Hilke Rosenboom Türkiyeli çocuklar için eğlenceli, içten yeni bir kalem.
Daha önce de birçok çocuk kitabına imza atan yazar, Prensesin El Kitabı ile üç küçük arkadaşın ve onlara sonradan katılan Teresa’nın sıradan ve tekdüze hayatlarındaki prensesliği yakalayışlarının sıcak hikayesini anlatıyor.
Prensesler asla surat asmaz… Prensesler her zaman sakin bir yüz ifadesiyle konuşur… Prensesler üşümez, üşüseler de belli etmez…
Prensesin El Kitabı’nda yazan bu kurallar, yetişkinler ordusunun yeterince ilgilenemediği, yaşıtları tarafından fazlaca önemsenmeyen, nasıl davranacağını bilemeyen, üç küçük sıradan ve tekdüze hayata, yaşamlarını kolaylaştırmak ve sıkıntılarını dağıtmak için harika bir yol gibi görünür.
Öncesinde dünyaya küsmüş olan Anni, Missy ve Elina bir gün çöp kutusunda buldukları parçaları eksik bu masalsı kitapta sıradan bir insandan özel bir prensese dönüşmenin altın kurallarını bulur.
Artık hayatlarının yegane amacı kitabın eksik parçalarını tamamlamak ve gerçek bir prensese dönüşmektir.
Bir akşamüzeri karşılaştıkları gizemli hanımefendi, onları gerçek prensesliklerine ulaştıracak sihirli değneğin kendisi midir yoksa bir dolandırıcı mı?
Gizemli hanımefendi kitaptaki bilge kişi, aklın sesidir. Onlara insanların ne olduklarının dış görünüşlerinden anlaşılamayacağını, insanın gerçekte nereden geldiğini bastıramayacağını, kısacası bir prensesin asla aslını inkar edemeyeceğini öğretir.
Hikayenin sonunda onlar kendi soluk griliklerinde ne kadar normal, sıradan ama bir o kadar prenses olduklarını fark ederler.
Tel mi, yılan mı?
Boynunuza astığınız gevşek örülmüş bir tel size egzotik bir yılan gibi de görünebilir, tıpkı Anni’nin partiye giderken hissettiği gibi. Önemli olan sizin kendinizi nasıl hissettiğinizdir.
Teniskuyrukların pastel renklilikleri, ailelerinin meslekleri onları bir prenses yapmaz. Hem ne diyordu Prensesin el Kitabı, “insanların ne oldukları dış görünüşlerinden anlaşılmaz!”
Hikayenin bir diğer masalsı kahramanı da “mavi ay”. Nesli tükenmek üzere olan bu masalsı çiçek insanlara güzelliğin ne kadar geçici bir şey olduğunu hatırlatıyor.
Bisikleti çalınan ve annesi yenisini alamadığı için yürümekten başka çaresi olmayan her küçük kız “Prensesler yürüdükçe bacakları güzelleşir. Faytondan inmeyen sadece poposunu büyütür” diyen masalsı bir kitaba tutunur sanırım, hele de söz konusu kız çocuklarının masalsı rüyası prenseslikse.
Ancak büyüklerinin katı, maddi sınıflaşmalarla belirlenmiş tüm kurallarına rağmen bütün kız çocukları birer prensestir. Çünkü prenseslik yalnızca içimizde bulabileceğimiz bir şey.
Rosenboom kendi gerçeklikleri içerisinde prensesliklerini ve mutluluğu bulan sıcak bir aile ve arkadaşlık hikayesi anlatıyor.
Kısacası, öğretici bir mutluluk hikayesi paylaşıyor. Başlangıçta her gün oynanan, rol yapılan prensesçilik oyunu gerçeğe dönüşüyor.
Gazetecilikten yazarlığa
Kitabın yazarı Hilke Rosenboom bir gazeteci aslında.
1957’de başlayan hayatının çocukluk dönemi Manş Denizi’ndeki Juist ve Baltrum Adaları’nda geçti. Kiel’de dilbilim okuduktan sonra Hamburg’da Gazetecilik Yüksek Okulu’nda öğrenim gördü. Stern dergisinde on beş yıl muhabir olarak çalıştı.
1995’ten itibaren yetişkinler ve çocuklar için birçok roman yazdı. 2008’de hayatını kaybetti. (FK/YY)
Prensesin El Kitabı, Hilke Rosenboom, Resimleyen: Franziska Harvey, İletişim Yayınları, 2013, 141 sayfa