbette ki buradaki 'sayın yetkililer' izin vermezdi. Aynı zamanda bu bölgenin Antik tarihi M.Ö 10,000 yılına kadar dayanıyor. Birçok arkeolojik buluntunun da ortaya çıktığını ve değerli parçaların, muhtemelen el altından zengin Ruslara, geriye kalan ve önemsenmeyenlerinse toprak altında bırakıldığı düşünülüyor. Şimdi sadece “söylenti” olan kemiklerin ve koca bir tarihin üzerinde, koca koca lüks binalar yükseliyor.
Evet, dünya Sochi'yi konuşuyor fakat kimse katliamı konuşmuyor. Tipik devlet politikası, Rusya'da da en üst düzeyde sürdürülüyor. Üstünü kapat ve konuyu değiştir, o olay 150 sene unutulmamışsa bile 150 sene sonrasında unutturulmaya çalışılıyor.
Kanıtları ortadan kaldırmak için üzerini betonlayabilirler ki, biz bunu Türkiye'mizde faili meçhullerin kemiklerinin beton çukurlarına atılmasından gayet iyi biliriz ya da birçok toplu mezarın üzerine karakolların kurulmasından tanırız…
Tarihsel hafızayı değiştirmenin en iyi yolu o zamana veya yere başka “önemli” bir olayı yerleştirmektir ki, dünyada bunun çok sayıda örnekleri vardır.
Olimpiyat eşittir para
Olimpiyatlar, 21.yy da artık spor faaliyetleri olmaktan çıkıp devletlerin güç ve prestij gösterileri haline geldi. Spor, sermayenin dolayısıyla da kapitalizmin bir parçası oldu ve onu beslemek için varlığını sürdürmektedir. Harcanan miktarlar, bizim hayal bile edemeyeceğimiz ve dile kolay gelen milyon dolarlardır ki, bu sadece inşaat alanında bizim bildiğimiz kısmı…
Rusya Federasyonu sadece reklam kampanyası için 100 milyon dolara yakın para harcamakta, yüzde 60’ı kamu kaynaklarından olmak üzere 12 milyar dolarlık yatırım garantisini bizzat Vladimir Putin kendisi veriyor. Geri kalan olimpiyat sunuş şekilleri ve diğer tüm hazırlıklar için harcanan miktar net olarak bilinemiyor.
Bahsi geçen paraların hepsi inşaat alanına gitmedi tabii ki de; her şeyin rüşvetle döndüğü böyle bir ülkede paranın yukarıdan aşağıya akışında kimlerin ne paralar yediğini dillendirmeye gerek yok. Sberbank, dünyanın en büyük bankalarından biri ve olimpiyatı da devlet adına finanse eden kurum olmasına rağmen parasal sıkıntılar başladı, bütçe aşıldı ama şantiyeler hala sonlanmadı.
Neden?
Büyük bir kaos ortamı içinde insanlar ne olacağını bekliyor?
Putin, kızgın... Olimpiyat komitesi, Olimpiyat tarihinin en kötü organizasyonun gerçekleşeceğini düşünüyor ki, bu Rusya gibi bir devlet için çok büyük bir prestij kaybı...
Bu işe giren tüm şirketler tedirgin ne olabileceği yönünde herkesin farklı fikirleri var. Ancak kimse net bir şey söyleyemiyor. İşin bitmesi gereken tarihin çok ilerisindeyiz. Ne isçiler ne mimar-mühendisler ne de patronlar buradan ne zaman ayrılacaklarını bilmiyorlar. Bilinen gerçek, yüksek güvenlik önlemleri… Rusya, Rus olmayanları yani esmer insanları, potansiyel tehlikeli olarak görüyor.
Olimpiyat zamanı, yabancı hiç kimseyi burada istemiyor hatta Krasnaya Polyana’nın yerli halkını ücretsiz izne çıkartıp kasabayı da boşaltıyor dolayısıyla bütün inşaat ekibinin olimpiyat öncesi burayı terk etmesi gerekiyor. Özerk Adige Cumhuriyetinden Adler şehrine gelen tren seferleri iptal edildi. Onlar da 2014 Kış Olimpiyatlarını istemedikleri için tehdit unsuru ve tabi ki Çeçenler ve diğerleri. Tüm bunlar da işin diğer politik kısmı...
İnşaat işçilerinin durumu
İnşaatlarda çalışan düz isçilerin yüzde 90’ı Özbeklerden oluşuyor. Birçoğu kaçak çalıştırılıp yaşam koşulları zor ve ağır durumdalar. ‘İkinci Sınıf’ insan görülen Özbek kadınları da aynı şekilde kaçak çalıştırılıyor.
Şantiye ortamında kadın olmanın zorluklarını yazmaya başlarsam bu yazı asla bitmez… Olimpiyat inşa sürecinden bu yana 200 isçinin yaşamını kaybettiği söyleniyor. Bu insanların ölümleri, sigortasız ve kayıt dışı çalıştırıldıkları için kayda bile geçmiyor. İş güvenliğinin hiç alınmadığı sahalarda, geriye kalan tüm canlılar şansla hayatta duruyor.
