Çiçek, 'evlilik yoluna giren bir feminist' olarak benden bu yazıyı isteyince kıramadım. Madem öyle, müstakbel kocam ile 14 Şubat denen bugünü kutlamadığımızı söylemekle başlayayım.
"Sevgililiğiniz mi kalmış sizin, evde pineklemeye başlarsınız yakında" gibi söylemler nedeniyle kutlamıyor değiliz. Prensip olarak kutlamıyoruz. Siz de kutlamayın. Hatta kutlamıyorsunuz umarım.
Şimdi efendim çok klişe olacak ama bu özel günün bir vahşi kapitalizm bir de toplumsal cinsiyet yönü var. Çok doğru olmadı bu cümle belki de çünkü nihayetinde cinsiyetçiliği doğuran ve besleyen sisteme kapitalist düzen deniyor zaten.
Sırf bu nedenle bile; "Özel gün düşkünü kapitalist sistemin gözü kahrolsun!"
Bu sloganımızı da buraya koyduktan sonra, her şeyin bir sınırı, adabı olmalı demek istiyorum.
Ayıptır söylemesi birkaç aydır bir spor merkezine gidiyorum. Geçtiğimiz günlerde soyunma odasına girdiğim an ayaklarım kapıya doğru geri gitti. Bir yazı görmüştüm sanki. Doğru görmüştüm billahi:
"Hazırlıklara gündüz başlayın: 'Couple stretching'. Dersten fotoğrafını hashtagle Instagram'da paylaşan bir kişiye, Sevgililer Günü'ne özel çift masajı hediye!"
Güzel Türkçemize nasıl çevrilir bilemedim ama vaziyet şudur: Spor merkezi yetkilileri, herhalde her daim el ele gezen çiftleri bu özel günde de ayırmak istememiş olacaklar ki onlara beraber esneme imkanı sunuyor. Yani çiftler beraber gerilip büküldükleri anları görüntüleyecek ve bunun mükafatı da yine beraber gidebilecekleri bir masaj seansı olacak.
Anlatırken bile fena oldum vallahi.
Bu tabii işin daha hazırlık aşaması. Yani anonsta öyle diyor. Benzer etkinliklerle başlayacağınız gün elbette pembe balonlar, kırmızı güller ve pelüş oyuncaklar ile sürdürülmeli.
Bu şirinliklerden bahsetmişken, hediyelerden bahsetmemek olmaz.
Benim bu seneki favorim şu reklam oldu:
"Sevgilinize hediye edebileceğiniz en kalıcı şey sağlıklı dişleridir. Ona diş beyazlatma hediye edin!"
Dedik değil mi başta, reklamın da sınırı olmalı.
Yoksa absürtlüğün sonu yok çünkü.
Bir çiçek dağıtım şirketinin 14 Şubat incileriyle devam edelim:
"'Ben Sevgililer Günü'nde hediye istemem' demesine bakmayın, siz kendinizi garantiye alın."
"Kim demiş; Sevgililer Günü'nde erkeklere çiçek alınmaz diye?"
"Çiçek almayan erkekle o kadın evlenir mi bilemeyiz."
"Yarın grinin değil kırmızının 50 tonuna ihtiyacınız var."
'Evlilik yolunda ilerleyen biri' olarak belirteyim ki mevzu bahis kurumun çiçek alıp vermekle alakası yok.
Sevgiliye sarılmanın, onu sevdiğini söylemenin, ona sürpriz yapmanın da cinsiyet ve zamanla alakası olmadığı gibi.
Ya da alelade "Seni çok seviyorum" demenin, gerçekten ne hissettiğinizle de alakası olmadığı gibi.
Uzun lafın kısası; zorunlu 14 Şubat kutlamalarının sevgiyle, sevgililikle alakası olmadığı gibi.
Ancak siz yine de özellikle evlenmeyi düşünüyor ve kendinizi garantiye almak istiyorsanız, ona diş beyazlatma hediye edin! (BK/ÇT)