30 Eylül 1968’de Kayseri-Sarız-Darıdere köyünde doğmuşum. Anadolu Üniversitesi İşletme, Niğde Üniversitesi Eğitim Fakültesinde Pedagojik Formasyon, Erzurum Atatürk Üniversitesi Adalet ile Anadolu Üniversitesi Medya ve İletişim bölümlerini bitirdim.
Şu an Atatürk Üniversitesi Sosyoloji bölümü öğrencisiyim.
Her konuda haber yaptım
Mersin’de Gladio’nun, “Fetullahçı Terör Örgütü”nün karanlık çalışmalarını konu edindim ve dosya haberler yaptım. CIA, MOSSAD’ın Mersin’deki faaliyetlerini (illegal) haber yaptım.
Kürt Sorunu ve Çözüm Yollarını yazdım. Faili meçhulleri araştırdım. Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’ni (Kırmızı kitabı) eleştirel yazılar ile gündem oluşturdum.
“Susurluk çetesi”nin Mersin ayağını deşifre ettim.
Tehditler aldım
Sürekli ölüm tehditleri aldım. Saldırılara uğradım. Yılmadım yazdım. Beni susturamayanlar öldürmeyi de başaramayınca 13 Mayıs 2010 günü saat 15:45’de Mersin Muhabere Elektronik Şube Müdürlüğü’ne bir imzasız ihbar (bana yönelik) e-postasıyla kumpasın düğmesine bastılar ve dört gün sonra (17 Mayıs 2010) gözaltına alındım.
Mezitli FM çalışanları ile bir örgüt imal ettiler. Gözaltında iken İl Emniyet Müdürü olan Arif Öksüz "FETÖ mensubu emniyet müdürleri" grubundan emekli oldu.
Radyo ve gazetelerimdeki faaliyetlerim, haberler suç unsuru olarak önümüze kondu. İşlemediğimiz bir takım suç istinadları yapıldı. Fabrikasyon deliller üretildi.
Mersin Adliyesi'ne çıkartılmadan Adana Özel Yetkili Savcılığı'na çıkartıldık. Sonra da Özel Yetkili mahkemeye çıkartıldık. Tutuklandık. Adana F Tipi Kapalı Cezaevi'ne göndderildim. Tekli hücreye kondum. Tecrit edildim.
Polis fezlekesinden iddianame
Polis fezlekesi, nokta ve virgülüne dokunulmadan savcılık iddianamesi oldu. Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde tiyatro mahkemeler/duruşmalarda sözde yargılandım.
Hiçbir talebimiz dikkate alınmadı. Savunmayı yapmaya çalışırken dinlenmedik. Sanki duvara konuştum. Sunduğum deliller dikkate alınmadığı gibi dosyada kayboldu.
Hukuk dışı yollarla üretilen iftiralar, bana ait olmayan telefon tapeleri delil, kanıt sayıldı. 61 yıl ceza verdiler. Dosya 2014 yılında bireysel başvurumla Anayasa Mahkemesi'nde.
Hep tecrit
Cezaevlerinde hep tecrite uğradım. Adana F Tipi'nde verdiğim mücadele ile Osmaniye T Tipi Kapalı Cezaevine sürgün edildim. Burada da tek kişilik hücreye kondum.
Sadece bir saat havalandırmaya çıkartıldım. 23 saat hücrede bırakılıyordum.
13 ay böyle geçti. Burada uygulanan anti demokratik tavırlara karşı verdiğim mücadele sonucu Ankara Sincan 1 Nolu F Tipi Kapalı Cezaevi'ne sürgün edildim. Burada da yıllardır yalnız kalıyorum. Üç kişilik odada tek başımayım.
Bir günüm
Sabah 8’de havalandırma kapısı açılır. Yarım saat havalandırmada volta atıyorum.
Havalar sıcakken tel örgülere kuşlar konardı, böcekler olurdu. Şu an soğukta yoklar.
Bu yarım saatten sonra 5 dakika gökyüzünü seyrediyorum. Cezaevinde uzağı görmeyi çok özledim. En uzak duvar dört metre ilerde, hep yakına bakmak zorundasınız.
Bol bol okuyorum, yazıyorum. Atatürk Üniversitesi Sosyoloji öğrencisi olduğumdan sınavlara hazırlanıyorum. Şiirler yazıyorum. Resim yapıyorum.
Alevi Dedesi'yle görüşme
Ayrıca Alevi gazetecisiyim. Cezaevinde Cezaevi Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü ile Diyanet’in yaptığı protokol gereği Sünni mahkumlara haftada bir gün düzenli Sünni vaizle görüşme imkanı tanınıyor.
Ben de Alevi olarak, bu ülkenin bu yurttaşı olarak her hafta düzenli olarak Alevi dedesi ile görüşme talebinde bulundum. Bu konuda yoğun bir mücadele içinde oldum.
Önce kabul, sonra ret
18 Mayıs 2015’de devlet benim talebimi kabul etti ve Cem Vakfı Ankara Şubesi'nde görevli Ali Aydın isimli Alevi dedesi ile görüştüm.
Devlet, Aleviliği bu şekliyle kabul etmiş oldu. Fakat sonra bu verdiği hakkı geri aldı ve bir daha cezaevinde Alevi dedesi ile görüştürülmedim. Bu konudaki mücadelem devam ediyor.
İhlaller
Kaloriferler yanmıyor. Soğuktan donuyoruz. Çeşmelerde paslı su akıyor, bu da sağlımızı tehdit ediyor. Yemekler insanı doyurmuyor, az veriliyor ve hijyene dikkat edilmiyor. Hastaneye sevklerde sorunlar yaşıyoruz.
