TBMM tarafından 6723 sayılı Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 1 Temmuz 2016 tarihli Genel Kurul’da kabul edildi.
CHP, Resmi Gazetede yayımlanmasından önce bu Kanunun yok hükmünde olduğunun saptanmasını, bazı maddelerinin iptalini ve yürürlüğünün durdurulması için Anayasa Mahkemesine başvurdu. Anayasa Mahkemesi 4 Temmuz 2016 tarihli kararıyla iptal isteminin incelenmeksizin reddine karar verdi.
Talebin özünde iptale konu kanunun önemi, işin aciliyeti ve Meclis iradesinin kanunun hayatiyeti için yeterli olduğu görüşüyle Kanunun Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmesi prosedürü beklenmeden iptal davası açılmıştır.
Dilekçeyi ana hatları ile özetlemeye çalışalım… Dava açan dilekçede yasama yetkisinin TBMM'ye ait olduğu, tasarının kanunlaşma sürecinin Genel Kurul’un kabul iradesiyle tamamlandığı ve Meclis Genel Kurulunda oylanıp 1 Temmuz 2016 tarihinde kabul edilmekle bu Kanunun artık hukuk âleminde hayatiyet kazandığı ve var olduğu ileri sürülmüştür.
Meclisin kabul ettiği bir Kanunun iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvurmak için aranan 60 günlük "Dava açma süresi" Anayasada, "hak düşürücü süre" olarak düzenlenmiştir (Madde 151). Bu süre kanunun Resmî Gazetede yayımlanma tarihinden itibaren işlemeye başlar. Fakat bu düzenlemeden şekil ya da esas yönünden iptal davası açabilmek için ilgili “kanunun mutlaka Resmi Gazetede yayımlanması gerektiği” sonucuna varılamayacağı ifade edilmiştir.
Meclisin yasama tasarrufu sonucunda kabul ettiği bir kanunun Resmî Gazetede yayımlanması "yürürlük" koşuludur. TBMM Genel Kurulu'nun "kabul" iradesi ile birlikte "varlık" kazanan kanunlara karşı Anayasa Mahkemesi'ne iptal davası açılabilmelidir. Kabul edilen kanun hakkında iptal ve aynı zamanda "yokluk" isteminde bulunulabilmek için Meclisin kabulüyle kanunun "varlık" kazanma koşulunun gerçekleşmiş olmasının yeterli olduğu görüşü ileri sürülmüştür.
O halde kanunun "yürürlük" koşulunun gerçekleşmesinin beklenilmesine gerek bulunmamaktadır. Kanunların TBMM'nin yasama yetkisinin kapsamında bulunduğunun kabul edildiği ve henüz yürürlüğe girmemiş olan bir yasama tasarrufunun Anayasaya uygun olup olmadığının daha önce de denetlediği hakkında Anayasa Mahkemesi'nin 27 Kasım 2007 tarihli ve E.2007/99, K.2007/86 sayılı kararı örnek gösterilmiştir.
Sonuç olarak Anayasamızda ve hukuk düzenimizde kanunların, yürürlük öncesi yargısal denetimini yasaklayan herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Dolayısıyla Anayasa’nın 89. maddesindeki prosedürün tamamlanması ve Cumhurbaşkanınca yayımlanması yani yürürlük koşulunun beklenmesine gerek yoktur. 6723 sayılı Kanun’un TBMM Genel Kurulunca kabulüyle varlık kazınmış olması koşulu yeterli görülmekle, Kanun’un Resmi Gazete ’de yayımlanması beklenmeksizin yargısal denetiminin sağlanması amacıyla dava açılmıştır.
Dava konusunun “önemi”, “hassasiyeti” ve “aciliyeti” gözetilerek “sakat bir yetkiye ve amaca dayanılarak ihdas edilen” 1.7.2016 kabul tarihli ve 6723 sayılı Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’untümünün yok hükmünde olduğunun saptanmasına, tümünün şekil bakımından ve bazı maddelerinin Anayasaya aykırı olduğundan iptallerine ve yürürlüklerinin durdurulmasına karar verilmesi talep edilmiştir.
Anayasa Mahkemesi 4 Temmuz 2016 tarihli kararıyla “dava açma sürelerine uyulmaması ve dava konusu kuralların bu aşamada Anayasaya uygunluk denetiminin yapılabilmesinin mümkün olmaması nedeniyle” iptal isteminin incelenmeksizin reddine karar verdi. Anayasa Mahkemesi red kararında 21 Şubat 2014 tarihli E. 2014/46 ve K. 2014/38 sayılı kendi kararına da atıf yaparak “kanun tasarı ve tekliflerinin TBMM'ce kabulüyle kanunların varlık kazandıkları kuşkusuz olmakla birlikte” görüşüyle Kanun henüz Resmi Gazetede yayımlanmamış olduğundan talebi geri çevirdi (Esas 2016/135, Karar 2016/129).
CHP yaptığı basın toplantısında bu Kanunun kabul edilmesiyle yasama organının “fonksiyon gaspıyla” yargıya müdahale ettiğini ve yüksek yargıda göreve geleceklerin iktidar partisi tarafından daha şimdiden belirlendiğini açıkladı. Mahkemelerin bağımsızlığının yok sayıldığı, hâkimlik teminatının yerle bir edildiği ve dolayısıyla Türkiye'nin hukuk devleti olma ilkesinden hızla uzaklaşıldığı gerekçeleriyle Anayasa Mahkemesine hemen başvuru yapıldığını belirtti. CHP bu kanun Resmi Gazetede yayımlandıktan sonra da Anayasa Mahkemesine başvuru yapacağını belirtti (1 Temmuz 2016 tarihli Basın Toplantısı).
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte istisnaları hariç, “görev yapan tüm Danıştay ve Yargıtay üyelerinin tamamının” görevleri sona ermiş olacaktır. Hemen ardından beş gün içinde HSYK ve Cumhurbaşkanı tarafından yeni yüksek yargı üyeleri seçilecek… İzleyip, göreceğiz ve süreç tıkır tıkır saat gibi işleyecek…
Yüksek yargıda hasat zamanı Temmuz 2016…
6723 sayılı Kanunun Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdiği tarihte yüksek dereceli yargıçların “hâkimlik” görevleri bitmiş olacak. Bu Kanunla eskiyecekler. İstisnaları, dünkü gibi suskun ve sessiz, kanun gereği yerlerinde kalmak suretiyle görevlerini(!) sürdürecekler…
Hemen sonra acilen birkaç gün içinde Kanuna göre Yargıtay ve Danıştay’a yeni yüksek hâkim üyeler seçilecekler.
Yeminlerini akılda tutarak, sessiz ve suskun, bütün onurlarını cüppelerine yükleyerek, kanuni görevlerine başlayacaklar.
Kanun kanundur, her şey kanuna uygun, öyle mi? Tam yeri geldi, yazmalı; hukuk da guguk…
Anayasa Mahkemesi bütün bunlar olup bittikten sonra bu Kanun hakkında karar verir mi?
Verse bile ne yazar, göreceğiz bakalım hukuken ve fiilen karar neye yarayacak? (Fİ/NV)