Sıcaktı yaz... En küçüğü 19, en büyüğü ise 26 yaşında olan yedi genci kaybettiğimiz günlerden geçiyorduk. Tüm bu kayıpların ortasında aranızdan birileri çıkıp, memlekete kızlı-erkekli muhabbetlerini armağan etti. Gençler, kızlı erkekli gençlik kampları düzenliyor, belediyenin yaptığı yaz etkinliklerinde şort ve mayo giyerek kızlı erkekli denize giriyorlar ve kızlı erkekli merdiven çıkıyorlardı. Hissettiğimiz acının ve öfkenin içinde gençler, ciddiyetsiz bu hallerinize karşı çok affedersiniz bizleri kızlı erkekli güldürmeyi başardılar[1].
Son birkaç haftadır iktidar “kızlı erkekli muhabbetleri”ni temcit pilavı misali yeniden gündemimize soktu. Koca bir toplum önüne konulan bu pilavı yer hale geldi. Manisa’da bir öğrenci evine gece 01:30 civarında baskın oldu. Beş üniversite öğrencisine “para cezası” kesildi[2]. Ardından kız ve erkek öğrencilerin birlikte eğitim almasının yanlışlığından bahseder oldunuz[3]. Gelin sizi de kendimizi de biraz ciddiyete davet edelim. Çünkü biz bunları konuşurken gençler başka nedenlerle, başka şekillerde ölüme yatıyorlar.
İşsizlik Tüketir
Beden Eğitimi öğretmeni 33 yaşındaki Alim Koç, sekiz yıldır atanamadığı için Ekim ayının son haftasında Aydın’da intihar etti[4]. Türkçe Öğretmenliği mezunu 28 yaşındaki Mehmet S.G., katıldığı KPSS sınavı kötü geçtiği için Temmuz ayında Siirt’te intihar etti[5]. Nisan ayında, İzmir’de yaşanan yüksekokul mezunu Çağlar Yenier, iş bulamadığı için odasındaki sobanın kapağını açık bırakarak öldü ve nişanlısına şu notu bıraktı[6].
“Verdiğim tüm mücadeleler boşuna gidiyor. İş bulamıyorum. Bu konuda rahatsızlık duyuyorum ve bunalıyorum. Kendimi iyi hissetmiyorum. Ayrıca olacaklardan kendini ve bir başkasını sorumlu tutma. Ölmek istiyorum. İş bulamıyorum ve seninle kurmak istediğim hayatı gerçekleştiremeyeceğim için çok üzgünüm."
TUİK verilerine göre[7] 2005-2012 yılları arasındaki dönemde işsizlerin %34 ile %50 arasındaki bölümü 15-24 yaşları arasındaki gençlerden oluşuyor. Aynı grup, 25-34 yaşlarına geldiğinde ise, oldukça yüksek bir bölümü için işsizlik hala çözülmesi gereken bir sorun olmaya devam ediyor. 2005 yılındaki işsizlerin %18,2’si 15-19 yaş arasındaki genç işsizlerden oluşuyor. 2012 yılına gelindiğinde bahsettiğimiz yaş aralığındaki gençler 20-24 yaş aralığı bandında yer alıyor. Bu grubu 2012 verilerine göre bekleyen işsizlik oranı toplam işsizliğin %19’unu buluyor. İşsiz nüfus açısından baktığımızda ise son 7 yılda toplam işsizlerin yaklaşık %10’u yüksekokul veya üniversite mezunu işsizlerden oluşuyor. Yüksekokul veya fakülte mezunu gençler ise 15-24 yaş grubundaki işsizlerin %30’unu oluşturuyor.