Bazen hastaneye götürülmüyoruz. Hastaneye giderken ring pisliği hasta mahkumları çok rahatsız ediyor. Araçlar pislik içinde. Jandarmanın tavrı tam bir işkenceci ruh hali. Mahkuma resmen köpek muamelesi yapılıyor. Ameliyatlık hastalar aylarca ameliyat olamıyor.
Kazanımlar
Kazanımlara gelince, geniş bir kütüphane var. Oradan yararlanılabilir. İnfaz koruma memurlarının yaklaşımı insancıl. Mahkumu dinliyorlar.
Üniversite, lise, ilköğretim sınavlarına girebiliyor, okuyabiliyorsunuz. Mesela ben cezaevinde üç üniversite okudum. İkisini bitirdim. Atatürk Üniversitesi Sosyoloji'de okuyorum şimdi.
Konuşmayı, yürümeyi unuttum
Bu Gladio, "FETÖ" Kumpasını Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Hükümetinden bağımsız düşünemezsiniz. 17-25 Aralık MİT olaylarının ardından yaşanan düşmanlık, çıkar ve güç paylaşımından kaynaklıdır. Her ikisi de güç zehirlenmesi yaşamışlardır.
Bugün HSYK, Adana Özel Yetkili Mahkeme hakimlerine soruşturma açmış durumda. Gene HSYK bana aitmiş gibi gösterilen ve tek delil gibi sunulan telefon dinlemeleri için soruşturma izni vermiş ve Mersin’de bu anlamda bir soruşturma sürüyor. Bu benim için bir anlam ifade etmiyor.
Hayatımın altı yılını tecritlerde geçirtdiler. İnsan sesi duymayı çok özledim. Yıllardır bir insanla sohbet edemedim. Toprağa, ağaca dokunamadım. Yürümeyi unuttum. Konuşmaya konuşmaya, konuşmayı unuttum.
Çökerttiler
İşsiz bıraktılar. Ekonomik olarak çökerttiler. Ayda 200-300TL ile bir ay geçirmeye çalışıyorum. Kitap alamıyorum. İstediğim gazeteyi alıp okuyamıyorum.
Temizlilik malzemeleri, besin maddeleri, elektrik parası, kişisel bakım malzemelerini 200 TL ile almam imkânsız, yetiştiremiyorum.
Gönderdiğiniz kitaplar bana ilaç gibi geldi. Çok teşekkür ederim.
Eşim mükemmel, aşığım!
Eşim çok başarılı, vicdanlı mükemmel bir insan. Sınıf öğretmenidir. Onu çok seviyorum. Aşığım!
Tüm sorunlarımı eşimin üzerine yıktım. Eşim çok zor koşullarda hala mücadele ediyor.
Kızımın okul başarısı düştü
Kızım bensiz büyüdü. Psikolojisi bozuldu. Okul başarısı düştü. Geceleri benim elbiselerimi giyerek yatıyordu. Psikolojik tedavi gördü. Kızım, Yüce Tanrımın bana mükemmel bir hediyesidir.
Bu olaydan kumpastan sonra kızımla beraber olgunlaştık.
AKP beni şu saatten sonra çıkartsa bile bir anlamı yok. Kaybettiklerimi bana geri veremeyecekler.
Sadece mücadele
Bundan sonraki yaşantımı insanlık yolunda kavga ile, mücadele ile geçireceğim. Diktatörlükle, faşizimle, militarizmle hep kavgalı olacağım.
Demokrasi, insan hak ve özgürlükleri cephesinin yılmaz bir fedaisi olacağım.
Türkiye demokratik sosyalist hareketinin, insan hakları savunucusu, demokrasi mücadelesinin, gazetecilik yapıp hayatını kaybedenlerin, Gezi direnişinde, Haziran direnişinde hayatını kaybedenlerin önünde saygı ile eğiliyorum.
Cezaevinde kumpas, komplo veya siyasal perspektifleri ile yatan tüm gazetecilere direnişe devam diyorum.
Hakkımda
Kanal 2000’de (TV) Yaşayan Kent Programı yaptım. Aynı kanalda haber spikerliği yaptım. Alevi Bektaşi Kültür ve inancına yönelik yayın yapan aylık yayınlanan Gülbeng ve Ulus gazetelerinin imtiyaz sahibi, genel yayın yönetmenliğini ve sorumlu yazı işleri müdürlüklerini yaptım.
Çağ Türk Gazetesinin Genel Yayın Yönetmeniydim. Mezitli FM Radyo’nun genel yayın yönetmeniydim.
Haberci Gazetesi, Vatandaş Gazetesi, Mahalli idareler Dergisi, Kalpak Dergisi ve daha birçok gazete, dergi ve internet haber portallarında köşe yazarlığı yaptım. Anadolu Basın Birliği, Türkiye Gazeteciler Sendikası, Akdeniz Gazeteciler Televizyoncular Radyocular Derneği, Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı, Uluslararası Gazeteciler Federasyonu gibi STK’larda üyelik, yönetim kurulu görevlerinde bulundun.
BİA ve Ortak Payda, Dünya Aydınları İstanbul buluşması projelerinde yer aldım. Sevdalan Dağlara adlı şiir Kitabım Gül-Ay Yayınlarında yayınlandı. Şiirlerim Berfin, Bahar, Varlık gibi dergilerde yayınlandı. Şu an Türkiye’de Gladio faaliyetlerini konu edinen bir kitap çalışması içindeyim. (MA/BA)
* Miktat Algül, 1 Nolu F Tipi Kapal, A10-30 Sincan – Ankara
HAPİS GAZETECİLERDEN MEKTUPLAR
* Seyithan Akyüz: Kürtçe "İyi Hali" Engelledi
* Mikail Barut: 2011'den Beri Cezaevindeyim