Her zaman dost, her zaman yanınızda… Bu sorgusuz güveni başka hangi evcil hayvanda bulabilirsiniz?
Bazı uzmanlar, köpek hafızasının dört sene sonunda yenilenmeye başladığını söylüyor. Bundan seneler önce, o dönem çalıştığım yerde üç aylıkken bahçeye alınan Boris’e (Colly cinsi bir köpek) tam sekiz ay baktım. Oradan ayrılana kadar her an yanımdaydı. Sekiz sene sonra onu tekrar görmeye karar verdim. Temmuz ayının dayanılmaz Akdeniz sıcağında asmaların altında püfür püfür esen rüzgarda öğle uykusundaydı.
Boris beni unutmamıştı
Öyle derin uyuyordu ki rüya görüyordu. Uyurken bir süre sessizce izledim. Onun beni tanıyıp tanımaması umurumda değildi, bir kez daha görebildiğim için çok mutluydum. Sonra elimi yavaşça burnuna doğru yaklaştırdım. Uykusunun arasında burun delikleri derin derin açılıp kapanmaya başladı. Vücudunda ani bir titreme oldu. Korktuğunu sanmıştım ki gözlerini açıp ağlayarak üzerime atlaması bir oldu. Artık koskoca bir yetişkindi ve birlikte yerlerde yuvarlanıyorduk. Bilim ne der bilmem oma aradan tam sekiz sene geçmişti ve Boris beni unutmamıştı!
Bir şeylere inanmak için bilimsel gerçekler isteriz. Ancak hayvanlar dünyasında öyle tecrübeler yaşarız ki, istatiksel ölçüler ve bilimsel gerçekler her zaman değişebilir. Şimdi anılarımı bir yana bırakıp, hayvanların davranışları konusunda yapılan bazı araştırmalardan bahsetmek istiyorum.
Hayvanların 6. Duyusu
Köpeklerin tarihçesi hakkında kesinlik kazanmamış olan şeylerin başında tam olarak ne zaman ve nerede ortaya çıktıkları gelir. Ataları kurtlardan üretilip üretilmedikleri de çok net değildir. Ama yine de bundan 12 bin yıl önce ilk evcil köpeklerin varlığından bahsedilebilir.
Köpeklerde duyu ötesi algılama olduğunu hemen tüm köpek sahipleri hisseder. Aile bireylerinden birisinin kapıyı çalmadan dakikalar önce heyecanlanması, tenha bir yerde dolaşırken ani hareket ile sizi uzaklaştırmak istemesi vs. Ama bu sadece köpek sahiplerinin kendi köpekleri ile olan tecrübeleridir ve bu olayları sadece kendileri bilir.
Oysa ki yapılan araştırmalar köpeklerin elektromanyetik sezgiye sahip olduklarını gösteriyor.
Bu konuda araştırmalar yapan Diana L.Guerrero bir söyleşide; her hayvanın deprem öncesi farklı davranışlar gösterdiğini söylüyor: "Genellikle saklanmazlar. Deprem öncesi tesbit edilen davranışları uluma, sızlanma, havlama ve sahibine karşı daha yoğun bir bağlılıktır. Sokak kapısı, oda kapıları ve pencereler arasında gider gelir ve size zamk gibi yapışırlar. Onların kişilik ve bireysel ihtiyaçlarına dikkat ederseniz muhtemel bir tehlikeden korunacaksınızdır.. Kayıp köpek ilanlarının ve barınaklardaki köpek sayısının ileri derecede arttığı da size büyük bir depremle ilgili ciddi ipucudur."
Geçtiğimiz senelerde, British Medical Journal’da köpeklerin kanserli tümörleri koklayarak tesbit ettiklerini yayımladı, U.S. Epilepsy Institute ise köpeklerin bir insanın sara nöbeti geçireceğini bildiğini açıkladı.
Hawai Üniversitesi'nden George Pararas Carayanni 1920'de Çin'de yaşanan 8,5 büyüklüğündeki depremden sonra Çin’de hayvan davranışları üzerinde çalışmaya başladı ve 1966 yılında Kuzey Çin’deki depremde, merkez üssünde yer alan kasabalardaki köpeklerin klübelerinden kaçarak hayatta kaldıklarını tespit etti.
National Geographic News’dan bir alıntı: Ravi Corea (Sri Lanka vahşi yaşamı Koruma Derneği Başkanı) tsunami sırasında Sri Lanka’daydı. Olaydan hemen sonra 60 kadar ziyaretçinin yok olduğu Yala Ulusal Parkına gitti. 1300 kilometrekarelik bu büyük alan filler, leoparlar ve 130 çeşit kuş gibi birçok cins hayvanın eviydi. Coreo orada iki bufalo haricinde hiçbir hayvan ölüsüne rastlamadı...
Binlerce insanın öldüğü Hindistan’ın Cuddalore kumsalında Indo-Asian News servisi buradaki bufalo, keçi ve köpeklerin hiçbir zarar görmediğini rapor etti. Corea’ya en ilginç gelen olay Galle yakınındaki bir kumsalda yaşayan yakın arkadaşının iki köpeğinin her zamanki günlük yürüyüşlerine çıkarmak istememeleri, belki de bu sayede hayatta kalmaları olmuş.
"Köpekleri 6. hissi için alın" demiyorum...
Bunlardan özet olarak şunu anlayabiliriz ki, köpekler tüm insanlık tarihi boyunca hep iyi bir dost oldular. Ama gerçek yerleri süs köpeği olmanın ötesinde bir yerlerde. Onlar insanoğlundan binlerce sene önce dünyadaydılar. Belki bu yüzden 6. duyuları gelişti, belki de doğaları hep böyleydi bilmiyoruz. Ancak onlarla birlikte olmanın ve hayatımızı onlarla paylaşmanın bize farklı deneyimler kazandıracağı kesin.
Tabii ki "Köpeklerde 6. his var, sizi depremden kurtarır gidip hemen alın" demek istemiyoruz! Lütfen yanlış bir izlenim olmasın. Tam tersine duygusal dünyalarının derinliğini biraz olsun anlatabilmek ve köpek almanın sorumluluk gerektirdiğinin altını çizmek.
Onlarla birlikte bir yaşam için, onların hareketlerini ve isteklerini dikkate almanız gerekecek ve muhtemelen yeni düzenlemelere ihtiyacınız olacak. Bu yüzden köpek almayı düşünenler için önümüzdeki hafta bu konuda bazı ipuçları vereceğim. (AÜ/NZ)
* 6. duyu röportaj ve haber kaynak, British Medical Journal, U.S. Epilepsy Institute, National Geographic News,
* Röportaj ve haberi Türkçe'ye çeviren: Pınar Erdemli