Paşaoğlu Hüseyin Efendi, Ordu il merkezi Selimiye Mahallesi'nde Taşocak Caddesi ile Erkoçak Sokağı'nın kesiştiği köşeye 1896 yılında Paşaoğlu Konağı'nı yaptırıyor.
Ordu'da doğup büyümüş her çocuk için Paşaoğlu Konağı simgesel bir yapıdır. Karadeniz bölgesi sivil mimari örnekleri içinde yapı önemli bir yere sahiptir.
Ordu'da öğrencilik yıllarımda öğretmenimiz sınıfı toplar 1982 yılında kamulaştırılıp 18 Kasım 1987 tarihinde Etnografya Müzesi'ne çevrilen Paşaoğlu Konağı'na götürürdü.
Etnografik eserler bölümü olarak düzenlenen alanda bulunan silahlar, takılar, kadın ve erkek giysileri v.b. eşyalar gösterilir aileyle dolayısıyla yapıyla bağ kuramazdık.
O günlerden bugüne Paşaoğlu Konağı üzerine araştırmacıların ve Ordu Belediyesi'nin çıkardığı kitaplarda,müzenin broşürlerinde sözlü tarih olarak dinlediğimiz şeylerin tekrar tekrar yazılıp yayınladığını gördüm.
1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı (93 Harbi) sonrası Gürcistan'ın Batum şehrinden Ordu'ya gelen Katamize sülalesinden Hüseyin Efendi gibi anne tarafından büyük dedelerim Javanadzeler de aynı dönemde Ordu'ya geliyor.
O dönem Ordu'ya gelen gürcü aileleri arasında kız alıp vermek yaygın olduğu için gürcü aileler arasında yakın akrabalık bağı görülüyor.
Hüseyin Efendi'nin kızlarının torunlarıyla iletişime geçtiğimde konuyla ilgili "her şeyi konuşabiliriz" sözü gürcü aileleri arasında halen devam eden güçlü bağın göstergesi oldu benim için. Araştırma için İstanbul'dan Ordu'ya geldim.
Paşaoğlu Hüseyin Efendi Konağı'yla ilgili anlatılan detayları inceleyerek yıllar sonra yapıyı yeniden gezdim.
Ordu'da bulunan, döneme şahitlik eden kişilerin hatıralarını yakınlarından dinledim, Etnografya Müzesi yetkilileriyle görüşüp restorasyon dönemi ve sonrası ile ilgili tüm detayları kayıt altına aldım.
Paşaoğlu Hüseyin Efendi'nin babası süleyman paşa Batum'da Katamizeler'den Yıldız Hanımla evleniyor. Bu Evlilikten Paşaoğlu Konağı'nı yaptıran Hüseyin Efendi doğuyor.
Süleyman Paşa vefat ettikten sonra ikinci evliliğini Batum'da Rıza Ağa "Bacınoğlu" ile yapıyor Yıldız Hanım.
Bu evliliğinde Rızvan efendi doğuyor. Rıza Ağa'nın vefatının ardından Yıldız Hanım Batum'dan 2 çoçuğuyla orduya geliyor. Son evliliğini Ordu'da Zuzunave ailesi'nden Süleyman Ağa "Ergin" ile yapıyor. Bu evliliğinden Asiye Hanım doğuyor.
Paşaoğlu Hüseyin Efendi, Yıldız Hanım'ın Batum'da Süleyman Paşa'yla yaptığı birinci evliliğinden 1.7.1872 tarihinde doğan çocuğu.
Hüseyin Efendi'nin ilk eşi Katamizeler'den Meryem Özel. Bu evlilikten 3 kızı oluyor Paşaoğlu Hüseyin Efendi'nin. Süriye, Habibe ve Huriye Hanımlar. Genç yaşta vefat eden eşi Meryem Hanım'dan sonra Paşaoğlu Hüseyin Efendi Ordu'da Zeynep Akata'yla evleniyor.
Bu evlilikten çocukları bulunmuyor.
Paşaoğlu Hüseyin Bey, kızları Süriye ve Habibe Hanımı yaraş ailesi'nden iki kardeşle evlendiriyor. Arif Yaraş ve Murat Yaraş ile... Diğer kızı Huriye Hanım, 1909 yılında Fatsa Çamaş'da Osman Ağa tarafından yaptırılan Cevat Bey Konağına gelin olarak gidiyor.
Huriye Hanım Fatsa'da genç yaşta vefat ediyor. Huriye Hanım vefat ettiğinde 4 ve 2 yaşlarında iki çocuğu varmış, Nurten ve Nermin... Paşaoğlu, yakın arkadaşı olan dünürüne torunlarını konağa yollamasını söylüyor.
Dünürü "kızların birisi sende birisi bende dursun" diyor ve 4 yaşındaki Nurten'i konağa yolluyor. Yaraş Ailesi'ne gelin giden Süriye Hanım'ın 3 çocuğu var; Osman, Ömer, Fuat Yaraş. Kardeşi Habibe Hanım'ın iki çocuğu var; Orhan ve İnci Yaraş.
Paşaoğlu Konağı'nın 1951 tarihli fotoğraflarında gördüğümüz Süriye Hanım ve eşi Arif Yaraş. Süriye Hanım'ın Oğlu Osman Yaraş ve Eşi Melek Yaraş. Resimlerde gördüğümüz çoçuk paşaoğlu Konağında doğan ilk torun Hüseyin Şahin Yaraş.
"Kim var, kim yok"
Paşaoğlu Konağı'nın eski fotoğraflarına baktığımızda arka balkon tarafında bir yapı görülüyor.
