Fotoğraf:csgorselarsiv.org
“Bakalım Yargıtay ne yönde karar verecek? Elbette takipçisiyiz, gelişmeyi paylaşacağım…” diye bitirmişim 22 Ocak’ta yazdığım “Kadınların Gündemini”.
Nihayet yaklaşık beş ay sonra beklenen karar açıklandı.
Yargıtay, üvey kız kardeşini istismar eden abiyi suçlu buldu, cezalandırılmasını istedi. Üstelik bunu savcının mahkemenin “istismar eden abi yeniden yargılansın” dediği karara “kanun yararına bozma” isteyerek Yargıtay’a başvurmasına rağmen yaptı.
Yani, savcı Yargıtay’ın kendisini haklı bulacağını düşündü fakat öyle olmadı. Genelden erkeklerden yana karar alan yargı, savcıyı da bizleri de şaşırttı.
Yargıda kadından ve çocuktan yana umut vaat, güç veren haberleri çok daha fazla yazarız umarım.
Böylesi kararlar, yok sayılan kadın beyanları, istismarı kanıtlayan raporlar, haksız tahrik şartlarının oluşmadığı halde dahi verilen “haksız tahrik” indirimleri, “umutsuzluk” ve “yargıya güvensizlik” olarak üstümüze boca edildiği bir zamanda, hukuki mücadelenin önemini bir kez daha hatırlatıyor. Çaresizlik sarmalında adalete dair minik bir umut.
Eminim, bu kararlar, benzer durumlarla karşılaşan kadın ve çocuklara yargıya başvurma cesareti veriyor.
Gelelim "bekareti bozulmadı" diyen savcının cezasızlık ısrarına Yargıtay verdiği veto detaylarına.
Urfa Viranşehir Cumhuriyet Başsavcılığı, Viranşehir’de yaşayan M.S. isimli erkek hakkında 10 yaşındaki “üvey kardeşini istismar ettiği” suçlamasıyla yaptığı soruşturmada, takipsizlik kararı vermişti.
Bu takipsizlik kararını da kız çocuğunun “kızlık zararının bozulmadığını” belirten “Marmara Üniversitesi İstanbul Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin raporuna dayandırmıştı.
Savcıdan "kanun yararına bozma talebi"
Hemen ardından çocuğun avukatlarından İnsan Hakları Derneği Eş Genel Başkanı Eren Keskin, “takipsizlik” kararına itiraz etmişti.
Viranşehir Sulh Ceza Hakimliği, itirazı değerlendirmiş ve takipsizlik kararının kaldırılmasına karar vermişti.
Mahkemenin bu kararının ardından üvey abi M.S. hakkında dava açılmamıştı maalesef. Çünkü, “bekâreti bozulmadı” deyip dosyada takipsizlik kararı veren savcı, mahkemeye itiraz etmişti. Yetmemişti yaptıkları bir de konuyu Yargıtay’a taşımıştı, “kanun yararına bozma” talebinde bulunmuştu.
Yargıtay, 6 Temmuz Çarşamba günü kararını açıkladı. Üstelik kararında, üvey abinin suçu birden fazla işlediğine dikkat çekildi.
“Mağdur ve üvey abi arasında husumet olmadığına”, deliller de göz önünde bulundurularak üvey abi için, “üzerine atılı suçu işlediğine dair yeterli şüphe bulunduğu anlaşılmakla” dedi.
Yargıtay, “bekareti bozulmasa da vajinaya bir cisim sokulması durumu gerçekleşmese de istismar suçunun gerçekleştiğine” dikkat çekti. Ki bu da çok önemli ve muhtemelen başka davalarda emsal olacak.
İyi güzel de peki “Yargıtay’ın kararı adaletsizliğin giderilmesi için yeterli mi?” Hayır.
Karar, önemli ama yeterli değil. Çünkü ortada şimdilik gelmeyen bir adalet var, bu karar belki adaletin sağlanabileceği umudunu veriyor sadece.
İnsan Hakları Derneği Eş Genel Başkanı avukat Eren Keskin soruyor:
“Yargının bu kadar geç kalması çocuğun travmalarını arttırdı. Savcının itirazı ile uzayan sürecin bedelini kim ödeyecek?”
Şiddetsiz bir hafta dileğiyle…