“Halkım ben, parmakla sayılmayan/ Sesimde pırıl pırıl bir güç var/ Karanlıkta boy atmaya/ Sessizliği aşmaya yarayan/ Ölü, yiğit, gölge ve buz, ne varsa/ Tohuma dururlar yeniden/ Ve halk, toprağa gömülü/ Tohuma durur bir yerde/ Buğday nasıl filizini sürer de/ Çıkarsa toprağın üstüne/ Güzelim kırmızı elleriyle/ Sessizliği burgu gibi deler de// Biz halkız, yeniden doğarız ölümlerle.”
Gençliğimiz, Nâzım Hikmet’in şiirlerinin yanı sıra Neruda’nın “Buğdayın Türküsü” şiirini okuyarak, dinleyerek de geçti... Sonraki yıllarda okuduğumuz kitaplarla, yaşadığımız tecrübelerle bunlara yeni beğeniler eklendi... Ama nedense “Buğdayın Türküsü” hep hafızamda kaldı.
Barış treni
Aradan, yıllar geçti... Her birimiz değişik tercihler yaparak değişik tecrübeler edindik. Benim için 1996’da İnsan Hakları Derneği'nin organize ettiği “Barış Treni” hatıralarım arasında ayrıcalıklı bir yer tutar. İstanbul’dan Diyabakır’a gitmek için yola çıkan, insan hakları ve barış savunucularının olduğu trene ben Ankara’dan bindiğimi dün gibi hatırlıyorum.
Ve, bir kısmı artık aramızda olmayan bu ülkenin o güzel insanlarıyla, çatışmaların durması, gençler ölmemesi ve anaların ağlamaması için aklımızda ve kalbimizde “barış” ile düştük yollara. Gazeteciliğin yanı sıra bir barış aktivisti olarak katıldığım bu özel yolculukta tanıştım İlkay (Akkaya) ile... Her insan diğerinde iz bırakır, onun bende bıraktığı ilk iz, güzel sesi ve türküleri yorumunun yanı sıra, yüzündeki anlam, güzel yüreği ve kararlı duruşuydu.
Arkadaşlık
Birlikte güvercinler uçurduğumuz o günden sonra da iletişimimiz ve arkadaşlığımız sürdü sevgili İlkay ile. Konser, imza günü, söyleşi vb. pek çok eylemde ve etkinlikte birlikte olduk. Son yıllarda ise bir ayağım Giresun’da diğer ayağım İstanbul’da yaşadığım için onunla daha sık görüşüp sohbet etme şansını yakaladım. Bu muhabbetlerde birbirimizi daha iyi tanıma fırsatı bularak arkadaşlığımızı ve sevgimizi karşılıklı olarak pekiştirdik. Bu buluşmalarda çektirdiğimiz fotoğraflardan oluşan zengin bir İlkay Akkaya albümüm var desem abartmış olmam.
Giresun
Onun mütevazı duruşu ve türküleri hep hayatımızda oldu. O türkülerle bazen sevindik, bazen üzüldük, bazen öfkelendik ama en çok da umutlandık. Özetle, başka şarkıların türkülerin yanı sıra onun şarkılarına, türkülerine de tutunarak geçti yıllarımız. Bu süreçte İlkay, üç kez geldi Giresun’a. Böylece, benim gibi sevenlerinin yanı sıra şehrimizle de özel bir bağ kurdu; sevdi ve sevildi.
Geçtiğimiz günlerde, Serhan Asker’in Halk TV’de düzenlediği “Görkemli Hatıralar” programında, anneannesi öldükten sonra, Giresun’da Gümrük Müdürü olan dedesinin ikinci evliliğini Giresunlu bir kadınla yaptığını, yeni anneannenin kendi anneannesinin yokluğunu aratmadığını anlatınca, onun şehrimizle ilgisinin kaynağı bende yeniden şekillendi.
SMA'lı Güneş için
Bu hatıralara geçtiğimiz günlerde bir kıymetli halka daha eklendi. Türkiye genelinde olduğu gibi Giresun’da SMA hastası bebeğimizle “Güneş Umut Ol” kampanyası ile dayanışma sürecine Giresun Kadın Platformu olarak katkıda bulunmayı görev bildiğimiz günlerde yine İlkay’ın kalbinin kapısını tıklamayı düşündük. Arkadaşlar, İlkay ile iletişime geçerek bir instagram yayını için konuğumuz olmasını önermemi istediler. Aylardan SMA’lı çocuklar için dayanışma örneği veren İlkay hiç tereddüt etmeden önerimizi kabul etti.
10 Mayıs günü saat 21.00’de başlayan yayına saat 24.00’de kadar ekranda olan İlkay’a sevgi aktı. O akşam, Güneş için yaşadığımız duygular bir yana, programa katılanlar güzel yorumlarıyla İlkay’ın bu ülke için ne denli kıymetli olduğunu ıspatladılar. Programda bir de sürpriz yaşandı: İzleyenler İlkay’dan, İlkay ise benden, söylediğimi bildiği bir şarkı/türkü okumamı istedi. Onun karşısında kalbimle aklım karışsa da, sözleri İbrahim Karaca’ya ait “Bekle kar altında kalan buğday tanesi”ni okudum. Dinleyenlerden beğeni almak beni mutlu etse de en büyük mutluluk İlkay’ın alkışlarıydı.
Güzel yaşlar
Giresun Kadın Platformu olarak Güneş’e umut olduğumuz için, “Güneş’e Umut Ol” kampanyasıyla katkı sunduğumuz için ve tüm bu güzelliklere imza atmamızı sağladığı için sevgili İlkay’a sonsuz teşekkürler. “Buğdayın Türküsü” gibi “İlkay’ın türküsü” ve varlığı hepimize güç, güven ve umut veriyor... Bugün onun doğum günü... Kalbimi kalbinin yanına koyuyorum...
Albümleri
Kül - 1998
Unutma - 2001
Yine - 2003
Yalnız - 2005
Gelmedin Diye - 2010
Umut - 2013
Hayat - 2015
(SY/NÖ)