2001 krizi ve arkasından uygulanmaya başlayan IMF istikrar programı atmosferinde seçim havası teneffüs etmek Türkiye'ye iyi gelecek mi? Derviş, seçim lafını ilk ettiğinde hem hükümetten hem de TÜSİAD'dan reaksiyonlar geldi. Seçimin lafı bile programı zedelerdi, Derviş bunu bilmez miydi? Sonra anlaşıldı ki, IMF de seçimden ve onun ikliminden çekinmiyor. Seçim atmosferi IMF'yi ve Derviş'i endişelendirmezken TÜSİAD neden panikliyordu?
Bunun tek açıklaması olabilir: TÜSİAD, "yapısal reform" adı altında yapılanları pek kavrayamamış.
Onca teknik-yasal düzenlemeden sonra, IMF ile ilişkilerde radikal değişikliğe gitmedikçe(ki bunu yapacak kimse yok!) seçim ekonomisi izlemek ve seçmene rant dağıtmak eskisi kadar kolay değil. Tarımda yapılan düzenlemelerle bol keseden taban fiyatı artık ilan edilemez, zaten destekleme kapsamındaki ürün sayısı çok azaltıldı. KİT'lere getirilin zapturapt ve son düzenlemelerle KİT sözleşmelerinde bonkör davranılamaz, partizan yerleştirilemez.
Bütçenin enini boyunu IMF belirledi ve adım adım izliyor, memura seçim şekeri veremezsiniz, kolay kolay kadro açamazsınız.
Devlet bankalarında yapılan onca düzenlemeden sonra esnafa, çiftçiye avanta kredi de dağıtamazsınız.
Özetle, son 1 yıl içinde IMF, muslukların kontrolünü öylesine elinde tutuyor ki ve idarede öyle düzenlemelere gidildi ki, siyasetçinin, hükümetin elinde seçim rantı olarak kullanacak pek barut yok.
İşte o nedenle IMF ve Derviş rahat!... (FA)