*Puduhepa tasviri. TOÇEV'in "Puduhepa ve kızkardeşleri" projesinden.
"Kocam öldü. Oğlum yoktur. Senin oğullarının çok olduğunu söylüyorlar. Eğer sen bana bir oğlunu verirsen, o kocam olabilir. Bir hizmetkarımı hiçbir zaman alıp, onu kocam yapmayacağım. Bundan çok korkarım."
"Niçin böyle dedin: 'beni aldatıyorlar. 'Eğer bir oğlum olsaydı, kendimin ve ülkemin küçülmesini diğer bir ülkeye yazar mıydım? Sen bana inanmadın. Kocam öldü, oğlum da yoktur. Bir hizmetkarımı alıp hiçbir zaman onu koca yapmayacağım. Ben diğer bir ülkeye yazmadım, sadece sana yazdım. Senin oğullarının çok olduğunu söylüyorlar. Bana bir oğlunu ver. O bana koca, Mısır ülkesinin de kralı olsun."
Bir yıl arayla yazılan iki mektup..
Yazan kişi Ankhesenamon... Gönderdiği kişi ise Hitit Kralı I. Şuppiluliuma...
Tutankamon'un hem karısı hem kardeşi
Ankhesenamon... Bugün Mısır firavunlarının arasında en bilinenlerden biri olan Tutankamon'un hem karısı hem de kardeşi. Bugün ensest dediğimiz ama o dönemde kraliyet ailesinin saflığının devamı için bulunan yöntem...
Tutankamon dokuz yaşında iktidara geldiğinde ülke karışık.
Babası ülkenin çok tanrılı dine dayalı inanç sistemini reddeden Akhenaton. Antik Mısır döneminde heretik (sapkın), günümüzde Güneş (Aton) monoteizmin kurucusu olarak adlandırılan Akheneton'un ölümü ya da öldürülmesinin ardından; çok tanrılı dini yapılanmanın içinde önemli bir ekonomik, siyasi ve dini güce sahip Amon dini rahipleri tarafından eski dine dönüş için; rahatlıkla kullanabileceklerini düşündükleri birisi.
Tutankamon'un dokuz yıllık iktidarı bu dönüşü sağlamakla geçer.
Öldüğünde -belki de öldürüldüğünde- on sekiz on dokuz yaşlarındadır ve kardeşiyle olan evliliğinden de bir varis yoktur. Hem babasının hem de kendisinin yardımcısı Vezir Ay'ın hedefi; Kraliçe Ankhesenamon ile evlenmek ve firavun olmak.
İki mektup, bir ölüm
Kraliçe Ankhesenamon bu evliliği yapmamak için o mektubu yazmıştır. Ki o güne dek; firavun soyundan gelen hiçbir kadın bir yabancı ile evlenmemiştir. Anadolu'da hüküm süren krallıklarla ilişkiye girilmiş, prensesler Mısır'a gelin olarak gelmişlerdir.
Ankhesenamon'un annesi ünlü Nefertiti'nin de Mitanni Kralı'nın kızı olduğu bilinmektedir.
Gönderdiği ikinci mektup sonrası Hitit Kralı I. Şippiluliuma; hanedanların birleştirilmesi anlamına gelen bu evlilikle, Babil'e kadar genişleme politikaları güttüğü bir dönemde gücüne güç katacağı ve rakiplerine karşı bir avantaj sağlayacağı düşüncesiyle oğlu Zannanza'yı Mısır'a gönderir.
Ancak Vezir Ay; gelişmeleri öğrenmiştir ve Mısır topraklarına ulaşan Zannanza'yı öldürtür ve Ankhesenamon ile evlenir. (MÖ 1320 civarı.)
Bu aşamadan sonra Ankhesenamon'a ne olduğunu bilmiyoruz ama mektuplar o güne dek sorunsuz giden Hitit - Mısır ilişkilerinin Kadeş Savaşı ve 15 yıl aradan sonra da Kadeş Barış Antlaşması'nın imzalanmasına kadar süren özellikle Kuzey Suriye üzerindeki güç savaşlarını anlatıyor.
Güç savaşları...
Güç savaşlarının nedeni; bölgenin dünya ticaret yolları üzerindeki en önemli noktalardan biri olmasıdır.
Önemli bir ticaret merkezi olmasının yanında; kuru tarım yapılan alanları ve eski adı Orantes olan Asi nehrinin suladığı verimli toprakları, değerli madenleri, el sanatları ürünleriyle zenginliği temsil etmiş, her zaman yayılmacı devletlerin göz koyduğu topraklar olmuştur.
Kaçınılmaz olan Kadeş Savaşı başladığında iki ülke neredeyse birbirine eşdeğer güçlere sahiptir.
Kadeş bir çok kez Mısır ve Hitit arasında el değiştirmiş bir alan. Bölgede yaşayan Hitit egemenliğindeki Amurruların Mısır'dan yana tavır alan iki yüzlü politikaları da savaşın başlamasına neden olmuştur.
