* Fotoğraf: Pixabay
Sosyal izolasyon ve sosyal mesafe koronavirüs salgını ilk ortaya çıktığı andan itibaren sıklıkla duyduğumuz önlemler arasında yer alıyor. Bu önlemlerin gerekçesi gayet anlaşılır; virüs en çok sosyal alanlardaki temaslar sonucunda yayılıyor. 13 Nisan itibariyle dünya genelindeki vaka sayısı 1 milyon 922 bin 906, virüsten dolayı yaşamını yitirenlerin sayısı 119 bin 568 ve virüsü yenenlerin sayısı 443 bin 861 idi. Ülkemizde de bu rakamlar sırasıyla toplam vaka 61 bin 49, yaşamını yitirenler 1296 ve virüsü yenenler 3 bin 957 oldu.
Ülkemizde de virüsün var olduğunun duyurulduğu 11 Mart’tan itibaren çeşitli kararlar alındı ve bu salgının seyrinde bir değişiklik olmazsa yeni kararlar da alınacaktır. Alınan kararlar uyarınca önce 65 yaş üzeri ve kronik hasta olan kişilerin evlerinde kalması gerekti, ardından çocuklar da eklendi. Ayrıca, kamudaki esnek ve nöbetleşe çalışma düzeni getirildi. Ek olarak özel sektörde işini kaybedenler oldu. Tüm bu kısıtlamalar sonucunda toplumun önemli bir kesimi gönüllü veya zorunlu olarak evinde kalmaya başladı.
Evde kalma hali beslenme gibi ihtiyaçlarımızın yanı sıra eğitim, çalışma, bilgi edinme, vb. haklarımıza dair bazı risklere yol açabilecek durumdadır. Bilhassa yaşamını günlük yevmiyeleriyle kazanların temel ihtiyaçlarını karşılayamama, kadınların ve çocukların ev içi şiddete maruz kalması, özellikle tek yaşayan ileri yaştaki kişilerin yalnızlık hissi yaşamlarına ve kronik hastaların gerekli tedavilerini tamamlayamamaları gibi sorunlar yaşamasına—ya da bu risklere maruz kalmasına— yol açabilir. Benzer şekilde, sokakta yaşayan ve bizlerin bakımına muhtaç hayvanlar da bu evde kalma halinden etkilenebilir. Daha genel olarak insan haklarının** bir bütün, birbirleriyle etkileşim halinde olan ve biribirinden ayrılmaz olmaları niteliğiyle nedeniyle -örneğin-beslenme ihtiyacı karşılanmayan kişinin diğer ihtiyaçları da karşılanmaz ya da karşılanmama riskine maruz kalır. Bu olgu hak ve özgürlükler bakımından da geçerlidir.
Peki sağlığımız için gerekli bir önlemin temel ihtiyaçlarımıza, hak ve özgürlüklerimiz bakımından olumsuz etkisini azaltmak mümkün mü?
Yanıt kısaca evet.
Bahse konu olumsuz etkilerin/etki risklerinin azaltılmasını sağlanmak da insan hakları ile mümkündür.
Tüm bu temel ihtiyaçların karşılanması, temel ve hak özgürlüklere salgın gibi olağandışı koşullarda dahi mümkün olan en üst düzeyde riayet edilmesi asli olarak devletlerin yükümlülüğüdür. Öte yandan, insan hakları hareketi de bu süreçte önemli bir role sahiptir: dayanışma.
İnsan hakları hareketinin temel niteliklerinden birisi hakkı ihlal edilen kişilerle dayanışma içerisinde olmaktır. Bu niteliğin gereği olarak kimi zaman basın açıklaması veya toplantısı düzenlenir, kimi zaman yargılanan kişilerin için adliye koridorlarına gidilir, kimi zaman kısıtlı maddi imkanlarla bir çare aranır.
Koronavirüs salgını koşullarında da dayanışmanın son derece yaşamsal bir işlevinin ve öneminin olduğu açık. Dayanışmanın çok çeşitli biçimleri bulunabilir. Bu biçimler üzerine kafa yorarken içinde bulunduğumuz günlerin fiziksel mesafe, sosyal dayanışma dönemi olduğunu akılda tutabiliriz.
