Son birkaç aydır Covid-19 vakalarında ciddi bir artış oluştu. Sağlık Bakanlığı verilerinde de bu artış (rakamlar tam doğruyu yansıtmasa da) görülüyor. İkinci kez Covid geçirenlerin, hastalığı geçiren aşılıların sayısı da azımsanamayacak kadar yüksek.
Yaz gelmiş, aşılanmanın da etkisiyle maske mesafe tedbirlernini kalktığı bir dönem… çoğu insan da bu önlemlerden bıkmış durumda. Ne yapacaklarını şaşırmışlar.
Her gün gidip geldiğim Büyükada motoru bunun bir örneği: açık havada maske takarak mesafeli oturanlara da, kapalı kalabalık ortamda maskesiz öpüşüp selamlaşanlara, maskesiz dolaşanlarla kavga edenlere de sıklıkla rastlamak mümkün…
Yani kafalar karışık, sorular birikmiş durumda. Doğru yanıtı bulmak ise kolay değil. Özellikle sosyal medya ortamında bilgi kirliliği had safhada; doğru yanlış bilgi aktarmalar, kamplaşma, tehdit ve küfürleşmelere varan paylaşımlar ön planda.
Pandemi ile ilgili bilimsel çalışmalar ise hiçbir dönemde olmadığı kadar fazla yapılıyor, yazılıyor ve paylaşılıyor. İnsanların sorularının büyük bir kısmına verilecek yanıtlar ise bu bilimsel yayınlarda.
Pandeminin bugünü ile ilgili soruları yanıtlayacak bilimsel verilere dayanan bir yazı yazmanın en azından bu kafa karışıklığını azaltacağını ümit ediyorum.
Nasıl çıktı bu son dalga? Covid-19 vakalardaki artışın nedeni ne?
Salt Türkiye’de değil tüm dünyada Covid-19 vaka sayıları artmış durumda. İnsanların büyük bir bölümü tekrar tekrar aşılanmış olmasına rağmen virüs tüm dünyayı etkilemeye devam ediyor.
Bunun nedeni ise COVİD-19’un Omicron BA.5 alt varyantı. Covid vakalarının ortalama yüzde 80’inden bu alt varyant sorumlu. Varyantların oluşması ise mutasyon, yani virüslerin genetik yapısında oluşan
farklılaşmanın virüs özelliklerini de değiştirmesi sonucu.
Aşılıların hastalanmasının nedeni ne? Covid-19 virüsünün genetik yapısının sıklıkla değişmesi, ve bunun da virüsün özelliklerini değiştirmesi sonrası oluşan Omicron BA.5 daha fit, yani daha fazla kişiye çok daha hızlı bulaşıyor ve insan vücudunda çok hızlı çoğalıyor.
Daha da önemlisi virüsün insan dokularına bağlanmasın sağlayan "Spike Proteini’’nin genetik yapısında oluşan değişiklik ise aşılanma ile vücutta oluşan antikorların virüsün vücuda girmesini engelleyememesi.
Aşı Omicron varyantına karşı etkisiz mi? Dördüncü doz aşı olmak anlamlı mı? Biz, kabul edelim etmeyelim, bu son dalgada yaşadığımız rahatlığı, özellikle risk altındaki bireylerimizin yüksek oranda aşılanmasına borçluyuz. Ancak aşıların etkisi belli bir süre sonra azalmakta.
Bir de şu an dünyada en çok kullanılan Biontech/Pfizer ve Moderna aşılarının Omicron varyantının değil de Wuhan’da çıkan orijinal virüsün genetik kodu baz alınarak üretilmesi. Çalışmalar, bu aşıların virüsün vücuda girmesine engel olamadığını ancak insanların enfeksiyonu ağır geçirmelerini, hastane ve yoğun bakıma yatmalarını ve ölmelerini ciddi oranda azalttığını kanıtlamış.
