Fransa'da kurulan ATTAC, - Vatandaşın Çıkarı Doğrultusunda Finans Transaksiyonların Vergilendirilmesi -küreselleşme karşıtı uluslarası hareketin bir parçası.
Bugün Fransa'dan başlayarak 26 ülkede , çevre hareketlerinde, Bir-Dünya-Hareketi'nde ve sendikalarda çalışan birey ve örgütler, ATTAC bünyesinde biraraya geldiler.
Şantaj yağmuru
Giderek artan biçimde, yaşamın her alanı borsalar tarafından düzenleniyor. Çağdaşlaşma adıyla, finans kuruluşları, demokratik gelişmenin önünde bir set oluşturuyor.
Uluslararası finans kuruluşları ve sermaye sahipleri, yatırımlarını başka alanlara, vergi cenneti olarak bilinen bölgelere kaydırma ve offshore bankacılık sistemine geçme tehdidiyle , demokratik yollarla seçilmiş yönetimleri şantaj yağmuruna tutmaktadırlar.
Günde 1500 milyarlık işlemin tehdidi
" Günlük 1500 milyar Dolarlık borsa transaksiyonları karşısında, dünya ekonomisinde yepyeni bir boyuta gelinmiştir" diyen ATTAC, sermaye akımının bu sınırsız özgürlüğünün, uluslararası ekonomik ilişkilerde destabilizasyona ve kısa aralıklarla tekrarlanan krizlere yol açtığını vurgulamaktadır.
Kısa aralıklarla tekrarlanan bu krizler , dünyada birçok ülkede ve Türkiye'de de olduğu gibi, ulusların yıllık birikimlerini bir gecede yok edebilmektedir.
Küreselleşmenin aldatmacası
Küreselleşmenin, dünyanın her yerinde ve her insan için refah getireceği söyleminin ne kadar büyük bir aldatmaca olduğu bugün açıkça görülmektedir. Çünkü, bir yandan küreselleşmeden olağanüstü kazanç sağlayan küçük bir azınlık giderek daha zengin olurken ve her alanda belirleyici güç haline gelirken, geriye kalan ve küreselleşmeden payına yoksulluk düşenlerin ve yeni yoksulluk adaylarının sosyal dengesizlik, dışlanma ve açlık ortamına itildikleri görülmektedir.
Sanayi toplumları ile azgelişmiş ülkeler arasındaki var olan uçurum giderek büyümektedir. Zenginin zenginliğinin hesabı sorulamazken, yoksuldan yaratılan krizlerin hesabı sorulmaktadır.
Başka Bır Politikaya İhtiyaç Var!
Bu sloganla ATTAC, küreselleşmenin insanlığın bir kaderi olmadığını, sanayi toplumlarının, devlet mekanizmaları yoluyla harekete geçirdiği küreselleşmenin gelinen noktada engellenebilirliğini savunmaktadır.
Uluslarası siyasi düzenlemelerle pazarların denetlenmesi gerektiğini savunan ATTAC, böylesi bir gelişmenin ancak tabandan gelişen toplumsal bir muhalefet ile hareket ettirilebileceğini vurgulamaktadır.
ATTAC şu talepleri gündeme getiriyor:
* Uluslarası finans transaksiyonlarının vergilendirilmesi
* Vergi cennetleri ve offshore-merkezlerinin kapatılması
* Emeklilik fonlarının kesinlikle özelleştirilmemesi
* Azgelişmiş ülkelerin borçlarının silinmesi
* Banka ve borsa denetimlerinin sıkı şartlara bağlanması
* Uluslararası finans kurumlarının demokratik biçimde yeniden yapılandırılması
* Sermaye gelirlerinin daha fazla vergilendirilmesi
Kaybedenlerin Sesi
Yeni liberal küreselleşmede, kaybedenlerin çok kazananların ise az olduğu bir ortamda Cenova, Seattle, Prag, Nice ya da Davos da görüldüğü gibi, Dünya Bankası, IMF ve Dünya Ticaret Örgütü'nün yanısıra, sanayi ülke başkanlarının ve G-7'lerin toplandığı her zirvede, artık yüzbinler sokağa çıkıyor.
Küreselleşme karşıtlarının protestoları, dünyada giderek artan sosyal eşitsizliğe ve egemen ekonomik çıkar odaklarına hizmet eden küreselleşmeye karşı yöneliyor. Bu anlamda ATTAC kendisini, bir dizi başka kuruluş yanısıra, küreselleşme karşıtı başka kuruluşların yanında küresel karşı duruşun bir parçası olarak ifade ediyor.
"Başka Bir Dünya Olanaklı" diyen ATTAC , ekonominin, insan çıkarı ve geleceği için hareket ettirilmesinden yana tavır sergilemektedir. Buna bağlı olarak, siyasetin, adalet ve demokrasiden yana, gelecek nesillere yaşam olanakların sağlayacak ekolojik gelişme doğrultusunda değiştirilmesini talep etmektedir. Ancak bu yolla, kapitalist sistemin yol açtığı ekonomik baskı düzeninin sonucunda oluşan eşitsizlik , gelir dağılımındaki dengesizlik ve dünyanın zenginler klübü ile, fakirler ordusu biçiminde bölünmesi ortadan kaldırılabilir.
Uluslararası muhalefeti oluşturmak
Bu doğrultuda ATTAC, küreselleşmenin talep ettiği hiçbir bağı ve sorumluluğu olmayan uluslararası sermayeye karşı uluslararası toplumsal muhalefeti oluşturmak istiyor. Amaç, geçmiş yüzyılların ortamına geri dönmek değil.
Amaç, kendisinin alternatifi olmadığını insanlığa deyatmaya çalışan küreselleşmeye karşı, farklı ve renkli alternatiflerin varolduğunu tartışmak ve bu alternatifleri pratiğe yansıtmaktır. Çünkü, bugün tanık olunan ve küreselleşmeye egemen olan neoliberal düşüncenin alternatifsizlik söylemi, yanılsamayı gerçekliğe dönüştürmeyi hedefleyen ideolojik bombardımandan başka bir şey değildir.
Buna karşılık ATTAC, diğer küreselleşme karşıtı kuruluşlarda olduğu gibi, kendi küreselleşme anlayışını açıkça ortaya koyuyor: Aşağıdan gelen uluslararası dayanışma - küreyi yutmak isteyenlere karşı küreyi yaşatmak isteyenlerin ortak hareketi.
Attac ile ilgili ayrıntılı bilgi edinmek isteyenlere: