*Fotoğraf: BBC
Eski Cumhurbaşkanı Ömer El Beşir tutuklu ve yargılanıyor….
Sudan devrik Cumhurbaşkanı Ömer El Beşir Türkiye'yi birkaç kez ziyaret etmişti ve iki ülke arasında bir dizi ticaret ve yatırım anlaşmaları imzalanmıştı.
Aralık 2017'de Sudan’ı ziyaretimizde 22 anlaşma imzalanarak iki devlet kendi arasında 2022 yılına kadar 10 milyar dolarlık ticaret hacmine ulaşmayı hedeflediklerini açıklamışlardı. Sağlık alanında ise hibelerimiz var.
Sudan'da ayrıca Türkiye'nin yaptığı hastane ve diğer bazı altyapı tesisleri var ve Kızıldeniz'de bulunan Sevakin Adası'nın Türkiye'ye verilmesi isteği El Beşir tarafından olumlu karşılanmış ama tartışmalara neden olmuştu.
Eski Cumhurbaşkanı Ömer El-Beşir Sudan’da yargılanıyor….
Suudi Arabistan'dan 90 milyon dolar nakit para aldığını itiraf ettiği açıklandı ve yasa dışı şekilde para bulundurmak, hediye kabul etmek ve yolsuzlukla suçlanan Beşir'in ve arkadaşlarının davaları Hartum'da görülmeye başlandı. Yolsuzluk suçlamasından suçlu bulundu ve hakkında iki yıl hapis cezası verildi…
Ömer El-Beşir Uluslararası Ceza Mahkemesinde yargılanacak…
Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı Kerim Han, eski Cumhurbaşkanı’nın "Darfur olayları" yargılamaları ve tutuklama emirlerinin yerine getirilmesi için Sudan Hükümetiyle UCM Savcılığının “mutabakat zaptı” imzalandığını açıkladı.
Hayaldi, gerçek olmak üzere!
Birleşmiş Milletler (BM) suç duyurusu üzerine başlatılan soruşturmada 2008 yılı temmuz ayında UCM Savcılığı tarafından Sudan Devlet Başkanı Ömer El Beşir hakkında hazırlanan dava dosyası Mahkemeye sunulmuş, Uluslararası Ceza Mahkemesi 4 Mart 2009'da “insanlığa karşı suç işlediği” iddiasıyla Sudan devlet başkanı hakkında tutuklama kararı vermişti.
Hatırlayın…1989’da 15 üyeli Ulusal Kurtuluş için Devrimci Komuta Konseyi'nin başkanı olarak yönetime el koyan Ömer El-Beşir ilk iş olarak kendisini korgeneralliğe ve sonra da mareşalliğe atamıştı. El Beşir, 2010 yılındaki devlet başkanlığı seçimlerinin ardından bir daha aday olmayacağını açıkladı ama 2015'te adaylığını koyup tekrar seçimi kazandı. Muhaliflerinin tümünü temizledi. 2020 seçimlerinde aday olmayacağını söylemesine rağmen seçim hazırlığı yapıyordu ve kazanması halinde yedinci kez seçilmiş olacaktı.
Çok geçmedi Sudan’da 2018 yılında ekmeğe ve temel tüketim maddelerine yapılan aşırı zamlar üzerine başlayan hayat pahalılığını protesto gösterileri “rejim karşıtı” eylemlere dönüştü. Ordu 11 Nisan 2019 tarihinde 30 yıldır iktidarda olan Ömer el-Beşir’i görevden aldı.
Darbeyle gelmiş, darbeyle gitmiş olan ve 30 yıl iktidarda kalan eski Cumhurbaşkanı ve Hartum Merkez Yöneticileri şimdi tutuklular ve yargılanıyor… Ömer el-Beşir ve döneminin üst düzey 27 yöneticisi 1989'da seçimle göreve gelmiş ilk sivil hükümete karşı darbe düzenleyerek işbaşı yapmışlardı.
Devrik Cumhurbaşkanı ve arkadaşları Anayasa'yı ihlal suçlamasıyla ilk kez 21 Temmuz 2020'de hâkim karşısına çıkarıldılar.
Başkent Hartum’da kurulmuş olan özel mahkemede görülen Ömer el-Beşir ile dönemin yöneticileri olan 27 kişinin yargılandığı "1989 darbesi" davası 31 Ağustos 2021 tarihine ertelendi. Başkan El-Beşir ise iki yıl yolsuzluktan mahkûm edilmiş durumda ve hükümlü…
Bu arada Bakanlar Kurulunda Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) "Roma Statüsü “ne Sudan’ın katılması için yeni bir yasa kabul edildi.
Ardından Sudan Dışişleri Bakanı Meryem Sadık el-Mehdi, Bakanlar Kurulunun, eski Cumhurbaşkanı Ömer El-Beşir ve diğer isimlerin Uluslararası Ceza Mahkemesine (UCM) teslim edilmesine karar verildiğini açıkladı (11.08.2021).
Cancavid milislerinin komutanı olan Ali Kuşayb önceden UCM’ye teslim edilmişti. Sıra eski Sudan Cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir ile eski İçişleri Bakanı Ahmed Muhammed Harun’a ve diğer yöneticilere gelmiş gözüküyor…
Hatırlar mısınız… Sudan Devlet Başkanı Ömer El-Beşir, hakkında UCM’nin tutuklama kararı olduğu halde 9 Kasım 2009'da İstanbul'daki İslam Konferansı Örgütü zirvesine katılmak üzere Türkiye'ye gelecekti. Gelemedi…El Beşir, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü telefonla arayarak gelemeyeceğini, partisiyle eski isyancılar arasındaki anlaşmazlığa çözüm bulmak için Hartum’a dönmek zorunda olduğunu bildirmişti.
29 milyonu bulan nüfusuyla Sudan’ın batısındaki farklı etnik gruplar ve kabilelerden oluşan Darfur; üç eyalete ayrılmıştır ve her eyaletin başında, Hartum’daki merkezi hükümet tarafından atanan Valiler bulunur. Sudan merkezi hükümetinin Darfur’da geleneksel kabilelerin gücünü kırmaya yönelik politikası yüzünden merkezi hükümetlere karşı silahlı ya da silahsız mücadeleler başlatılmıştır. 2000 ve 2004 yıllarında elden ele dolaşan yasaklı I. ve II. “Kara Kitap” fotokopilerinde Sudan’da bölgeler arası siyasi dışlanmışlık, adaletsiz güç kullanılması ve servet dağılımını ve dengesizlikleri ağır bir dille eleştiriyordu.
Silahlı çatışmaların yaşanmaya başladığı zaman Hartum yönetimi, silahlı kuvvetlerine bağlı olarak hareket eden, ordu üniformaları giyen, ordunun kullandığı silahları kullanan Sivil Savunma Güçleri diye ayrı bir grup daha oluşturmuştu. Cancavid adlı bu milislerinin ellerinde otomatik silahlarla sivillere saldırdıkları, mallarını yağmaladıkları, göçe zorladıkları ortaya çıkmıştır.
BM’nin insan hakları yetkilisine göre son beş yılda 300 bin insan hayatını kaybetmiş, 2,5 milyon kişi evlerinden ayrılarak göç etmek zorunda bırakılmıştır. 2009 yılında çatışmalarda hükümet güçleri ve Cancavid milislerinin 200.000’den fazla sivil insanı öldürdüğü, 3200 köyü yaktığı ve 2 milyondan fazla insanı yerlerinden ettiği iddia edilmiştir.
