Miladi 10 Ekim 680, Hicri 10 Muharrem 61 günü, Hz. Hüseyin ve yanındaki aile fertleri ve yakınlarından oluşan 72 kişinin Kerbela çölünde Yezit ordusu tarafından katledilmesine istinaden yapılan yas ve tutulan oruçtur.
Yezit halifeliğini ilan ettikten sonra herkesin kendisine biat etmesini istemiş ve bu biat davetine Hz. Hüseyin icap etmemiştir. Bunun üzerine Yezit taraftarları Hz. Hüseyin’i taciz ve tehdit etmeye başlamışlar Hz. Hüseyin ve ailesine Mekke de yaşama imkânı bırakmamışlardır. Bunun üzerine Hz. Hüseyin’i destekleyenler kendisini Küfe’ye davet etmiş ve Hz. Hüseyin Küfe’ye doğru yola koyulmuştur.
Küfe’ye varmadan Kerbela çölünde Yezit ordusu tarafından önleri kesilir ve kuşatmaya alınırlar. Hz. Hüseyin’in Yezit’e biat etmesi istenir, biat ettiği takdirde kuşatmanın kaldırılacağı ve serbest bırakılacakları aksi takdirde ise katledilecekleri söylenir.
Yezit’in biat istemesi karşısında Hz. Hüseyin; “Müslümanlar, Yezit gibi bir hükümdara duçar olduğunda artık İslam’la vedalaşmak gerekir.” (Kaynak; Musiru’l-Ahzan, s. 14-15; Luhuf, s. 9-10: Futuh-u İbn-i A’sem ve Maktel-i Harezmî) diyerek, Yezit’e biat etmeyi reddetmiş hatta Yezit’in elinde olacak bir İslam’ın gerçek İslam’la alakasının kalmayacağını da ortaya koymuştur. Aleviler bugünkü Devlet İslamı’nı, Diyanet İslamı’nı, Muaviye – Emevi – Yezit İslam’ı olarak görmektedirler.
Bunun üzerine Hz. Hüseyin ve yanındakiler önce aç susuz bırakılmış, suya ulaşmaları engellenmiş sonra da kılıçtan geçirilerek katledilmişlerdir. Bu katliamdan Hz. Hüseyin’in kız kardeşi Zeynep ve Hz. Hüseyin’in oğlu Zeynelabidin sağ kurtulmuşlardır. 12 imamlar Zeynelabidin’den devam etmiştir. Aleviler Zeynelabidin’in kurtuluşuna istinaden aşure çorbası yaparak ve kimi yerlerde kurbanlar keserek sevinmekte ve şükretmektedirler.
Yas ve oruç
Yas ve oruç 12 gün sürmektedir. Bu oruç bir ay orucu değildir, bir yas orucudur. Esas olan oruç değil, esas olan yas tutmaktır. Oruç bu yas tutmanın bir gereği olarak yapılmaktadır. Aleviler 12 gün boyunca yas hali içerisinde yaşamaktadırlar.
Bu süre içerisinde;
Her türlü zevk ve eğlenceden uzak durulur
Asla düğün, bayram, eğlence yapılmaz
12 gün boyunca asla et yenmez, su içilmez. (Oruç açıldıktan sonra sıvı ihtiyacı su dışındaki sıvılarla karşılanır)
Oruç, sabah gün ağarırken başlar, akşam gün kararmaya başlayınca açılarak bitirilir.
Oruç açıldıktan sonra da et yenmez, su içilmez ve de hayvansal gıdalardan uzak durulur
Hz. Hüseyin’in katledildiği 10. gün matem daha yoğun yaşanır.
12 gün boyunca zaruri haller dışında suyla haşır neşir olunmaz.
Oruç 12. gün aşurelerin pişimine kadar sürer ve aşure ile açılarak son bulur.
Aşure günü
Alevilerde aşure günü orucun son günü yani 12. günüdür. Sabahın erkeninden her evde aşure kazanı ocağa konur ve piştikten sonra tüm ev halkıyla öğlenleyin (aşurenin piştiği zamana göre) birlikte açılarak oruç ve yas son bulur.
Muharrem matem orucu 12 imamlar aşkına 12 gün tutulur ve 12 gün 12 çeşit malzemeyle yapılan aşure çorbasıyla açılarak son bulur.
Aşure yendikten sonra Zeynelabidin’in kurtulmasına istinaden dualar edilir, kimi imkanı olanlar kurbanlar keserler, Cemler yapılır.
Günümüzde Muharrem matemi
Muharrem matemi ve orucu köy ortamında çok yoğun yas haliyle yaşanırdı, kentleşmeyle birlikte birçok husus yerine getirilemez hale geldi. Özellikle Alevi olduğunu gizleyen bir toplumun bırakın kendi ritüellerini korumayı oruç tuttuğunu bile söyleyememesi manidar bir durumdur.
Alevi tarihinin sembol olayları, sembol isimleri vardır; Madımak, Maraş, Çorum, Pir Sultan, Hızır Paşa, Şah Hatayi, Kalender Çelebi, II. Mahmut, Kuyucu Murat, Yavuz Selim, Hamdullah Çelebi, Şeyh Bedrettin, Yezit, Kerbela vb gibi. Bunların en eskisi ve en etkini Kerbela olagelmiştir. Kerbela’da 10 Muharrem’de şehit edilen Hz. Hüseyin ve yanındaki 72 kişinin yaşadığı direnç ve teslim olmadan, öleceklerini bile bile canlarını ortaya koymaları ve Yezit’e biat etmemeleri bu nedenle de vahşice öldürülmeleri onlar için günümüzde dahi gözyaşı dökülmesinin ve matem tutulmasının nedenidir.
Kerbela’yı Kerbela yapan Hz. Hüseyin’dir. Hz. Hüseyin’i Hz. Hüseyin yapan ise onun zalimin zulmüne biat etmemesidir. Canını davası uğruna ortaya koymasıdır. Bu nedenle Kerbela Alevilerce hep güncelliğini korumuştur. Çünkü Aleviler için ne Kerbela bitmiş, ne Yezit bitmiş ne de onun zalimliğine direnen Hz. Hüseyin bitmiştir. Tarihte bunlar hep başka isimlerle karşımıza çıkmıştır. Yezit; Yavuz olmuş, Hızır Paşa olmuş, Kuyucu Murat olmuş, II. Mahmut olmuş; Dersim’de, Maraş’ta, Çorum’da, Madımak’ta, Türkiye Cumhuriyeti Devletini yönetenler olmuştur. O yüzden Kerbela hep güncel olmuştur. Aleviler artık günümüzde Muharrem matem orucunu bu acıların ortak tarihi olarak kabul edip hepsinin acısına ve anısına bu yası tutmaktadır.
Yezit, sadece Aleviliğin değil insanlığın düşmanıdır, çünkü dava insanlık davasıdır. Aleviler bu insanlık davasına her zaman mazlumların yanında yer almasını bilmişlerdir. Bizim için zalimler Yezit'in, mazlumlar ise Hüseyni duruşunun temsilcileridir.
Zalimin zulmü karşısında mazlumun yanında saf tutanlar aşkıyla cümlemizin yasları ve oruçları kabul ve makbul olsun.
Aşk ile… (AK/HK)
* Bu yazı Ali Kenanoğlu'nun kişisel bloğunda yayınlandı.