Alaska Eyalet Valisi Sarah Palin’i yardımcılığına seçen Cumhuriyetçi Parti başkan adayı John McCain, geçen haftaki kongrede sık sık “önce vatan” diyor ve kendini “değişim” temsilcisi ilan ediyordu.
Delegelerle dolu salonda konuşması yer yer “USA” tezahüratlarıyla kesilen McCain, “Hazırlan Washington, değişim geliyor”diye bağırıyordu.
McCain konuşurken “McCain’in oyu gazilere karşı” ve “istilayı kazanamayız” pankartları açan bazı göstericiler çeşitli sloganlar atıyordu. Onları eski Alaska Güzellik Kraliçesi Palin’in adaylığını protesto eden iki feminist gösterici izliyor, McCain’in sözleri protesto sloganlarıyla kesiliyordu. Protestocular zorla salondan çıkarılırken MacCain gülerek "Cızırtılara kulak asmayın" diyordu.
Vaatler ve çelişkiler
Kendisinin "gerçek değişimci" olduğunu öne süren McCain, kongredeki konuşmasında vergileri düşürmeyi, enerji krizini sahillerde petrol çıkararak ve nükleer santrallerle aşmayı, yeni iş olanakları yaratmayı, herkese sağlık hizmetinde seçenek sunmayı, kaliteli eğitim seçeneklerini artırmayı, Washington’u lobiciler ve çıkar gruplarından arındırmayı, devlet harcamalarını kısmayı ve ekonomiyi düzlüğe çıkarmayı vaat ediyor, ancak bunları nasıl yapacağına ilişkin fazla bilgi vermiyordu.
Kongrenin son günü Başkan George Bush’un adı bir kez dahi anılmıyordu. Bu kongre Cumhuriyetçi Parti’den olan hem başkan hem de başkan yardımcısının katılmadığı ilk kongre olarak tarihe geçiyordu. Beş çocuk annesi 44 yaşındaki Sarah Palin’le birlikte vaat paketinin olumlu etkilerini çabuk gören McCain hem asıl “değişimci” hem de partisine başkaldıran “bağımsız” olup çıkıyordu bir gecede.
İyi ama McCain Cumhuriyetçi Parti’nin başkan adayı değil miydi? Nasıl oluyordu da Cumhuriyetçiler bundan gocunmuyorlardı? Hem sekiz yıldır ülkeyi yöneten Bush da Cumhuriyetçi Parti’den değil miydi? Üstelik McCain sekiz yıldır Arizona Senatörü olarak oyunu yüzde 90 başkan Bush’un politikalarını ve kararlarını onamak için kullanmamış mıydı? Kampanya yönetim ekibinde yedi eski lobici bulunan McCain nasıl oluyordu da, Washington’u lobicilerden arındırma sözü veriyordu? En önemlisi nasıl oluyordu da bunca soruya karşın McCain kamuoyu yoklamalarında birkaç haftada 10 puan kazanıp Obama’yi yakalıyor, kimilerine göre de geçiyordu?
Bush'un taktiği
2000 ve 2004 seçimlerini anımsayın. Nasıl olmuştu da George W. Bush boş vaatlerle seçimi kazanmıştı? Amerika’nın yaklaşık yüzde 30’u Evengelistti ve kiliseler seçime açık seçik taraf olmuştu. Reklamlar, konuşmalar, mitingler, her şey ama her şey esas konuları göz ardı etmek ve yalan yanlış, yönlendirici keskin sloganlar üzerine kurulmuştu. Ve toplum psikologları nezaretinde George W. Bush, sıradan Amerikalının arka bahçe mangal partisinde bira içip sohbet edebileceği “birinci tercih” aday olup öne geçiyor, oradan da Beyaz Saray’a seçiliyordu. Her iki seçimin aritmetiği oldukça tartışmalı olmasına karşın Cumhuriyetçiler ne yapıp edip adaylarını “başkan” seçiyor, seçtiriyorlardı.
Şimdi aynı senaryo yeni aktörlerle yeniden sahneleniyordu. McCain'in kampanya müdürü Rick Davis, “Bu seçim sorunlar hakkında değil. Seçmenlerin adaylar hakkındaki görüşü ve onlardan ne algıladığı ile ilgili” diyerek bu savı doğruluyordu. Kısacası Cumhuriyetçilere göre kim daha sempatik, daha tercih edilir bir portre çizerse o başkan olacak. Daha önce olmuştu neden bir daha olmasın?