Cancavid milislerinin komutanı Ali Kuşayb, şimdi UCM’de yargılanıyor…
31 Mart 2005 tarihinde Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Uluslararası Ceza Mahkemesi Roma Statüsünün kendisine verdiği yetkiyi ilk defa Sudan için kullanmıştır. UCM’ye taraf olmayan Sudan hakkında 1593 no'lu kararı ile UCM' ye suç duyurusunda bulunmuştur…
UCM Savcısı Luis Moreno Ocampo, 6 Haziran 2005’te "soruşturmanın açıldığını" duyurmuş ve 14.07.2008’de Sudan Devlet Başkanı Ömer El Beşir hakkındaki dava dosyasını Mahkemeye sunmuştur. Savcı Ocampo, Ömer El Beşir'e Darfur'daki iç savaşta soykırım, savaş suçu ve insanlığa karşı suç işlediğini iddia etmektedir. Mahkeme, Beşir'i beş insanlık suçu (cinayet, imha, zorla göç, işkence ve tecavüz), iki savaş suçu ve Fur, Masalik ve Zaghawa kabilelerine karşı üç ayrı soykırım suçu işlemekle suçlamaktadır. UCM eski Cumhurbaşkanı hakkında 4 Mart 2009 ve diğeri 12 Temmuz 2010'da olmak üzere hakkında iki ayrı tutuklama kararı vermişti.
Ömer El Beşir hem kendisi hem de diğer yetkililer hakkındaki UCM’nin kararlarını reddetmiştir ve hala kabul etmemektedir.
Ömer El Beşir, "adamlarının” ve kendisinin ancak öldüğü zaman ve mahkemeye teslim edilebileceğini açıklamıştı. 5 Mart 2009 tarihinde bir hidro elektrik santralı açılışında yaptığı konuşmada, Mahkeme Başsavcısının kuklasını yakan binlerce taraftarı önünde dans ederek, UCM'ni küçümsemişti. Suçlamaları kabul etmemiş, bir kâğıt parçasından ibaret olarak gördüğü tutuklama emrinin "üzerine yazılan mürekkep kadar değeri olmadığını", Lahey'deki mahkemenin yakalama emrini "yemesi"ni söylemişti…
Acaba şimdi onun için dans edecek kaç dostu, kaç kardeşi kaldı?
Bir devletin başkanı daha UCM’de yargılanacaktır. İnsan hakları mücadelesine dayalı hukuk işte burada işe yarar. Yargılama sonunda beraat edebilir, mahkûm da olabilirler…
Ama Ömer El Beşir hakkındaki “tutuklama emirlerini” bu defa kendisi yemek zorundadır. UCM’ye teslim edildikten sonra kendisine ve birlikte yargılanacakları Hartum devrik hükümet üyelerine dans edebilecekleri bir oda tahsis edilir herhalde…
Üzerine savunmasını yazacak kâğıt, kalem ve mürekkep şimdi ne kadar kıymetli ve ne kadar değerli olmuştur kim bilir; kardeşim benim (!)…
Kim olursa olsun; eğer öldürün emrini vermişse, soykırımdan ve insanlığa karşı suçlardan, iç savaşta binlerce insanın ölümünden sorumlu olduğu iddia ediliyorsa; eski bir devlet başkanının sorumluluk gereği UCM'de yargılanması gerekir.
Kimsenin aklına gelmezdi Darfur katliamında insanlığa karşı suç işlemiş olanların bir gün bir mahkemede yargılanacağından; ama hayal gerçek olmak üzere…
Devlet Başkanı Ömer El Beşir ve birçok devlet yöneticisi insanlığa karşı suç işledikleri iddiasıyla yargılanacaklardır. Sudan artık UCM’ye taraftır.
Bir başka büyük hayal…
Türkiye’nin Roma Statüsünü onaylayarak "taraf" olmasını isterim…
Bu çok daha büyük bir hayal olabilir; ama cezasızlıkların her türlü halini benimseyen bütün siyasal iktidarlara karşı kurulan hayaller bir gün gerçek olur; inanıyorum! (Fİ/RT)