Savaş II. Ramses ve Muvatalli arasında geçmiştir.Muvattali savaşa kardeşi III. Hattuşili ile birlikte girmiştir.
Sadece iki gün süren savaşın galibi olamayacağı düşünülerek antlaşma yapılması planlanmış ancak bölge toprakları Hititlere kalmıştır.
Savaşın kazananı iki devletin kayıtlarında farklı olsa da; toprakların Hitit'e kalması, üstünlüğün onlarda olduğunu da gösteriyor. Bir bakıma Zannanza'nın intikamı da alınmıştır. Akabinde II. Ramses Mısır'a döner.
Rahibin kızı
*Puduhepa tasviri. TOÇEV'in "Puduhepa ve kızkardeşleri" projesinden.
"Ben Puduhepa. Kimseler bilmezken ben okuyacağım.
Bilge insanlar gibi ben de yazacağım.
Büyük insanlar gibi düşüneceğim. Yoluma çıkan engelleri aşacağım.
Yıldızlar şahidim, sözüm söz olsun."
Puduhepa; Lawazantiyalı Rahip Bentip-Şar'ın kızıdır. Baharda kutlanan ve 30 gün süren Purilli bayramında (Bahar Bayramı) İştar Yıldızı olarak bilinen Venüs'e bakarak böyle söz vermiştir.
III. Hattuşili; Kadeş Savaşı dönüşü Rahip Bentip-Şar'a uğradığında Puduhepa'dan ve düşüncelerinden etkilenir.
*Fıraktin kaya kabartması: Sağda Puduhepa ve solda III. Hattuşili adak adarken tasvir edilmiş.
"Bin Tanrılı Dinler Ülkesi" olarak bilinen Hitit; kendi dini inanışlarının yanı sıra, hem bölgede daha önce de var olan inanışları, hem de imparatorluğuna dahil ettiği ülkelerin inanışlarını, onların tanrı-tanrıçalarını da kültürüne dahil etmiştir.
Rahip Bentip-Şar da Asurluların bereket ve aşkı temsil eden İştar Tanrıçası'nın rahibidir.
III. Hattuşili, rüyasında gördüğü İştar Yıldızı'nın bir işaret olacağını düşünürler ve evlenirler.
Bu arada Muvatalli ölmüş; III. Hattuşili'nin de destek ve onayıyla Muvattalli'nin oğlu Urhi-Tesup (III. Murşili) kral olmuştur.
Ancak geçen zaman içinde Urhi-Tesup'un kendisine kötü davranması ve verdiği sözleri yerine getirmemesi nedeniyle III. Hattuşili Urhi-Tesup'u devirir ve sürgüne gönderir.
Sürgünden Mısır'a kaçan Urhi-Tesup'un Mısır'dan iade edilmemesi Mısır ile yine bir diplomatik soruna yol açar.
Ve Kadeş Antlaşması... (MÖ 1274)
Muvatalli'nin ölümü nedeniyle yapılamayan antlaşma; Ticaret yollarını ele geçirmek isteyen Asurlulara karşı da bir güç birliği sağlamak, Mısır ve Hitit Devletleri arasında eşitlik ilkesine dayalı, dostluk, kardeşlik ve krallıklarının devamı için II. Ramses,III. Hattuşili ve Kraliçe Puduhepa tarafından yapılmış ve mühürlenmiştir.
- Anlaşma ebedidir. Kardeşlik ve sulh düzeni daimidir.
- Gelecekteki kral için; asilzadeler krala karşı ayaklanırsa kardeş ülke, kralın yanında yer alacak, iltica talebinde bulunan asilzadeler ve isyancılar iade edilecektir (Urhi-Tesup'un iade edilmemesi bu maddenin konmasına neden olmuş olabilir).
- Kendi aralarındaki anlaşma dışında; Mısır ve Hitit ülkesine dışarıdan bir müdahale durumunda birbirlerine destek kuvvet gönderecekler, Mısır ya da Hitit; bir ülkeyle sorun yaşarsa da savaşmak için onun yanında yer alacaktır. Bu verilen güvence; Asur tehdidine karşı güç birliği kararını da yansıtmaktadır.
Çivi yazısıyla orijinal dil olarak Akadça yazılan, Mısır dili ve Hititçeye de kopyalanan Antlaşma; Puduhepa'nın kullandığı mühürle de tarihte yerini almış; Barış Kraliçesi Puduhepa olarak anılmıştır.
Puduhepa'nın anlaşma metninde yer alan mühründe şöyle yazmaktadır:
"Hattuşa Ülkesi'nin Prensesi, Yeryüzünün Efendisi, Arinna'nın Güneş Tanrıçası'nın Gözdesi, Tanrıça'nın Hizmetkarı, Kizzuwatna Ülkesi'nin Kızı Puduhepa'nın Mührü."
Puduhepa'nın mührü...
Puduhepa verdiği sözü tutmuş, kendini geliştirmiş ve Hitit kraliçeleri arasında en bilinen ve tanınan, siyasi yaşamla çok ilgilenen, Hitit yasalarına göre de kralla eşdeğer yetki ve güce sahip olmuştur.
