*Fotoğraf: univision.com
Aç çocuk beslenmelidir.
Hasta çocuk tedavi edilmelidir, suça sürüklenen çocuk ıslah edilmelidir.
Çocuklar korunmalıdır.
Tehlike hallerinde en başta çocuklar kurtarılmalıdır.
Çocuklar şiddet, iç gerilim ve silahlı çatışmalardan ilk korunanlardandır.
Uğruna sözleşmeler yazılan çocukların silahlı çatışmalarda öldürüldüğünü bilenleriz.
Nagazaki’de öldürülen çocuklarız…
Hiroşima’da bombalanan insanlar arasındaki çocuklardan birisiyim…
Nagazaki’de ve Hiroşima’da öldürülen ve Nazım Hikmetin şiirlerindeki kapıları çalan, göze görünmeyen çocuk benim.
Atom bombaları ile öldürülen çocukların katilleri kim?
Katilleri nerde olsa tanırım, tanıyorum.
Nuremberg ve Tokyo Mahkemelerinde yargılanmış savaş suçlularının kurbanları çocuklarız.
Uluslararası Kızıl Haç Komitesi Merkez İzleme Komitesi tarafından hazırlanmış ve fotoğrafı üzerinde “savaşta öldü” damgalı kimlik kartlarının sahibi çocuklarız.
Babı Yar’da katledilen kadınlar, erkeklerle birlikte çukurlara gömüldük, daha çocuktuk…
Katyn Ormanlarında kurşuna dizilen annelerimiz ve babalarımızla öldürülen çocuklarız.
Katilleri tanıyoruz. Adları mahkeme kararlarına yazıldı…
İngiliz, Alman ve Belçika sömürgesi Ruanda’da yaşıyorduk…
Çocuktuk… Ruanda’da Tutsiler, Hutular ve Twa etnik sömürge gruplarına ayrıldıktan sonra aralarında artan ayrımcılık yüzünden 1.074.017 kişi hayatını kaybetti, nüfusun dörtte üçünü oluşturan Tutsi’ler katledildi. Soykırımdan sonra anne ya da babasından birinin ya da ikisinin birden olmadığı 600.000 çocuk var ve yaşamaya çalışıyor…
1994'te Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin kararıyla kurulan Ruanda Uluslararası Ceza Mahkemesi, Ruanda Soykırımından ciddi insan hakları ve hukuk ihlallerinden sorumlu kişileri yargıladı ve çeşitli cezalarla mahkûm etti.
Biz Ruandalı çocuklar; katillerimizi tanıyoruz ve kimler olduğunu biliyoruz.
Bosna Hersek’te 100.000 kişinin öldürüldüğü, nüfusun yarısından fazlasını oluşturan iki milyon kişinin evlerinden ayrıldığı, binlerce Bosnalı kadına tecavüz edildiğini biliyoruz. Srebrenitsa’da 1995 yılının temmuz ayında Sırp askerler tarafından sekiz bin Bosnalı Müslüman erkek ve erkek çocuğu katledildi.
Birleşmiş Milletler kararıyla Eski Yugoslavya'nın Topraklarında 1991 Yılından Bu Yana Uluslararası İnsan Haklarını Çiğnemekle Sorumlu Kişilerin Cezalandırılması İçin Kurulmuş Uluslararası Mahkeme, Eski Yugoslavya'da işlenmiş savaş suçlarını cezalandırmak amacıyla 1993’te kuruldu. Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi Bosna Hersek’de işlenen insan hakları ihlallerinin sorumlularını, savaş suçlularını yargılamış ve mahkûm etmiştir.
Srebrenitsa katliamında ölenlerin yıllar sonra topraktan çıkarılıp yeniden gömülebilmesi için tabutlarının yapımından artan tahta parçalarıyla yapılan küçük tabutluklarla toprağa verilen çocuklardık…
Bosnalı çocuklardık, savaşı gördük, bizi kimler öldürdü biliyoruz, katillerimizi tanıyoruz.
Afrika’da Kongo Vatanseverler Birliği lideri Thomas Lubanga Dylio’nun askere aldığı savaşta ölen çocuğum…
Demokratik Kongo Cumhuriyetindeki silahlı grup lideri Germen Katanga ile Mathieu Ngadjolo Chui’nin zorla silah altına aldığı çocuklar bizleriz.
Uganda’da Joseph Kony tarafından askere alınan savaşçı çocuklarız, savaşta ölenleriz.
Biz çocukları savaşlara sürükleyerek öldürüldükten sonra adları yazılı faşist beş kötü muktedir yönetici Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından savaş suçundan ve insanlık aleyhine işlediği suçlardan mahkûm oldular…
Liberya’nın ünlü kötü lideri Charles Ghankay Taylor, Sierra Leone Özel Mahkemesinde yargılandı ve devlet yöneticilerinden üçü çocukların silah altına alınmasından suçlu bulundu.
Bizler silahlı çatışmalarda, savaşlarda ölen çocuklarız.
Çocukları için yas tutmasını bilen anne ve babaların çocuklarıyız. Onlar ve bizler; yas tutmasını da biliriz. Biz çocuklar mücadele etmesini bilenlerdeniz, öyle yetiştirildik.
Öyle ki; şairin dediği gibi
“Bekleme kurulmasını mahkemenin
Yargıç olmayı bekleme yargılamak için” diyenlerdeniz.
Barış yanlısı olmamız bundandır. Savaşlara karşıyız. Hukuk buna yarar, inanırız. İnsan hakları herkesin hakkıdır. İktidar sahiplerinin savaştan yana olmaları bundandır, hukuka inanmazlar.
Korkularıyla yaşayan iktidar sahipleri barıştan ve yargılanmaktan korkarlar.
Çünkü bilirler ki;
“anlasın ki yargısız kalmayacak
yaşama karşı düşmanla çalışmak”[i]
Çocuklar öldürülmez. Korunur, yaşatılır.
İster Irak’ta ister Suriye’de ister Ukrayna’da ve dünyanın herhangi bir yerinde öldürülen çocukların katillerinin kimler olduğunu biz çocuklar biliyoruz.
Ukrayna’da öldürülen çocukların katilleri de onlardır.
Savaşlardan yana olan barışın katilleri kimlerdir? Biz çocuklar biliyoruz.
İktidarda olanlarla, savaştan yana olanlar arasındaki kıl payı fark vardır; o da faşizmdir.
“Ve duruyoruz
delik deşik edilmiş
çiçek bozuğu bir duvarın karşısında
ve kurşuna dizilenleri
bağladıkları direğin
ve ona iliştirilmiş bir kırmızı karanfilin….
Sessizce duruyoruz
karşımızda patlamaya hazır tüfekler
ve kudurgan karanlığı
faşizmin.”
Biz çocuklar katillerimizi biliyoruz ve tanıyoruz.
Ölerek öğrendik.
Faşizm; yüzyılımızın ayrılmaz bir parçasıdır. (Fİ/RT)
[i] Yazıdaki şiirler şair Kemal Özer’in “Yaralı Karanfil” kitabından alınmıştır. Kırmızı Yayınları. Ekim 2009. Sayfa 213 ve 304.