"Bu gece ABD ordusunun Irak'ta işinin bittiği gündür. Iraklılar artık ülkelerinin güvenliğinden kendileri sorumludur." İnsanın sevgili başkanın ellerinden öpesi, kuvvetli bir "eksik olma" diyesi geliyor.
ABD Başkanı Barack Obama konuşmasında "Irak savaşı"nın bittiğini müjdeleyerek "sayfayı çevirelim" dedi. Dünle gitti yapılanlar cancağızım. Herhalde artık yeni şeyler söylemek lazım. Sayın Nobel Barış ödüllü Obama'nın bahsettiği bu olsa gerek. Geçmişe sünger çekmek. Anı defterinde kalbi kadar temiz bir sayfa açarak durmadan yola devam etmek.
Öte yandan Britanya'nın eski başbakanı Tony Blair, anılarını yazdığı kitapta özetle "yaptıklarımdan pişman değilim" dedi. Ölen Britanya askerlerinin aileleri bir "özür" beklerken kendisi hiçbir pişmanlık emaresi göstermeden "affedersiniz" dedi. O da yarım ağızla. Sayın Blair buyurdu ki "Çok göz yaşı döküldü. Ölenler için üzgünüm." Bu kadar. Budur yani. Blair fena halde üzgün "savaşta zarar görenler" için. Oğlu Tom'u işgalde kaybeden Reg Keys ise Blair'in timsah gözyaşları döktüğünü söyleyerek hesap soruyor. "Onun döktüğü gözyaşları benim ve diğer aile fertlerimizin döktüklerinin yanında hiç kalır. On binlerce Iraklının sevdiklerinin arkasından döktüğü göz yaşlarının yanında hiç kalır."
Günümüzde savaştan daha da korkunç bir olgu var artık: Savaşı başlatanlardaki iç huzur. Kılıf uydurmaları da değil artık mesele. Korkunç olan bu durumun normalleşmesi. Savaşın ne kadar vahşi olduğunu savunduğunuz zaman cümlenizin "ama"larla kesilmesi. Dört bir yanda intikam yeminleri edilmesi. Yani açık açık sizin enayi, onların vizyon sahibi insanlar olarak etiketlendiği bir dünya artık burası. Savaşı içselleştirişimiz başarıyla tamamlanmıştır. Geçmişler olsun.
ABD'li savaş karşıtları "işgalin gerçekten bittiği" iddiaları üzerine bir bildiri yayımladı. Diyorlar ki,
"Her ne kadar Irak savaşının resmi olarak bittiği söylense de bizler Savaş Karşıtları olarak işgalin devam ettiğinin farkındayız. Bu durum Iraklılar için hala tehlike arz ediyor ve kendi kaderlerini tayin etmede önlerinde önemli bir engel olarak duruyor. Ayrıca Amerikan dış politikasındaki petrolün rolüne dikkat çekmek istiyoruz. İşgal sonrası ExxonMobil, Royal Dutch Shell, BP, Halliburton, ve KBR gibi ABD'li ve uluslararası şirketler Irak'ta sözleşme imzalamaya hak kazandı. Bütün koalisyon güçlerinin ülkeyi terk etmesiyle de Irak savaşı artık resmi olarak daimi bir Amerikan işgal planına dönüştü."
Şimdi istatistik zamanı. Kaç kişi öldü, kaç kişi yaralandı, ne kadar para harcandı, savaş kime kaça patladı. Şimdi artık her haber birbirine benzeyecek. Muhasebesini yapacağız son yedi yılın. Ancak görünen o ki vicdan muhasebesine gelinmesine daha çok var. Önce bir sayıları özümsemek gerekecek mesela. Sonra bunlar yüzdelere vurulacak. Sonra belki iyi günümüzdeysek eğer içli bir ah çekeceğiz ölenlerin arkasından. Kim bilir belki başımız önümüze de düşer utancımızdan.
Sahi kaç milyar dolar eder yüzleri pespembe, gözleri çakmak çocuklara yıkık dökük bir memleket bırakmak?
Barış Gününüz kutlu olsun. (BK/TK)