Cumhuriyetçi Parti, bu stratejiye dayalı kampanyayla Demokrat Aday Barack Obama’yı yıpratma kampanyasına başlamıştı bile. Sonra her pazar McCain ve Palin’in “tanrı yolunda” ne kadar iyi işler yapacakları anlatılacaktı Evengalist kiliselerde. Medyadan olabildiğince uzak durulacak, gerekçe olarak da medyanın taraflılığı, önyargılılığı öne sürülecekti.
John McCain
Kimdi John McCain? Dedesi ve babası Amerikan donanmasında amiral olan McCain’in kullandığı uçak Vietnam Savaşı’nda Hanoi yakınlarında düşünce esir alınmıştı. Babasının üst düzey subay olması nedeniyle “erken salıverilmeyi” defalarca reddetti. İki kolu ve bacağı kırılan McCain, aylarca hastane yüzü görmemiş, hücre arkadaşı tarafından besleniyordu.
Beş buçuk yılın büyük bölümünde ise yoğun işkence gördü ve tecrit hücresinde tutuldu. Dönüşünde başkan Nixon tarafından uçağın kapısında karşılanan McCain’e dört madalya birden veriliyordu. Donanmanın Senato İlişkileri Ofisi’ne atanan McCain ilk politik dostluklarını burada kuruyordu. İkinci eşi eski rodeo güzeli ve bira dağıtım imparatoriçesi Cindy Hensley ile evlendikten sonra emekli olan John Sidney McCain III ile Arizona’ya yerleşiyordu. İki yıl sonra 1982’de Arizona’dan Temsilciler Meclisi’ne seçiliyordu. 1986’de Arizona Senatörü Barry Goldwater’in emekli olmasından yararlanan McCain, aynı yıl Arizona Senatörü seçiliyordu.
Dördüncü dönem Arizona Senatörü olan McCain 1993 ve 2001’de iki kez yüzü ve kolundaki kanserli deri dokusunu aldırttı. 2001’de prostat ameliyatı olan McCain deri kanserini de yendi. Yeri geldikçe partisinin yanlışlarına karşı çıkmaktan çekinmeyen McCain, gözükara tavrıyla “sıradışı” lakabını kazandı. İşte Amerikan’in beyaz anglosakson kahraman prensinin kısa öyküsü böyle sunuluyordu.
Oysa şimdilerde Washington’u temizleme sözüyle kendini “değişimci” ilan eden McCain’in biyografisinde yer almayan özellikleri oldukça ilgi çekiciydi. Dedesi ve babası gibi Donanma Akademisi’nden mezun olan McCain o yıllarda “kavgacı ve hovarda” bir öğrenci olduğunu kabul ediyordu. Hatta o yıllarda bir striptizciyle ilişkisi olduğu da öne sürülüyordu.
1965 yılında güzelliği dillere destan mayo modeli olan ilk eşi Carol Shepp 1969’da geçirdiği bir trafik kazasında ağır yaralandı. Carol, eşinin kendini aldatmasına dayanamayarak 1980’de üç çocuğunun babası olan John McCain’den boşandı. Senatör McCain, karışını aldattığını inkar etmiyor. Hatta ikinci eşi Cindy Hensley ile ilişkisinin boşanmadan önce başladığını da itiraf ediyor. Carol’un çevresi John McCain’i “kadın düşkünü” olmakla eleştirse de Carol McCain hala sağlık giderlerini karşılayan eski eşine karşı kızgın olmadığını söylüyor.
Obama'nın tepkisi
İşte Amerikan Cumhuriyetçi’lerinin yeni gözdesinin profili böyleydi. Rakibini yalan da olsa kısa ve sert tümcelerle vurmayı seviyor, partilileri kendi safında kavgaya davet ediyor. Rakibinin savunduğu hemen her şeyi sahipleniyor, adeta rakibini soyup savunmasız bırakıyor.
Diğer yanda Demokrat aday Barack Obama her şeye karşın sakinliğinden bir şey yitirmeden, “Doğruyu söylemiyorlar. Amerikan halkı aptal değil. Toz dağılıp ortalık aydınlanınca halkın gerçekleri göreceğine inanıyorum” demekle yetiniyor. Obama, varolan sorunlara gerçek çözüm programları üretmediğini öne sürdüğü McCain’in karşısında güvenle duruyor.
Ancak herkesin en korktuğu, bu kavgacı biçemli Cumhuriyetçi kampanyanın seçime kadar toz kaldırmaya devam etmesi ve sandıkta Amerikan halkının gerçekleri görmesini engellemesi olasılığıydı(CY/EÜ)