Bu, dört doz aşı olanlarda geçerli. Yani dört doz aşı olanlar üç doz aşı olanlara veya hiç aşı olmayanlara göre hastalığı çok daha hafif atlatıyor. Yetkili kurumların yüksek riskli bireylere, yani 50 yaş üstü, kronik hastalığı olan, bağışıklık sistemi baskılanmış bireylere ve sağlık çalışanlarına dördüncü hatırlatma dozunu olmayı önermeleri de bu nedenle. Dördüncü doz aşının özellikle yapılması önerilmekte.
Aşıların yan etkileri var mı?
Tabii ki var. Ancak çok seyrek görülüyor. Kalp damar sisteminde oluşan en sık yan etki miyokardit, yani kalp kası iltihabı. Miyokardit bir milyon aşılanmış kişi içinde ortalama 15 kişide oluşuyor.
Daha çok 15-39 yaş arası erkeklerde aşı sonrası ilk bir hafta içinde görülüyor ve çoklukla hafif atlatılıyor. Kalp krizi riskinin aşı sonucu arttığına dair şu ana kadar bir bulgu yok. Toplar damarlarda pıhtılaşma seyrek de olsa görülmekte. ‘’Bell’s paralizi’’ yani yüz felci de olabilecek seyrek yan etkilerden. Bunun dışında da birçok yan etki de tek tük vakalar olarak gözlemlenip bildirilmekte. Özellikle gelişmiş ülkelerde aşı ve sonrasında oluşan tüm yan etkiler veritabanlarına kaydediliyor ve değerlendiriliyor.
Bu değerlendirmenin amacı ise aşının yan etkileri ile aşı olmamanın getirdiği problemlerin karşılaştırılması. Tüm bunların ötesinde aşıların bu tür yan etkiye neden olabilecek bileşenleri geleceğe yönelik tesbit edilmekte.
Bugüne kadar aşılanmış bireylerde ortaya çıkan yan etkiler aşı olmamışlara oranla kıyaslanmayacak kadar az. Tabii ki milyonda bir görülen bir yan etki insanın başına gelince milyonda milyon oluyor.
Ancak son iki yıl gözden geçirildiğinde aşılanmanın ciddi sayıda insanın hayatını kurtardığı ve kurtaracağı da yadsınamayacak bir gerçek.
Virüs zaman içinde daha az ölümcül bir hale mi geldi? Evet. Pandemi başlayalı iki yıl oldu. İlk yıl ile karşılaştırıldığında bu son Omicron BA.5 dalgası ile hastaneye yatan ve vefat edenlerin sayısı kıyaslanamayacak kadar az. Bunun bir nedeni Omicron BA.5’in vücutta dokulara önceki varyantlar gibi alt solunum yolunda değil de üst solunum yolunda giriyor.
Bu da akciğer tutulumunun daha az olmasına, dolayısıyla insanların hastalığı daha hafif geçirmesine, hastaneye yatış ve ölüm oranlarının azalmasına yol açması.
Virüsü hafif atlatmanın asıl önemli nedeni ise yaşlılar, hastane çalışanları, bağışıklık sistemi baskılanmış ve kronik hastalığı olanlar gibi risk altındaki bireylerde aşılanma oranının yüksek olması. Çalışmalar özellikle bu saydığım gruplarda hastaneye yatış ve ölüm oranında ciddi bir azalma gözlemliyorlar.
Daha önce covid geçirenler mi aşı olanlar mı daha fazla enfeksiyondan korunuyor?
"Hibrid bağışıklık’’ denen bir olgu var. Yani virüsün yol açacağı hastalıktan en az korunanlar hiç aşı olmamış ve Covid geçirmemiş bireyler. Dört doz aşı olmuş bireylerde korunma çok daha fazla. En fazla korunanlar ise hem aşı olmuş, hem de Omicron varyantı ile hastalanmış olanlar. Hem geçirilmiş enfeksiyon, hem de aşılanma bağışıklık sisteminde birlikte virüse karşı ciddi bir savunma sağlıyor.