Kişilerin sahip olduğu hak ve özgürlüklere dair genel bilgilendirici materyaller hazırlanması ve yazılı, görsel, işitsel mecralarda paylaşılması hak sahibi öznelerle dayanışmanın bir yöntemidir. Koronavirüs günlerinde insan hakları örgütlerinin bu bağlamda sağlık hakkı, barınma, ekonomik sosyal hakları, toplumsal cinsiyet, çocuk hakları, mülteci hakları, mahpus hakları gibi çeşitli hak kategorileri ve öznelerine ilişkin materyal üretmesi de kıymetlidir. Varolan çalışmaları mevcut koşullara güncellemek de mümkün.
Örneğin, eğitim hakkının önemini çocukların gelişimindeki yerini açıklayan bir materyal hazırlamak veya önemi net bir şekilde ortaya sağlık hakkının yaşamımızdaki temel yerini ele alan materyaller hazırlamak önemlidir. Benzer şekilde, çevre hakkının, doğanın korunmasının dünyamızın sürdürülebilirliğine nasıl katkı sunduğunu ortaya koymak yararlı olacaktır. Tüm bu hakların sağlanabilmesinin kolektif bir çaba yani dayanışma gerektirdiğini vurgulamak son derece önemlidir.
İnsan hakları örgütleri hak ve özgürlüklere dair güncel materyal hazırlamanın yanı sıra bilgi, beceri, deneyim ve kapasiteleri dahilinde evde kalmak veya işe gitmek durumunda olan kişilerle de çeşitli yollarla dayanışma içerisine girebilir.
Eğitimi aksayan öğrenciler için, fiziksel olarak bir araya gelmeden, internet üzerinden destekleyici ders içerikleri hazırlamak, psikolojik sıkıntı yaşayan kişilere yönelik online terapiler gerçekleştirmek bu günleri daha kolay atlatmamız için yararlı olabilir. Tabii hem dersleri destekleyecek aktivitelerde hem de terapi çalışmalarında içeriğin uygun olması, kişisel hakların korunması ve internet güvenliğini sağlayan programların kullanılması son derece önemlidir. Bir diğer husus ise, internet üzerinden gerçekleştirilecek bu gibi faaliyetler a) yeterli internet paketi olmadığı, b) hiçbir şekilde internete erişimi olmadığı için katılamayacak kesimleri de düşünülerek hazırlanma gerekliliğidir. Bu noktada, radyo gibi başka alternatif araçlar düşünülebilir.
Evde bulunduğumuz ve hijyene dikkat ettiğimiz bu dönemde özellikle su tüketiminde dikkatli olmamız da çevre hakları bakımından önemlidir. Dikkatli su ve enerji tüketimi doğa ile dayanışma içerisinde olmamızın bir yolu olarak okunabilir.
Dayanışmanın sonraki kuşaklara aktarılması için bu salgın günlerinde nelerin iyi işlediğini ve nerelerde aksama olduğunu kaydetmek de yararlı olacaktır. İnsan hakları örgütlerinin belgeleme, dokümantasyon ve raporlama konusunda oldukça deneyim sahibi bu çalışmayı kolaylıkla yürütmesine imkan sunacaktır.
Sonuç olarak, insan hakları hareketi daha iyi ve yaşanılabilir bir dünya inşa etme hedefinde hakkı ihlal edilen kişilerin maruz kaldığı acıların sağaltılması yoluyla dayanışmanın inşa edilmesi için çabalar. Koronavirüs aşısı bulunana kadar fiziksel mesafe, sosyal dayanışma çerçevesinde yapılacaklar önümüzde durmaktadır. (Oİ/AS)
* Bu ifadeyi ilk olarak Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu Genel Sekreter Yardımcısı Owen Tudor’dan duydum ve onun izniyle kullanıyorum.
* * İnsan hakları ifadesi hayvan haklarını ve doğayı da içerecek anlamda kullanıyorum.