Hekimler konuşuyor: Neden Almanya'dalar?/ İrfan Cüre
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çok sayıda hekimin yurtdışına gidiyor olması üzerine “giderlerse gitsinler, yeni mezunlarımızla çalışırız” şeklindeki sözleri bilime, bilgiye, insana hiçbir değer vermeyen bir zihniyetle karşı karşıya olduğumuzun bir örneğidir.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Şebnem Koruru Fincancı yurt dışına gitmek için "iyi hal" kağıdı verdikleri hekim sayısının on yılda beş bine yaklaştığını açıklamıştı. Çok sayıda hekimin de günlük ağır çalışma sonrası dil kurslarının yolunu tuttuğu da biliniyor.
DW'da yer alan bir habere göre Goethe Enstitüsü'nün son zamanlarda bir dönemde kabul ettiği 700 öğrencinin 70-125'i Türkiye'den.
İktidar ve muhalefet
Hekimlerin son yıllarda adeta kitlesel bir hal alan başta Almanya olmak üzere çeşitli ülkelere yönelen göçü iktidar çevrelerince “daha çok para kazanmak için kaçıyorlar” şeklinde açıklanıyor, yorumlanıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Giderlerse gitsinler" sözlerine TTB'nin yanıtı "Hiçbir yere gitmiyoruz. Buradaydık, buradayız, burada kalacağız" oldu.
Muhalefet partilerinin sağlık politikaları danışmanı diye ekranlara çıkanların “hekimlere çağrımızdır, biz gelince sorunları çözeceğiz” demelerinin de bir karşılığı yok.
Mevcut "tek adam rejimi"nden çıkış diye önerilen ve eski rejimin basit bir restorasyonu bile denemeyecek ürkek ve geri programlarla kimseye güven vermek mümkün değil. Tek başına hekimler göçü ülkenin 20 yılda ne hale getirildiğinin çarpıcı özetidir.
Hiç kimse zorunlu olmadıkça kendi ülkesini terk etmez. Hele de hekimlik gibi prestijli bir mesleğe mensup insanları ülke dışına akın etmeye iten nedenleri sorgulamadan hüküm vermek yanıltıcıdır.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca da 14 Mart Tıp Bayramı öncesi hekimlere ve sağlık çalışanlarına gönderdiği "Ülkede hekimlik yapmak zor" başlıklı mektubunda "Sorunların, aşılması kolay sorunlar olduğuna, gerekli emeğin sarf edildiğine inanmanızı istiyorum" dedi.
Sancılı bir süreç
İşim nedeniyle Almanya’ya gelen hekimlerin hangi süreçlerden geçtiklerini doğrudan gözlemleme olanağı buldum. Çoğunluğu uzman olan ve ülkede en azı beş yıl uzman olarak çalışmış, aralarında 15-20 yıllık tecrübeli cerrah ve öğretim üyelerinin de bulunduğu çok sayıda hekimi yakından tanıdım.
Uzun bir eğitim süreci ve zahmetli bir çalışma hayatından sonra, üstelik de başka kesimlere kıyasla ekonomik koşulları nispeten iyi olan bu insanlar, yeni bir ülkede her şeye neredeyse sıfırdan başlamayı göze alıyorlar.
Türkiye’de aldıkları eğitim ve tecrübeleri ne olursa olsun, mesleki nitelikleri burada eşdeğer sayılmadığı için, ilk önce asistan olarak işe başlıyorlar. Yıllarca cerrah olarak çalışmış, üniversitede doçent olarak ders vermiş bir uzman hekim, tıp fakültesi eğitimi sırasındaki cerrahi stajı eksik diye heyet karşısında sınava tabi tutuluyor.
Kısacası denklik işlemleri iki yıldan önce biten şanslı sayılıyor. Belli bir düzeyde Almanca bilmek yetmez. Zorlu bir mesleki Almanca sınavından geçmeleri gerekiyor.
Gerek meslektaşlarla gerekse hastalarla ilişkilerde, “normal” sayılacak bir iletişim kurma ve sürdürür hale gelmeleri de ayrıca sancılı bir süreç.
Bu tek taraflı çabayla olumlu sonuç alınacak bir ilişki değil. Diğer tarafın da kabullenmeyi öğreneceği, alışacağı bir süreç. İş hayatının ötesinde burada toplumsal-kültürel hayata katılma, çocukların okul sorunları, yeni ülkenin kuralları ve daha birçok faktör göz önüne alındığında “sıfırdan başlamak” nitelemesinin ne olduğu anlaşılır.
Huzur ve güven
Hekimler göçüne ilişkin sayılabilecek tüm nedenler sıralandığında ilk sırayı “huzur ve güvenlik arayışı” alıyor.
Çalışma koşullarının ağırlığı ve hekimlik açısından gerek resmi hiyerarşinin keyfi ve baskıcı tutumu, gerekse hekimlere ve sağlık personeline yönelik artık sıradanlaşan açık şiddet ve saldırının yaratığı gerilim, endişe ve gelecek kaygısı bir an önce bu çemberden çıkış yolunu aramaya itiyor.
Durumun bir biçimde daha iyi olacağına ilişkin umut da bu sırada azalıyor veya yok oluyor. İkinci sırayı, gelecek, özellikle çocukların geleceğine ilişkin kaygı alıyor. Daha iyi çalışma koşullarında hekimlik yapmak ve iyi para kazanmak ise daha sonra geliyor.
Neden göçüyorlar?
Almanya'ya gelen hekimlerle konuştuk; neden geldiklerini, Almanya'da yaşadıkları zorlukları anlattılar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Giderlerse gitsinler" açıklamasına da cevap verdiler. (İC/APK)