* Gökhan Yıldırım, annesi ve abisi ile hapishane görüşünde.
Gökhan Yıldırım, 240 gündür ölüm orucunda, 12 gündür tek başına bir hastane odasında tutuluyor.
Şimdi tutulduğu yerde penceresi, bir başka bloğa bakıyor, ilk odasındaki camı da hapishaneye bakıyordu. Oradan abisine el sallayan bir fotoğrafı var, koyu camın arkasından hareketlerini seçebilmek için saatlerce beklemişti abisi. Birbirlerini gördükleri fark edilince Gökhan’ı dışarıyı göremeyeceği bir odaya aldılar.
Tecridin katmerlisi bir hastanede yaşatılıyor. Önce mahkum koğuşuna sonra yoğun bakıma sonra daha küçük yoğun bakım odasına taşıdılar Gökhan’ı. Aynı hastane şimdi R Tipi hapishaneye göndermek istiyor onu. Üstelik ilk hazırladıkları raporda “hastanede tutulması hayati risk teşkil eder” diyen doktorlarla. Doktorlar, onurunuzu da, meslek onurunuzu da korumak için faşizme karşı olmalı...
Bütün bunlar olurken Gökhan’ın etrafında jandarmalar, gardiyanlar, bir hemşire, Gökhan’ın kendini öldürmeye çalıştığını düşünen birkaç doktor dışında kimse yok. Tabii odasından tuvalete gitmek için çıkarıldığında geçtiği koridorda bulunan entübe haldeki dört COVID-19 hastasını ve çeşitli hastalıklar nedeniyle bilinci kapalı durumda olan diğer hastaları saymazsak.
Gökhan’ı gören gözlerin tümü onu yok saymak, görür görmez tekrar kapanmak istiyor. Onu görebilen gözler içinde onu daha uzun görebilmek isteyenler yalnızca bize ait. Çünkü, biz halkın gözleriyle bakıyoruz ona. Mahallesinde uyuşturucu sattırmadı diye uyuşturucu satıcılarının şikayetiyle ceza verilen Gökhan’a köşebaşlarında aşırı dozdan ölen çocukların annelerinin gözleriyle bakıyoruz. 240 gündür kardeşinin incelen bedenine sevgisiyle sahip çıkan abisinin gözleriyle bakıyoruz. O yüzden Gökhan’ı göremeyenlere anlatmak, gözlerini kaçıranların kafalarını Gökhan’a çevirebilmek için yazıyorum.
Gökhan şimdi bir gül ağacı kadar, bacakları ve kolları gül dalları gibi, elleri kollarının ucunda açılmış birer kırmızı gül. Uzun süredir ellerinin üzerinde kırmızı yaralar var, artık bütün el üstünü kaplamış durumda. 38 kilonun da altına düştü. 38 kilo, Ebru Ablamızı [Ebru Timtik] yitirdiğimiz kilonun altında. Hastane odasında gördüğüm ilk ölüm orucu direnişçisi, stajyeri olduğum Ebru Ablaydı, dilerim ki müvekkilim Gökhan Yıldırım son olur. “Adalet istiyorum gerekirse canımdan vazgeçerim” dedirtecek adaletsizlikler son bulur.
Sibel, Gökhan ve İleri’nin* ortak taleplerinden birisi hasta tutsakların tahliyesi. Bekir Bozdağ, iki seferdir hasta tutsakların tahliyesi konusunda mevcut düzenlemenin yetersiz olduğunu “insanileştireceklerini” söylüyor. Neyi, ne zaman yapacakları belirsiz. Bu belirsiz zamanda Sibel, Gökhan ve İleri erimeye devam ediyor.
Müvekkillerimiz hapishanede kitap-dergi okuyabilmek için, 45/1 sayılı genelge ile tanınan sohbet hakkının tam olarak uygulanması için, yıllara varan görüş yasaklarının-disiplin cezalarının kaldırılması için direniyorlar.
Biliyorum, bunlar hapishanelerde yıllardır devam eden sorunlar.
Biliyorum, gizli tanık-itirafçı sanık- sahte dijital materyallerle yapılan yargılamalarda mahkemeler kendilerini hiçbir hukuk kuralıyla bağlı hissetmeden cezalar veriyor. Biliyorum, “Yargının, bu dilediğine dilediği cezayı vermek için kullandığı aparatlardan vazgeçmeye niyeti yok” diyeceksiniz.
Ya kollarımızı bağlayıp bu adaletsizliğin bizi de yakmasını bekleyeceğiz ya da bu adalet çağrısına kulak vereceğiz, diyeceğim.
Gökhan bir mektubunu Yunus Emre’den alıntıyla bitirmişti:
“Hiç kendi kendine kaynar mı kazan?
Çevre yanın ateş eylemeyince?”
Kazanların kendi kendinde kaynamadığı gibi; adaletsizlik de kendi kendine ortadan kalkmıyor. Sibel, Gökhan ve İleri’nin taleplerinin kabulü için ateşe ne taşıyabiliyorsak onu taşımanın zamanıdır.
* Tekirdağ 1 Nolu F Tipi Cezaevinde bulunan Gökhan Yıldırım 25 Aralık 2021’den, Silivri Cezaevindeki Sibel Balaç 19 Aralık 2021’den beri açlık grevinde. Silivri Cezaevi'nde bulunan İleri Kızılaltun da Balaç ve Yıldırım'ın talepleriyle açlık grevine başladı. Öncelikli istekleri adil yargılanmak. Taleplerinin arasında ayrıca, hasta mahpusların serbest bırakılması, hapishanelerdeki hak ihlallerinin ortadan kaldırılması, ağırlaştırılmış infaz yasasının mahkumlar lehine değiştirilmesi de var.
(SŞ/AS)