Maske ve mesafe kuralları, bunun ötesinde karantina ve yasaklar bu son enfeksiyon dalgasında gerekli miydi?
Pandemi başlangıcını hatırlayalım. Çin’den gelen, bulaşma riski yüksek, özellikle yaşlı ve kronik hastalığı olanlarda ölümcül olabilecek bulaşıcı bir hastalığın kapıda olduğu zamanlar.
Tedbirler başarılı oldu mu?
Bilim insanları yeterli insanı kapsayan aşılanma oluşuncaya kadar bir önlem alınmazsa ölümlerin sağlık sistemini çökertebilecek düzeye varacağını, ağır hastaların yoğun bakım ünitelerinin kapasitelerini misliyle aşacak sayıya olaşabileceğini ifade ettiler.
Özellikle İtalya’da yoğun bakım ünitelerinde yer bulamamış nefes darlığı çeken insanların görüntüleri ortaya çıktı; Türkiye’de de hastane ve yoğun bakım üniteleri dolmaya başladı. Karantinalar, sokağa çıkma yasakları, zorunlu maske ve mesafe tedbirler çıktı. Amaç özellikle yüksek riskli insanları hastalıktan korumak, böylelikle sağlık sisteminin çökmesini önlemek idi. Tedbirler büyük oranda başarılı da oldu.
Bugün ise yüksek riskli kesim ciddi oranda aşılanmış, hastalığı ciddi geçirme riski azalmış durumda. Virüsün kendisinin de ciddi hastalığa neden olma kabiliyetinin azaldığı biliniyor.
Sağlık sisteminin hastalarla çökebilme olasılığı da yok. İnsanların da hem ekonomik hem de psikolojik olarak da geçmiş tedbirlerden etkilendikleri ortadayken hastane gibi zorunlu maske takılması gereken yerler hariç yeni kısıtlamalar çıkartmak ne kadar doğru bilemiyorum.
Özellikle yüksek riskli bireylerin kendi sağlığını korumada yeteri kadar bilinçlenmiş durumda olduğuna inanıyorum. Ancak metrobüs Marmaray gibi kalabalıkların uzun süre bitişik durumda yan yana seyahat ettiği kapalı mekanlarda maske uygulamasının yararlı olabileceğini düşünenlerdenim.
Sinovac aşıları Omicron varyantına karşı etkili mi? Bu okuyanlara tarihi geçmiş bir soru gibi gelebilir, ama değil. Sinovac, etkinliği çok tartışılan bir aşı.
Çin’deki son kapanmaların bir nedeninin Sinovac ve Çin yapımı benzeri aşısının hastalıktan korumada yeterli etkiyi sağlayamadığı ciddi basın organlarında yazılmakta. Brezilya, bizim gibi ilk iki doz aşıda Sinovac’ı tercih etmiş ülkelerden biri olarak milyonlarca hastayı içeren geçmişe dönük bir çalışmaya imza attı.
Hiç aşılanmamış, üç doz Sinovac aşısı olmuş ve iki doz Sinovac aşısı sonrası BioNtech aşısı olmuş üç gruptaki bireylerin ağır hastalık ve ölümden ne kadar korunduğu geriye dönük olarak karşılaştırdı. Üç doz Sinovac aşısının anlamlı bir etkisi görülmezken iki doz Sinovac ve sonrasında BioNtech aşısını olmanın hastalığı ağır geçirmeyi ve ölümü yüzde 83’e varan oranlarda azalttığını tesbit etti. Bu da aşıları değiştirenlerin doğru yaptıklarının bir kanıtı.
Bu son Omicron BA.5 dalgasından en çok hangi ülkeler etkileniyor? Omicron BA.1/2 ve son Omicron BA.5 alt varyantı ilk kez Güney Afrika’da tesbit edildi. Güney Afrika enfeksiyon geçirenlerin yüksek oranda olduğu bir ülke. Hastalığı, özellikle hem Omicron varyantını geçirmiş hem de aşılanmış bireylerde oluşan ‘’hibrid bağışıklık’’ enfeksiyonu daha çok engellemekte.
