sgk tarafından 2012'nin son günü yayınlanan bir tebliğde(1) hangi özel hastanelerin ne kadar ek ücret alacakları belirlenmiş ve duyurulmuş.
yakından izlemeye çalıştığım halde, sgk'nın özel hastanelerin tavan ücretleriyle ilgili bu tebliğinden ben de chp genel başkanı sayın kemal kılıçdaroğlu'nun yaptığı konuşmadan(2) sonra haberdar oldum.
haberin yayınlandığı gün ile önce ve sonrasındaki günlerin gazetelerini taradım ama, tahmin edileceği gibi başka bir yerde bu habere rastlamadım.
geriye dönüp tebliğin yayınlandığı günü izleyen günlere, yani 2013'ün ilk iki gününe baktım, o günlerin gazetelerinde de bu tebliğe dair bir tek satır olmadığını söylemem sanırım gereksiz!
talep ticaret odasından
chp başkanının söz ettiği "zam"mın geleceği aslında 9 aralık 2012'de akşam gazetesinde yazıyordu (3) :
bu haberde istanbul ticaret odası başkanı murat yalçıntaş "altı yıldır hastane ücretlerine zam yok" demişti.
haberin ayrıntısında ito başkanı yalçıntaş'ın "özel sektörle yapılan anlaşmalardaki hizmet alım fiyatları, bütün hizmetleri kesintiye uğratacak bir noktaya doğru gidiyor, birçok kritik hizmette özel sektörün fark almıyor, bu hizmetler hastane cirolarının yüzde 50'sini oluşturuyor, son 6 yılda üretici fiyat indeksi yüzde 53 artmasına rağmen fiyatlar hiç güncellenmedi" şeklindeki yorumu yer alıyordu.
gerçekten de herhangi bir destek olmazsa ve yan yollara sapılmazsa aslında "özel hastane işletmeciliği"nin dünyanın hiçbir yerinde para kazandıran bir faaliyet olmayacağını sağlık ekonomisiyle uğraşan uzmanlar her zaman söylüyorlar.
artış oranları
sayın kılıçdaroğlu geçmişte ssk genel müdürlüğü yaptığı için bu işi iyi biliyor. dahası belli ki ön hazırlıklarını iyi yapmış, konuşmasında net oranlardan söz ediyor:
"hastaneye bundan sonra ayşe hanım teyzenin ya da çocukların düşmemesi lazım. sizlere rakamlar vereceğim arkadaşlar. yatak ücretlerine bir ayda gelen zam yüzde 103.7. buyurun hastalanın bakalım! hadi yattanız diyelim, tahlil yapılacak, tahlillere gelen zam yüzde 210. değerli arkadaşlar, allah muhafaza, kaydın yere düştün, röntgen çektireceksin röntgene gelen zam yüzde 114,4. hadi röntgen iyi çıkmadı hekim dedi ki; 'bir de mr çektirelim.' mr'a gelen zam yüzde 108.5."
ortaya konulan artış oranları ise "yüzde 103,7 - 210" arasında!
peki murat yalçıntaş ne diyordu üretici fiyat endeksindeki 6 yıllık toplam artışa dair: "yüzde 53".
o zaman en düşük artışın nerdeyse bunun iki katı olmasını nasıl açıklayacağız?
çok belli ki sgk ona prim ödeyenleri değil, para ödediklerini gözetmiş.
"doğru"lar haber olmaz mı?
sonuçta bu iki durumun ikisinin de "yalan" olması mümkün değil!
başka bir deyişle ya hükümet kandırıyor halkı, ya da chp!.
peki şimdi her durumda bu bir haber değil mi?
eğer hükümetin yüzde 210 zam yaptığı doğruysa bu her yerde haber olmalı, toplum bilgilendirilmeli.
yok eğer yapılan zammın oranı sayın kılıçdaroğlu'nun söylediği gibi değilse bu da haber olmalı ve "kılıçdaroğlu halkı kandırıyor" denilmeli.
her ikisi de denilmediğine göre o zaman başka bir sorun var yaşadığımız; aslında onu da kılıçdaroğlu aynı konuşmasında dile getiriyor:
"medyanın sorumluluğu yok mu bunda? hani medya halkın gözü, kulağı ve sesi idi. eğer halkın gözü, kulağı ve sesi olmazda iktidarın gözü, kulağı ve sesi olursanız o medya o nedenle tiraj almaz, tiraj kaybeder!"
yapılması gereken
bundan hareket ederek chp'nin önüne koyduğu görev ise çok açık tanımlanmış:
"bizim bir sorumluluğumuz var. bütün bu ayrıntıları, kaybolan, halkın gündeminden çalınan bu ayrıntıları halka anlatmak. yemeyeceğiz, içmeyeceğiz, yatmayacağız türkiye'yi gezeceğiz ve akp iktidarını anlatacağız halka, bizim görevimiz budur."
bir ana muhalefet partisinin de görevi tam da budur zaten! ama onların siyasi alanda ve meclis kürsüsünde yaptıkları yetmez.
bu alanın "halktan, hastadan, toplumdan yana" resmi ve yarı resmi kurumları, gönüllü örgütlenmeleri, meslek kuruluşları, sendikaları, araştırmacıları, akademisyenleri de bunları açık, net bir şekilde ve sürekli olarak ortaya koymalıdırlar.
aslında yalnızca gerçekleri ve doğruları ortaya koymak da, vatandaşı bilgilendirmek de yetmez, bu "haksız" uygulamaların ortadan kaldırılması ve geri alınması için de her yol ve yöntemle uğraşılmalıdır.
vatandaşın mahremiyetini ticari bir meta haline getirerek ortaya serenler, ticari bilgilerin "sır" olmasının arkasına saklanmamalıdır.
sgk'nın sitesinden duyurulan, özel hastanelerin alacağı ek ücretlerin neye dayanarak ve nasıl belirlendiğini de halka açıklamalıdır, sgk.
eğer halkın bir anlam ve değeri varsa tabi!
"dünya dil gününüz kutlu olsun!"
mustafa sütlaş, 21 şubat 2013