Sizlere daha ziyade sayılar ve oranlardan ibaretmiş gibi gelen işsizler, özellikle üniversite mezunu işsizler yaşamları bir kabusa dönüştüğü için intihar ediyorlar. Binbir emekle bitirdikleri okullar ve aldıkları diplomalar, üzerine hayaller kurulan “gelecekte” işe yaramıyor. Ne yapsalar yetmiyor. İkinci yabancı dil, kurslar, seminerler, eğitim programları, sertifikalar birikiyor. Yabancı dil kursları, memuriyet sınavları, yüksek lisans ve doktora derken, bir süre işsizliğin boşluğu doldurulmaya çalışılıyor. Yaşanan işsizlik bir yana, hissedilen işsizliğe direnmek… İşte bu en zoru! Çaresizlik, güvensizlik, gelecek kaygısı, umutsuzluk, işe yaramazlık hissi, özgüven ve özsaygı yitimi boğuyor işsizi.
Çevrenizde muhtemelen tüm bunları yaşayan gençler yok. İşsiz gençlerin neyi, nasıl yaşadığını bilmiyorsunuz. Ama size tavsiye edebileceğim çok basit araçlar var. İnternete girin. Gençlerin yoğun olarak kullandıkları sözlüklerden herhangi birine.Gençler, belki de hiçkimseye anlatamadıkları bir yalınlıkla, acı veren bir sırrı paylaşırcasına anlatıyorlar yaşadıklarını.
“İşsizlik en basit tanımıyla insanı tüketir. Bu tüketme öyle bir şekilde gerçekleşir ki, tükenmenin gerçekte bir insan için ne ifade ettiğini ancak o zaman anlayabilirsiniz… Geçen her gün hayattan aldığınız keyfi tüketir. umutlarınızı tüketir, zevklerinizi, mutluluklarınızı tüketir, hepsinden önemlisi özgüveninizi ve ona paralel olarak özsaygınızı tüketir… En kötü özgüveninin gitmesi demiştim di mi?… Onlarca hatta yüzlerce başvurun hep aynı hazır metin ile reddedildikçe... En yakınlarınızın bile size inancı kayboluyor yavaş yavaş. Beklentilerinizi minimuma indiriyorsunuz… Hiç bir şeyi yapmıyorsunuz. yapmanız gereken şeyleri bile yapmamaya başlıyorsunuz. manasızlaşıyor herşey. insanın içinde yaşama dair bir heves bırakmıyor işsizlik.”
“Dipsiz bir kuyudur. Çabaladıkça batarsın… En son aşama iyice umutsuzluğa kapılırsın. Artık sanki bir daha iş bulamayacaksın, yaşayamayacakmışsın gibi gelir. Sonunda aile yanında 30 yaşına gelmiş arkadaşların evlenmiş pijamalarını hiç çıkarmayan, bir gün diğer günden farklı olmayan, günlerin isimlerini unutmuş, garip bir yaratığa dönüşürsün... Hala ağır işsizim. İngilizce bilmeyen malzeme bilim mühendisinden sevgilerle.”
Göreviniz öğrenci evlerinde kimin kiminle, nasıl, ne zaman, nerede kaldığının peşine düşüp, tüm bir topluma ihbar çağrısında bulunmak değil. Göreviniz bu gençlere gelecek güvencesi vermek. İhbar ediyorum bayım, kızlı erkekli işsiz kalıyoruz. (EK/EKN)
[1] Kızlı Erkekli Yaz Kampı, http://www.youtube.com
[2] Kızlı Erkekli Eve İlk Ceza Kesildi, Radikal,10.11.13
[3] TBMM Başkanvekili Yakut: Kızlı Erkekli Eğitim Büyük Bir Yanlış, Hürriyet, 21.11.2013
[4]Atanamayan Öğretmen İntihar Etti, Akşam,01.11.13
[5] KPSS Sınavı Kötü Geçince İntihar Etti, http://www.memurlar.net,22.07.13
[6] İşsizlik Bunalımı İntihara Sürükledi, http://www.egepostasi.com,05.04.13
[7] TUİK’in işsizlik hesaplamalarında son üç ayda iş aramış olan ve 15 gün içinde bir işte istihdam edilebilecek durumda olan kişiler dahil edilmektedir. Bu nedenle buradaki oranların gerçek işsizlik oranlarının altında olduğunu hatırlamakta fayda var.