Gezi direnişi, AKP’ye 11 yıllık tarihindeki en önemli mağlubiyetlerinden birini yaşattı. Sokaktaki hareketin kitleselliği, Erdoğan’ın kibrini yerle bir etti. “Ne yaparsanız yapın, Topçu Kışlası yapacağız” diyen Başbakan’a geri adım attırdı, geniş yığınların mücadelesinin kazandıracağını bir kez daha ispatladı.
Gezi’nin ortaya çıkardığı yaratıcılığın, özgürlükçü ve militan ruh hâlinin yanı sıra, hareketin sorunları ve geleceğinin nasıl çizileceği de ele alınmaya devam ediyor. Herkesin kafasında onlarca fikir ve soru işareti var; nelerin bizi ileriye taşıyacağını, gelecek mücadelelere nasıl yön vereceğimizi tartışıyoruz.
Fikirler arası bu tartışmadan çıkacak sonuç, yalnızca Gezi’de veya Türkiye’de değil, dünyanın her yerinde, kitlesel direnişlerin nereye varacağını belirliyor.
Seattle’da Dünya Ticaret Örgütü toplantılarının basılmasıyla filizlenen antikapitalist hareket, ABD’nin Irak işgaline karşı sokaklara çıkan savaş karşıtları; IMF, G8 ve küresel kapitalizmin diğer kurumlarını itibarsızlaştırmak için mücadele edenler, Arap devrimlerine katılan milyonlarca sıradan insan, yaşadıkları muazzam dönüştürücü deneyimlerin yanı sıra, benzer bir şekilde kendi hayatlarının kaderlerini çizecek fikirleri tartıştılar. Çünkü egemenler de tartışıyor, ezilenlerin mücadelelerini nasıl ezeceklerine yönelik rotalar çizip harekete geçiyorlar.
Arap Baharı’nın kalbi olan Mısır’da bugün devrim ordunun karşı hamlesiyle karşı karşıya. Mübarek rejiminin tekrar tesis edilmesi konusunda dünyanın tüm elitleri anlaşmış durumda.
Suriye halkının ayaklanması, bir yandan Batı’nın emperyalist müdahalesinin, bir yandan Baas’ı destekleyen Rusya önderliğindeki küresel ve bölgesel güçlerin, bir yandan da Suriye halkının iradesini hiçe sayan radikal İslamcıların devrimi çalma tehditleriyle karşı karşıya. AKP ise Gezi direnişi aktivistlerini ve onların yakaladığı toplumsal meşruiyeti bölmeye çalışıyor.
Halkı yüzde 50’ye yüzde 50 ayrıştırmak istiyor. Biz yüzde 99’uz ve Kürtlere, LGBT bireylere, kadınlara, gençlere, Alevilere, Ermenilere, başörtülülere, tüm ezilenlere özgürlük istiyoruz! Marksizm 2013 Güz’de, bu hattı savunan, özgürlükçü bir sol alternatifi inşa etmek isteyen yüzlerce aktivist, hem Türkiye ve dünya gündemindeki bu direnişleri tartışıp derslerini çıkarmaya çalışacaklar, hem de bundan sonrasındaki hareketleri nasıl inşa edeceklerini ele alarak Marksizm toplantılarını aynı zamanda bir eylemlilik sürecinin başlangıcı hâline getirecekler.
İstanbul’da 3-6 Ekim tarihleri arasında Taksim Hill Otel’de yapılacak toplantılara, Mısır, Suriye, Lübnan, İngiltere ve Rojava’dan da sosyalistler katılacak. Bir yandan Ortadoğu’daki devrimlerin kaderini, bir yandan AKP’nin ekolojik yıkım politikalarını, bir yandan Kürt sorununda barışçış çözümü, bir yandan Ermeni soykırımını ve ırkçılığı, bir yandan ise sosyalist teoriyi tartışacağız. “Başka bir dünya için mücadeleye devam!” diyen herkesle deneyimlerimizi paylaşmak, birlikte tartışmak ve harekete geçmek istiyoruz. (OT/HK)
* Program için tıklayın.