Puduhepa; Hitit belgelerinde adı en çok geçen kraliçelerden biri. Kendinden önce gelen kraliçelerin de yetkileri aynı olmasına rağmen, onun özellikle antlaşmada mührünün olması en bilinen kraliçe olmasını da sağlıyor.
Hitit toplumunda kadının bu denli güçlü bir konumu yok elbette. Bu konuda yeterli belge de yok. Ataerkil bir toplum.
Kızlar evlenirken kuşata adı verilen bugünkü anlamıyla bir başlık parası alınıyor, kız tarafı da evlenirken İwaru adı verilen baba mirasından payına düşen miktar ödüyor.
Levirat adı verilen kocasının ölümünün ardından kayınbiraderi veya kayınpederi ile evleniyor ama bu arada kadının boşanma hakkı da var. Kadınlar şifacı, büyücü ve ebe olarak toplumsal yaşam içinde var olabiliyorlar.
Ama saray kadınlarında durum farklı. Aynı dönem Mezopotamya'daki krallıklar ve Mısır'da kraliçelerin konumundan da farklı.
Kraliçelerin birincil eş olma dışında fazla bir etkinlikleri yok; istisnalar dışında. Hitit'te ise Tavananna yani Ana kraliçe olan kadın; aynı zamanda Ordu Komutanı ve Başrahip olan Kral'ın yanındaki kadın olarak Baş Rahibe oluyor.
Tanrılara Adak Adama törenlerinde kralla birlikte bulunuyor. Dini törenler ve etkinliklere katılıyor. Kızların evlenmelerini sağlıyor, köleleri azat etme yetkisini kullanabiliyor.. Kralın yetkileri neyse; onun yetkileri de aynı.
Ana kraliçenin iktidarı
Ülkesine kralla birlikte eşdeğer hükmeden, aynı zamanda dış politikada da etkin ve söz sahibi.
Puduhepa kendi başına krallarla yazışıyor. Ramses'le ve Ramses'in karısı Kraliçe Naptera ile yazışmaları var mesela. Ramses'in antlaşmada mührünün olmasından çok etkilendiği söylenmekte.
Antlaşma'nın hemen ardından; ilişkileri güçlendirmek adına II. Ramses kızları ile evlenmek istemiş, Puduhepa ve III. Hattuşili kızlarının birincil eş (Firavunun büyük asil karısı) olması şartıyla kabul etmiş, prenses Mısır'da Maathaneferure adını almıştır.
Bu evlilik gerçekleşirken de yazışmaları var Puduhepa'nın.
Prenseslerin çoğu da Hititlere bağlanmış olan küçük krallıklara gelin gidiyor ve böylece bir bakıma da krallıklar kontrol altına alınmış oluyor.
Hitit hukukuna göre Tavananna'lık kral ölünce sona eren bir durum değil. Tavananna; ölünceye dek bu ünvanı ve yetkiyi kullanıyor. Bu durumda yaşayan kralın karısının ünvanı Şakuwaşşar.
O ancak Tavananna öldükten sonra bu ünvana kavuşabiliyor. Puduhepa da III. Hatuşili'nin ölümünden sonra ,küçük yaşta tahta geçen oğlu IV. Tuthaliya döneminde de Ana Kraliçe olarak iktidarını sürdürüyor.
Pek çok belgede III. Hattuşili'nin mührüyle yan yana olan, diğer ülke krallarıyla yazıştığı mektuplarda, adak ve vakıf belgelerinde bulunan bu meşhur mühür bugün Adana Müzesi'nde sergileniyor
Sadece ilk yazılı anlaşma değil
Tarihteki yerini "İlk Yazılı Antlaşma" olarak alan Kadeş Antlaşması aynı zamanda "Yazılı İlk Barış Antlaşması", "Bir Kadının Mührünün Bulunduğu İlk Yazılı Antlaşma" özelliklerini taşıyor.
Bir kadının devletler arası düzeyde yaptığı resmi bir evlilik teklifi. Bir başka kadının; topraklarında yaşanan savaşların sonucu barışı isteyen bir kadının; koyduğu mühürle Barış Kraliçe olarak hikayeyi sonlandırması.
İki ülke arasında atılan imzalarla o dönem için sağlanan barış; o gün için Mısır ve Hitit arasında kalıcı bir barış oldu.
Fenikeliler, Persler, Makedonyalılar, Romalılar, Bizans, Emeviler, Abbasiler, Eyyubiler, Selçuklular ve Osmanlıların yönetiminde yaşayan Suriye; Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı'dan ayrılsa da bağımsızlığını sürdürememiş, 1946'ya kadar da Fransa'nın yönetimine kaldı.
Günümüzde ise 2011 yılında başlayan iç savaş hala sürüyor. Neredeyse 3300 yıl önce sağlanan barışa bugün çok daha fazla ihtiyaç var hem de hemen şimdi...
Ya da şöyle mi desek: Gerçekten barış isteyen ve bunun için çalışacak Puduhepa'lara mı ihtiyaç var acaba?
(HD/PT)