Olimpiyata sayılı günler kala, geçen son üç ayda her gün bir gidiş tarihi söylenmesi beklendi. İşler bitmedi ancak yabancı olanlar da istenmedi. Hem işlerin bitmesi talep edildi hem de isçiler ve staff kadro gönderilmek istendi. Şirketler kalan işi bitirebilmek için çalışanlarını göndermiyor ancak vize ve oturum işlemleri önemsenmiyor, işçilerin büyük kısmı resmi olarak çalıştırılmıyor, turist vizesiyle çalıştırılan isçiler sayesinde vergiden ve tüm bürokratik işlemlerden kaçınılmış oluyor. Maaş verilmeme durumunda ya da iş kazası durumunda isçilerin herhangi bir talep de bulunma şansları yok.
Turist vizesiyle isçi çalıştırılması yasak ve polis isçi kamplarına baskınlar sokakta pasaport kontrolü yaparak birçok isçiyi alıp tutuklayabiliyor. Oturum yaptırılmayan isçiler için durum daha da kritik havaalanlarında tutuklanma ihtimalleri ve deport edilme olasılıkları yüksek. Çoğunluğu isçi ve usta olan bu insanlar için Rusya kapısı en az 5 yıllığına kapatılmış olacak ve geniş bir geçim kapısı olan bu ülkeye giriş yapamama durumu birçok insanı olumsuz olarak etkileyecek. Bununla ilgili tartışıldığı zaman kapitalizmin uşaklığını yapan insanlardan çok çirkin bir cevap alıyoruz “savaştayız, bedeli neyse ödenecek, insanlar deport olacaksa olacak”.
Kapitalist sistem, sadece işin bir türlü bitmesini ve buradan gelecek parayı umursuyor. Bunun dışında tüm yaşayan canlılarsa sadece kar getirirse değerli görülüyor.
Ekolojik olarak yanlış
Tabii, bir de isin ekoloji kısmı var. Sochi bölgesinde bulunan ve pek çok organizasyonun düzenleneceği Krasnaya Polyana’daki kayak alanı, UNESCO dünya mirası listesinde yer alıyor ve koruma altında bulunan Kuzey Kafkasya’nın doğal yaşam alanlarının da önemli bir parçası olarak görülüyor. Ormanları ve geniş dağlarıyla ünlü cennet parçası olan Kafkasya, bu büyük Olimpiyat organizasyonuyla adetapü yağmalandı.
Projenin Ekologlarına göre bir ağaç bile kesilmedi ama metrelerce yüksek koca tomruklar her gün ormandan devasa kamyonlarla çekilmekte, lüks otellerse güzel dağ manzarasıyla tepelere yerleştirilmektedir. Burada insanlar kuş sesi duymuyorlar. Sizce de böyle bir bölgede kuş olmaması garip değil mi? Bazıları kuşların olmamasını inşaatın tozuna, gürültüsüne bağlıyorlar. Bir de manyetik alana…
Sochi, Karadeniz’de bulunduğu için çok yağış alan bir bölge ve yüksek yağış nedeniyle inşaat alanında çalışmak zorlaşıyor. Buradaki yetkililer, yağmur yağmasını engellemek için gökyüzüne bulutları dağıtacak bomba gönderiyorlar ve böylece yağmur çoğunlukla engelleniyor. Tabii bu olayı, küçük tanrıcılık oyunu oluyor ve doğal dengeyi yerle bir ediyor. Oluşan manyetik alandan, insan psikolojisinin olumsuz etkilendiği söyleniyor ancak bunun gerçekliği tam olarak bilinmiyor. Herkesin gerginliği açık fakat bunun işin belirsizliği ve stresinden de kaynaklandığı söz konusu olabilir.
Ekodengeyi bozan bir diğer inşaat sahası da, Adler Olimpiyat Parkı oldu. Bu parkın içindeki 40 dönümlük Imeretinskaya Ovası, göçmen kuşlar için ornitolojik bir parktır. Gri kaz, ördek, yaban ördeği, balıkçıl kuşlar ve kuğuların yanı sıra son yıllarda pelikan, leylek ve kırmızı göğüslü kazlar da ovaya uğramaktaydı. Imeretinskaya, Azak Denizi üzerinde bir durakken şimdilerde ovanın Olimpiyat sahasına dahil edilmesiyle kuşlar bu göç durağını kaybetmiş oldular.
Rusya’nın heyecanla bekleyip dünyanın da dört gözle takip ettiği, 2014 Kış Olimpiyatlarının görülmeyen tarafından; Tarih, Sınıf, Para ve Ekoloji tabanında değerlendirmeye çalıştım. Bir ses olabilmek dileğiyle… (DLK/HK)
* Destan Luise Kılıç: Yaklaşık bir senedir Sochi Kış Olimpiyatları projesinde Mimar olarak çalışıyor.