Muayenehaneler gerçekten kapanıyor mu, sağlık hizmetleri gerçekten ücretsiz mi?
Sağlık Bakanı kararlı! Hekim muayenehaneleri kastederek "Türkiye bu problemi bitirmiş durumdadır. Artık bundan geriye gidiş olmaz. Ne bizim hükümetimiz döneminde ne de başka hükümet döneminde buna vatandaş izin vermez. Yarın vatandaşı muayenehanelere geri götürecek bir sağlık sistemi eğilimi olsun, vatandaş buna asla müsaade etmez ve buna sebep olacakları da siyaseten ağır biçimde cezalandırır. Bu büyük bir çileydi, Türkiye bu çileden büyük ölçüde kurtulmuştur. Şimdi Anayasa Mahkemesinin gerekçeli kararını bekliyoruz. O karar çıkınca da yeni bir kanunla bu çileyi tamamen tarihe gömeceğiz, çünkü hala üniversite hastanelerinde sıkıntılar var"(1) diyor ve muayenehaneleri "tümüyle kapatacağını" söylüyor.
Bir okur da sağlık hizmetleriyle ilgili ödediği paraları kastederek "nasıl yani" deyip düşüncelerini yazmış altına: "Daha dün üniversite hastanesine gittim 184 TL ilave ücret verdim bunun yanı sıra 58 TL katılım payı ve ayrıca doktorumun 'kesin kullansın' dediği ancak ödeme kapsamında olmayan birde ilacım vardı. Sağlık Bakanlığı hastanelerinde özel odada dahil ilave ücret yok; doğrudur! Ancak muayene olmak ise tam bir zulüm karmaşa, kargaşa ve 7 bin TL alan, ancak ilgisiz hekimler. Sonuç olarak eğer kaliteli ve cefasız sağlık hizmeti için ilave ücret vardır bir de şu katılım paylarını asla sandıkta unutmayacağım."(2)
Eski gazetecilerden Hürriyet yazarı Rahmi Turan 15, 21 ve 22 Kasımda yazdığı yazılarında aynı sorunu ele alıyor, kendisi ve ona yazan okurları da dahil benzer şeyler söylüyor. (3)
Annemin ciddi bir sağlık sorunu daha çabuk çözümlensin diye "özel hasta" olarak gerçekleşen operasyonun devamında izlenme konusunda karşılaştığımız sorunlar onun için bundan sonra artık "para ödemeden" iş yaptırmamanın mümkün olmadığını, hem de bunun bir "tıbbi risk" çerçevesinde tanımlanarak, "çaresiz" bırakıldığımızı fark ettik. İzleme konusunda istenen tetkikler yalnızca "para" verilerek yapılan cinstendi.
Tüm bunları art arda yazınca, gerçekten de "Peki hangisi doğru" demekten başka çare kalmıyor!
Bu ülkede sağlık gerçekten vatandaşa karşılıksız mı sunuluyor?
* * *
Öncelikle Sağlık Bakanı'nın "muayenehane" konusundaki algısı ve kastının farklı olduğunu anlıyoruz. O aslında yalnız "kapısında muayenehane tabelası olan"lara karşı. Muayenehane de gerçekleşen "para ödeyerek hizmet vermeye" karşı değil. Burada ödenen bedelleri defalarca yazdım: "Prim+başvuru parası+katkı payı+kapsam dışı olan hizmet ve uygulamalar". Tüm bu süreçte "muayene için telefon edilmesi"nden başlayarak konuyla ilgili "ulaşım, otopark, konaklama, vb." tüm diğer işlemler için zorunlu olarak yapılan harcamaları hesaba katmıyorum. Düşününce "cebinde parası olmayana hizmet yok" demek mümkün!
Bir başka "farklı algı" da uygulamaya konulan "aile hekimliği"nin sağlık ocağından farklı olarak "tam da muayenehanecilik" olduğu gerçeği. Aile hekimleri şimdilik devletin ve vatandaşın yaptığı eski "sağlık ocağı" binalarına "kira ödeyerek", orada "ücretini kendisinin verdiği" eleman çalıştırarak, "serbest meslek mensubu" olarak maliyeye vergi kaydı yaptırarak ve "bir pilot yasaya" dayanarak hizmet sunuyor. Hizmeti şimdi "herkese" sunduğu ifade ediliyor ama bu da doğru değil; çünkü aile hekimliği hizmetinden yalnızca "SGK" kaydı olanlar, yani "prim ödeyenler"in yararlanacağı açık. Başka bir deyişle "hastalanmadan da para ödenen", yani herkesten "önceden para alınan" bir sistem bu. Ayrıca aile hekimlerinin yaptığı işlemler için para ödenmese de "tetkik ve tedavi" konusunda "katkı payı" dahil ödemelerin söz konusu. Üstelik bu hekimlerin "gerçek" aile hekimleri olmadıkları da ortada. Yine vatandaş "hastanelerin yolunu tutacak" ve bu defa sevksiz gittiği için ayrıca bir "para" ödeyecek. Diğer ödedikleri yine ödenecek.
Size bir "ödeme"den daha söz edeyim: Bulgaristan'da olduğu gibi hastanelere para ödememek için aile hekimlerine "sevk almak" üzere, "açıktan" para ödenecek çok yakında. Çünkü artık birer işletmeye dönen hastanelerin başvuru sırasında alacakları paralar giderek çok daha yükselecek.
Tüm bunlar açık, net ve ortada. Bunları bilince ben "muayenehaneleri kapatacağım inşallah" sözünün anlamı da çok daha iyi anlaşılmıyor mu?
İsterseniz siz de "yorum yazan vatandaş"ın yazdığını bir daha düşünün: 2011'deki seçim sandığını.
Tabii tüm bunların "medya"da konu olmasını sağlayanlar da, sağlamayanlar da bence bir daha düşünsünler. (MS/EÖ)
25.11.2010
(1) http://www.saglikaktuel.com/haber/bakan-akdag-kararli-muayenehaneleri-tarihe-gomecek-13552.htm
(2) http://www.saglikaktuel.com/haber/akdag,-hastalar-haklari-icin-orgutlenmeli-13468.htm
(3) http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/yazarlar/default.aspx?ID=228