* Çizim: Pixabay
Değil miyiz? N’olur olalım!
Bütün kadınlara çağrım.
Bütün kadınlardan temennim.
Bütün kadınlardan ricam.
Hepimiz orospu olalım. Çünkü değilsek de olacağız. Hepimiz bir gün olacağız: Bir erkeğe hayır dediğimiz gün.
Kimimiz üniversitede ayrı eve çıktığında,
Kimimiz jartiyer giydiğinde,
Kimimiz yolda yürürken sigara içtiğinde,
Kimimiz bekar evine erkek aldığında,
Kimimiz milli değerlere sahip çıkmadığında,
Kimimiz fantezilerinden bahsettiğinde,
Kimimiz kadın başına otostop çektiğinde,
Kimimiz başörtüsünü çıkardığında,
Kimimiz tek başına çocuk yaptığında,
Kimimiz kürtaj olduğunda,
Kimimiz boşanmak istediğinde,
Kimimiz “çıtır sevgili” yaptığında,
Kimimiz yaşlı adamlarla takıldığında,
Kimimiz müdürüne itiraz ettiğinde,
Kimimiz cakcak sakız çiğnediğinde,
Kimimiz mitinge katıldığında,
Kimimiz gece dışarı çıktığında,
Kimimiz yazı yazdığında,
Kimimiz lezbiyen olarak açıldığında,
Kimimiz kadın kadına içki içtiğinde,
Kimimiz örgüt şeflerine meydan okuduğunda,
Kimimiz evli erkeklerle birlikte olduğunda,
Kimimiz pembe metrobüse binmediğinde,
Kimimiz erkekliği eleştirdiğinde,
Kimimiz saçını boyattığında,
Kimimiz kocasına dışarıda çalışacağım dediğinde,
Kimimiz bir adamı baştan çıkardığında,
Kimimiz bir adamla sevişmeyi reddettiğinde,
Kimimiz hocasının öğretilerini sorguladığında,
Kimimiz marketten ped aldığında,
Kimimiz eczaneden kondom aldığında,
Kimimiz hamile hamile sokaklarda gezdiğinde,
Kimimiz kahkaha attığında,
Kimimiz jinekologa gittiğinde,
Kimimiz topuklu giydiğinde,
Kimimiz tampon taktığında,
Kimimiz oyuncu olduğunda,
Kimimiz camide namaz kılmak istediğinde,
Kimimiz trans kadınım dediğinde,
Kimimiz burs kazandığında,
Kimimiz sekreter olduğunda,
Kimimiz dans ettiğinde,
Kimimiz çıkıntılık yaptığında,
Kimimiz başkasının arabasına bindiğinde,
Kimimiz masöz olduğunda,
Kimimiz kıllarını aldığında,
Kimimiz kıllarını almadığında,
Kimimiz tacize uğradım dediğinde,
Kimimiz terfi aldığında,
Kimimiz evlenmeden el ele tutuştuğunda,
Kimimiz kendi arabasını aldığında,
Kimimiz makyaj yaptığında,
Kimimiz tırnak uzattığında,
Kimimiz ticaret yaptığında,
Kimimiz küfür ettiğinde,
Kimimiz en iyi okullara kabul aldığında,
Kimimiz seks işçisi olduğunda,
Kimimiz trafiğe çıktığında,
Kimimiz bir adamı solladığında,
Kimimiz film çektiğinde,
Kimimiz regl oldum dediğinde,
Kimimiz şarkı söylediğinde,
Kimimiz plajda üstünü çıkardığında,
Kimimiz kedi beslediğinde,
Kimimiz koca değiştirdiğinde,
Kimimiz hiç evlenmediğinde,
Kimimiz çok eşli olduğunda,
Kimimiz bir adamın şakasına gülmediğinde,
Kimimiz kürsüde konuşma yaptığında,
Kimimiz kumar oynadığında,
Kimimiz çocukları babaya bıraktığında,
Kimimiz abisine su getirmeyi reddettiğinde,
Kimimiz kapı önünde çekirdek çitlediğinde,
Kimimiz erkek doktora gittiğinde,
Kimimiz yalnız tatile çıktığında,
Kimimiz banka hesabı açtığında,
Kimimiz estetik ameliyat olduğunda,
Kimimiz yabancı dil öğrendiğinde,
Kimimiz sana ne dediğinde.