Burayı, Paşaoğlu Hüseyin Efendi konağa taşındıktan bir süre sonra yapının ana mutfak giriş kapısı yol tarafında olduğu için sokaktan gelip geçenlerin tavırlarından rahatsız olan çalışanlara mutfak ve üst katı da kalma yeri olarak yaptırıyor.
1915'te Ordu'dan giden erkekler, 40 kadar Ermeni kadın ve kız çocuğunu Paşaoğlu Hüseyin Efendi'ye, konağa bırakıyorlar.
O dönem kimse Paşaoğlu Hüseyin Efendi'ye "evde kim var, kim yok" sorgu sual yapamadığı için bu kişiler 2,5 yıla yakın konağın yol tarafındaki kapatılan mutfak bölümü ve kiler odalarına yerleştiriliyor.
Bugün bu alan Etnografya Müzesi ofis ve depo alanı olarak kullanılıyor. Paşaoğlu Konağı Etnografya Müzesi'ne çevrilirken yapıya bitişik mutfak ve çalışanların kaldığı taş yapı yıkılıyor.
O dönem Habibe Hanım Ermenice konuşup yazmayı, piyona çalmayı ve daha bir çok şeyi evde yaşayan Ermeniler'den öğreniyor.
Daha sonra konaktan ayrılıp Arjantin'e giden kızlar, yıllar sonra gelip Habibe Hanım'ı ziyaret ediyor ve iletişim yıllar içinde devam ediyor.
Habibe Hanım Saadet Bacınoğlu ile 1955 yılında İstanbul'a Kapalıçarşı'ya gidiyor, İnci Eroğlu'nun düğünü için.
Bir dükkana girip yüzük bakıyorlar. Aralarında Ermenice konuşan kişilerden birisi diğerine yüzüğün taşına bakmasını söylüyor, diğeri "ver gitsin" deyince Ermenice konuşmaları anlayan Habibe Hanım; "Neden kontrol etmiyorsun yüzüğü?" dediğinde "Sen Ermeni misin?" diyor, şaşırıyorlar ve nereli olduğunu soruyorlar.
Habibe Hanım Ordu'dan Paşaoğlu Hüseyin Efendi'nin kızı olduğunu söylediğindeyse çok mahcup oluyorlar. Bütün Kapalıçarşı'yı ayağına getiriyorlar Habibe Hanım'ın.
"Muhacır Mezarlığı"
Paşaoğlu Hüseyin Efendi'nin en büyük kızı Süriye Hanım ve Habibe Hanım'ın gelin gittiği Yaraş Ailesi'ne ait konak, Paşaoğlu Konağı'na yakın bir yerde.
Saray Mahallesi Atalık Sokak 7 numarada bulunan konak, Ordu'nun en güzel evlerinden birisiydi. Büyük bir bahçeye sahip olan konak bugün apartmanlar arasına sıkışmış bir durumda.
Selimiye Mahallesi'nin Taş Ocakları'na giden yolun sağındaki "Muhacır Mezarlığı" mülkiyeti Bacınzade Ahmet Efendi'ye ait.
1917 yılında Belediye Reisi Furtunzade Yusuf Bey'in teklifini kabul ederek 7 dönüm civarındaki bu arsasını "Muhacır Mezarlığı" yapılması kayıt ve şartıyla belediyeye hibe ediyor.
Paşaoğlu Hüseyin Efendi 1.1.1934 tarihinde bu mezarlığa defnedildi. 1985 tarihine kadar ayakta kalan bu mezarlık, Ordu Belediyesi tarafından 1986 yılında taşınıp bir bölümü çocuk parkına dönüştürüldü.
Bu süreçte Paşaoğlu Hüseyin Efendi'nin mezarı kayboldu. Aile, belediye ile iletişime geçip konuyla ilgili açıklama istediğinde "O dönem gazeteye ilan verdik, aileden haber alamadık." denilmiş.
Paşaoğlu Hüseyin Efendi 1934'de vefat ettiğinde büyük kızı Süriye Hanım konak boş kalmasın diye eşi Arif Beyle baba evine dönüyor. Vefat ettiği 1973 yılına kadar bu evde yaşıyor.
Cenazesi bu evden kalkıyor. Kardeşi Habibe Hanım ise 1961 yılında vefat ediyor.
Paşaoğlu Konağı Orhan Yaraş'ın Ankara'da Kültür Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü ile görüşmesi sonrası 1982 yılında kamulaştırılıyor. 1983-1987 yılları arası onarımı ve teşhir tanzimi tamamlanan konak 18 Kasım 1987 tarihinde
"Paşaoğlu Konağı ve Etnografya Müzesi" olarak hizmete açılıyor.
Paşaoğlu Konağı ve ailesi üzerine ilk defa yayınlanan bu detaylı araştırma için bu kadar geç kalınması Ordu'nun kültürel tarihi için önemli bir eksik. Ordu, geçmişten bugüne farklı kültürlerin bir arada yaşadığı kültürel izlerle dolu bir şehir.
Ordu'nun kültürel tarihi belediyenin desteğiyle, içeriğine müdahale edilerek dönemin ruhuna göre yazılan kitaplarla öğrenilemez.
Ordu'nun sosyokültürel tarihini, mimari ve sanat tarihini, kent belleğini tüm gerçekliğiyle yazabilecek araştırmacılara ve bu çalışmaları yayınlayabileceği bağımsız kurumlara ihtiyacı var.
Bu süreç zarfında yakından tanıma fırsatı bulduğum değerli tarihçi Sayın Dr. Oktay Özel ile edebiyatçı ve araştırmacı-yazar Sayın İbrahim Dizman'a konuyla ilgili yardımları ve hassasiyetleri için çok teşekkür ediyorum.
(GB/PT)