2014 yılı Nobel Barış Ödülleri için adaylar adlandırılmaya başlandı. Küresel etkileri bulunan ve insanlığın iyiliğine adanmış kişilerin aday gösterildiği ödüller için bu yıl Korsan Parti milletvekilleri toplumların haber alma hürriyetine bilgi sızdırarak ve gözetleme sistemlerine karşı duruşlarıyla katkıda bulunan er Chelsea Manning ve Edward Snowden'i aday gösterdiler.
Barışçıl bir dünya için
Avrupa Parlamentosu Korsan Parti İsveç milletvekilleri Amelia Andersdotter ve Christian Engström, İzlanda meclisinin Korsan Parti milletvekilleri Birgitta Jónsdóttir, Helgi Hrafn Gunnarsson ve Jón Þór Ólafsson ortak bir başvuruyla Nobel Komitesine başvuru mektuplarını yazarak adaylarının Manning ve Snowden olduğunu bildirdiler.
Korsan vekiller birlikte yazdıkları aday gösterme mektubunda iki adayın da haber sızıntısı yapmış olduğu ve daha dingin ve barışçıl bir dünya için değişim konusunu toplumsal tartışmaya açılmasına katkıları belirtilmiş.
Manning'in öncülüğü
Adaylardan Chelsea Elizabeth Manning (öncesinde Bradley Edward), 1987 doğumlu bir ABD askeriyken Wikileaks belgelerini sızdırdığı gerekçesiyle 2013 yılında askeri hapishanede 35 yıl hüküm cezasına çarptırılmıştı. Sızdırdığı belgelerin ortaya çıkardığı uzun vadeli yolsuzluklar, ciddi savaş suçları, milletlerin ulusal egemenliklerine ABD'nin hükümet ve uluslararası anlaşmalar düzleminde saygı göstermediğini ortaya çıkarmıştı.
Manning'in sızdırdığı belgelerin ardından özellikle Kuzey Afrika ve Orta Doğu olmak üzere toplumsal hareketlerin başlamasına neden olmuştu. Bunun haricinde dikkat çekilen noktalardan bir diğeri de devletler arası ilişkiler ve siyasete özel şirketlerin müdahil olması ve etkinliklerini dış politika gündemine etki ettirecek boyuta ulaştırabilmiş olmasıydı.
Uzun bir süredir ABD'de savaş karşıtı kişilerin Irak ve Afganistan'daki Amerikan askeri varlığının sona erdirilmesi ve buna ek olarak da Guantanamo'daki “toplama kampı” niteliğinde insan hakları ihlalleriyle ünlenen gözaltı kampının kapatılmasını isteyen kişilerin taleplerinin bir nebze de olsa tatmin edilmesini sağlamıştı.
Savaş sonrası dönemde asker geri çekilmesinin tamamlanması ve Guantanamo'daki kampın incelenmeye başlaması da Manning'in öncülük ettiği bir durum olduğu belirtiliyor.
Snowden: Bilginin özgürlüğü
Küresel yurttaşların Wikileaks sızıntısı için Manning'e minnetini sunması gerektiği ve bunun bir yolunun da Nobel ödülünün verilmesi olduğunu belirten Korsanlar, daha barışçıl bir dünya için bilginin özgürlüğüne dikkat çektiler.
Nobel ödülü için eş aday olan Edward Joseph Snowden ise 1983 doğumlu bir bilgisayar uzmanı ve aynı zamanda eski Merkezi Haber alma Teşkilatı CIA çalışanı ve Ulusal Güvenlik Kurumu NSA yüklenicisiydi. Snowden, NSA'nın en üst düzeyde gizlilik seviyesi bulunan belgelerini basın kuruluşlarına sızdırarak NSAleaks'i başlattı ve NSA'nın da dahil olduğu Beş Gözler Birliği'nin üyelerinin bir dizi sermaye ve uluslararası ortaklarıyla birlikte küresel anlamda yurttaşları gözetleme ve dikizleme mekanizmalarının operasyonel detaylarını gözler önüne serdi.
Snowden'in ortaya serdiği casusluk teşkilatları ağlarının faaliyetleri kendi yaşamını oldukça zorlaştırdı ve hatta can güvenliğini tehlikeye attı. Ortaya çıkardığı, temel hak ve hürriyetlere aykırı halde uygulanan kitlesel gözetlemeye karşı Snowden ülkesi ABD'nin kuruluşunun temelinde bulunan her bireyin temel hak ve hürriyetlerini koruduğunu ve NSA'nın asıl amacına bu şekilde daha iyi hizmet ettiğini belirtmişti. Snowden, bariz insan hakları ihlallerini yapan ülkelerin kendi toplumları için bütün ulusal ve küresel anlaşmaları imzalarken ve diğer ülkelerin insan hakları tablolarına bu kadar değinirken yurttaşlarının şahsi hürriyetlerini, ifade özgürlüğü, haber alma özgürlüğü ve mahremiyetini ihlal edemeyeceğini belirtmişti.
Sağlıklı demokrasi
Gizli casusluk faaliyetleri ve kitle gözetime karşı yakın zamanda PEN'in öncülük ettiği yazarların gözetime karşı bildiriyi imzalamaları ardından Snowden'in bu çabalarından dolayı Nobel'e aday gösterilmesi önemli bir adım oluyor. Çağdaş demokrasilerin yurttaşların mahremiyetine ve özel yaşamına saygısını adım adım geriletirken, Snowden'in eylemi Korsanların da uğrunda siyaset yaptıkları değerleri yüceltiyor ve sağlıklı demokrasiler için bir ümit vaat ediyor.
Snowden mahremiyete olan inancını ayrıca eyleminde kişilerin özel yaşamına dair bilgileri dahil etmeyerek ve süren operasyonlardaki bireylerin can güvenliğini tehlikeye atacak herhangi bir bilgiyi sızdırdığı belgelere dahil etmemişti.
Bazı kişilere göre her ne kadar Manning ve Snowden yasadışı eylemler gerçekleştirmiş olarak görünse de, aslında yaptıkları onyıllardır sızıntı gazeteciliği ve kaynağı gizli yayınlanan haberlerin demokrasilere olan katkıları düşünüldüğünde gerçek demokratik bir eylem olarak algılanıyor ve küresel anlamda milyarlarca insanı ilgilendiren hayati bir eylem olarak kayda geçiyor. Demokrasilerde halkın devlet üzerindeki egemenliği esas olduğuna göre, bu denli gözetim, dikizleme ve sansürleme mekanizmaları demokrasi karşıtı bir oluşumdur. Korsan vekillerin de dediği gibi, öyle bir gözetim ve sansür mekanizması oluştu ki, 'doğruyu ve sadece doğruyu' söylemek devrimci bir eylem haline gelmiştir.
Bu nedenlerden dolayı, Korsan Parti'nin seçilmiş milletvekilleri Manning ve Snowden'den esinlenerek bireyler ve toplumların demokratik yönetimlere dahil bir yaşam sürebilmesi ve fikrini belirtmek ya da haber almaktan çekinmemesi için iki sızıntı kaynağı kişiyi Nobel Barış Ödülüne aday gösteriyor. (GÖ/HK)