Bunları sıralamak beş dakikadan uzun sürmedi. Ne çarpıcı, değil mi? Şak diye insanın aklına gelivermesi. Hepsi yaşandı çünkü. Bunlardan hangisini bir televizyon dizisinde görseniz garipsersiniz? Hepsinden bir bir orospu olmuşluğumuz var çok şükür. Bütün kadınların var hem de. Zengini-yoksulu, okumuşu-okumamışı, ünlüsü-ünsüzü, kentlisi-köylüsü, seküleri-dincisi, patronu-işçisi, evlisi-bekarı, örgütlüsü-örgütsüzü, hanımefendisi-delikanlısı, lezbiyeni - heterosu. Böylesine cömertçe, bol keseden savruluverilen bu kelimeyi duymamış kadın yoktur. Tanıdığı ya da tanımadığı erkekler ya da kadınlar tarafından… Varsa da üzgünüm ama bir otoriteye hayır dediği gün duyacaktır. Sevgilisine, kocasına, abisine, babasına, komşusuna, hocasına, eşine dostuna, yoldaşına, arkadaşına, şefine, patronuna… Bir otoriteye hayır dediği gün, onu onaylamadığı ve dahası onun onayını aramadığı gün, ondan akıl almadığı gün, kendi kararlarını verdiği, o kararları hayata geçirdiği, kafa ütüleyene “sana ne canım, günahı da sevabı da bana” dediği gün duyacaktır.
Dikmişler tepemize içi boş bir orospuluk kılıcı, sallanıyor da sallanıyor kafamızın üstünde. Çok da elverişli. Ne zaman istenirse ısıtılıp ısıtılıp servis edilebilir. Zaten her şey demek olabiliyor da aynı anda. Muhteşem bir silah, muazzam bir kontrol aracı. Ömrümüzü bize orospu denmesin diye ipotek edelim istiyorlar. Çocuk yaşta öğretiliyor bu korku, içselleştiriliyor. Aman adımız çıkmasın… Aman küçük yer… Aman ailemiz duymasın… Ama ha’mfendiliğimiz? Saygınlığımız? İtibarımız? Salon kadınlığımız? Çizgimiz?
90’larda çocuk olmanın şahane hediyesi, canım Nazan Öncel çalmaya başladı şimdi zihnimde.
Ben sokak kızıyıııaam,
Banaaaa acımayın
Kıymetimiz gerçekten bunlara mı bağlı? Öz saygımız? Öz sevgimiz? Şu dünyadaki anlamımız? Kendi varoluşumuzla bağımız? Değerimizi bizden başka kim biçebilir? Neyi muhafaza ediyoruz? Kim için? Zaten Ali’nin kızı, Mehmet’in annesi, Cem’in kardeşi, Hasan’ın karısı, Mahir’in yoldaşı, Can’ın çalışanı olarak kabul edilmemiz isteniyor. Bu öyle egemen bir göz, öyle ortak bir algılanış ki, hangi erkekler dünyasına ait olduğumuzun da hiç önemi yok; sağı solu, cemaati cemiyeti, örgütü bohemyası… Her yerde aynı: “Kadınlarımız.”
Erkekler dünyasının birbirlerine üstünlük taslamak üzere işlevlenen nesneleri olmak için, bir ömür boyu bize orospu denmesin diye; hayatlarımızı, arzularımızı, meraklarımızı, isteklerimizi, heyecanlarımızı, kaygılarımızı, duygularımızı, düşüncelerimizi, potansiyelimizi, bedenlerimizi hiç tanımadan… Kendi hatalarımızı yapıp kendi derslerimizi almadan, kendi adımlarımızı atıp kendi yolumuzu çizmeden, kendi başarılarımızı görüp kendi gururlarımızı duymadan… Ben ne istiyorum, kim olabilirim diye kâh heyecanlanıp kâh korkmadan yaşayıp bir gün ölmek… Belki öldürülmek…
Orospuluğu nasıl tanımlardım… Bedeninin ve hayatının tasarrufunun, kendinde ama yalnızca kendinde olduğunu iddia etmek. Seks işçiliği olsa olsa bunun binbir biçimden birisi olabilecek olan tezahürü.
Binbir farklı varoluşu barındırırken bile, her biri orospu olmak için yetip artacak eylemlerden oluşan şu yukarıdaki listede ortak yalnızca bunu görüyorum, bu iradeyi: Bir kadının, bedeni ve/veya hayatı hakkında kendi kararlarını alabilme iradesi. Kendi satırlarını yazma, kendi filmini çekme iddiası, minicik günlük kararları almaktan tutun da hayatını yıkıp baştan yapmaya aday olma gücü, ben hepinizden gayrı varım ve böyle çok güzelim duygusu, kendi hayatının şarkı sözleriyle oynama ve söyleme tasarrufu. Korkmayan kadınlar kadar korkutucu bir şey yok bu erkek dünyası için. Her hak arayışı, her eşitlik talebi, her başı dik duruş orospu olmaya mahkûm. Durum buyken, neden orospuluğu erkeklerin leş diline bırakalım? Neden bu kelimeye, bu varoluşa sahip çıkmayalım? Neden ellerindeki bu pervasız silahı etkisiz hâle getirmeyelim? Neden bu rozeti kendi yakamıza kendimiz takmayalım? Katillere karşı Ermeni, hükümete karşı çapulcu ne güzel oluverdik, Pınarların arkasından neden bugün hepimiz orospu olmayalım? (İŞ/AS)