Bu nedenle Güney Afrika toplumu bu son varyanttan ciddi derecede etkilenmedi. Buna karşılık Japonya, Avustralya Yeni Zelanda ve Portekiz gibi sıfır Covid politikası gütmüş, yani kapanmaya, maske ve mesafe tedbirlerine tam uymuş, yüksek oranda aşılanmış, ancak gerçek Covid mikrobu ile fazla tanışmamış ülkeleri son Omicron BA.5 dalgası ciddi olarak etkilemiş durumda.
Bu ülkelerde hibrid bağışıklığın olmaması halk sağlığını tehdit eder duruma gelmiş. Portekiz’de hastaneye yatış sayısının ilk Covid dalgası ile yarışır durumda olduğu söyleniyor.
Bu son dalga ne zaman bitecek?
Covid pandemisi başlayalı iki yıldan fazla oldu. Bu süre zarfında virüsün dalgalar halinde insanlara bulaştığı, hasta sayılarının belli bir süre çoğaldığı, sonrasında da aşılanma ve daha çok sürü bağışıklığı nedeniyle bir sonraki dalgaya kadar azaldığı görülüyor.
Her bir dalgadan virüsün başka bir varyantı sorumlu. Omicron BA.4/5 varyantı beşinci dalgaya neden oldu. Ne kadar süreceği ise toplumdan topluma değişeceği öngörülüyor. İsviçre için yapılan hesaplamalar toplumun yüzde15’inin hastalanması ile virüsün etkisini yitireceği söyleniyor. Bu oranın diğer toplumlarda yüzde 5 ile yüzde 30 arasında seyredeceği,
Güney Afrika gibi virüse yakalanma oranının yüksek olduğu ülkelerde bu dalganın daha hafif atlatılacağı, Japonya, Avustralya ve Yeni Zelanda gibi "Sıfır Covid’’ politikası gütmekte olan ülkelerde de daha fazla insanın etkileneceği varsayılıyor.
Türkiye ne durumda diye sorulacak olursa kaç kişinin hastalandığına dair net bir veri olmamasına rağmen vaka sayılarında son bir iki haftadır görülen düşüş, bende bu dalgayı hafif atlatacak ülkeler arasında olduğumuzu düşündürdü.
Yeni varyantlar geliyor mu?
Şu anda Hindistan’da virüse yakalananların çoğunda Omicron BA.2.75 görülmekte. Bu başka bir alt varyant. Bunun ötesinde GISAID veritabanına girmiş çok sayıda yeni varyant var. Ancak bir kısım bilim insanını, son Omicron BA.5 gibi tehlikeli bir alt varyant sonrası Covid-19 virüsünün bir süre pasif kalacağı yönünde görüş bildiriyorlar.
Yeni aşı geliyor mu?
İngiltere 15 Ağustos itibariyle yeni bir Moderna aşısının kullanım iznini verdi. Bu aşı ‘’bivaryant’’, yani içinde hem orijinal Covid-19 aşısını, hem de Omicron BA.1 aşısını barındırıyor. Ancak Omicron BA.1 varyantının yeni alt varyantlara ne kadar etkili olduğu bilinmiyor. Omicron BA.5 tabanlı aşının ise sonbahar sonuna kadar piyasada olması bekleniyor.
Yazmaya çalıştığım gibi Covid-19 virüsü ciddi bir evrim geçirmekte; her bir varyantı daha fit, daha bulaşıcı.
Buna karşılık da bilim insanları ve kurumlar virüsü altetmek konusunda yüzbinlerce yayın yapmış, veritabanları oluşturmuş, geliştirilen aşı ve ilaçlarla ciddi bir yol katetmiş durumdalar. Hiç kimse yarını öngörememekte. Ancak dün gibi elimiz kolumuzun bağlı olmayacağı kesin.
(MB/EMK)