Emilia Pérez filminin başrol oyuncusu Karla Sofía Gascón; Müslümanlar, George Floyd ve Oscar'lardaki kapsayıcılık hakkında tartışmalı görüşlere neden olan eski sosyal medya paylaşımları nedeniyle gündemde.
Gazeteci Sarah Hagi tarafından yeniden dolaşıma sokulan ve 30 Ocak’ta silinen bu paylaşımlar, ağırlıklı olarak 2020 ve 2021 yılları arasında yapılmış. Örneğin, 22 Kasım 2020 tarihli bir paylaşımda Gascón, şu ifadeleri kullanmış: “Üzgünüm, bu sadece benim izlenimim mi, yoksa İspanya'da daha fazla Müslüman mı var? Kızımı okuldan almaya gittiğimde giderek daha fazla başı örtülü ve etekleri topuklarına kadar uzanan kadın görüyorum. Seneye İngilizce yerine Arapça öğretmek zorunda kalacağız.”
Gascón, ABD’de kitlesel protestolara neden olan George Floyd’un öldürülmesinden kısa bir süre sonra da bir dizi paylaşım yapmış: “Uyuşturucu bağımlısı bir dolandırıcı olan George Floyd'un çok az insanın umurunda olduğunu düşünüyorum, ama ölümü bir kez daha gösterdi ki hâlâ siyahları, hakları olmayan maymunlar olarak görenler ve polisleri katil olarak görenler var. Hepsi yanılıyor.”
“İncittiğim herkesten özür dilerim”
Akademi Ödülü'ne aday gösterilen Gascón, COVID salgınının ardından ilk kez düzenlenen ve “Nomadland”in en iyi film ödülünü kazandığı 2021 Oscar törenini de değerlendirerek “Oscarlar giderek bağımsız ve protest filmler için bir tören gibi görünüyor. Afro-Kore festivali mi, Siyah Hayatlar Değerlidir protestosu mu yoksa 8 Mart Yürüyüşü mü izledim, anlamadım. Çirkin, çirkin bir gala,” diye yazmış.
Gascón, COVID-19 salgını sırasında Ağustos 2020'de attığı bir tweet'te ise “Çin aşısı zorunlu çipin yanı sıra, iki Çin böreği, elini hareket ettiren bir kedi, 2 plastik çiçek, açılır bir fener, 3 telefon hattı ve ilk denetim altındaki alışverişiniz için bir euro ile birlikte geliyor,” diyor. Şubat 2020'de attığı başka bir tweet'te de benzer şekilde Çin'i hedef alıyor: “Dünyada bu kadar bomba yapan bilim insanı, bu kadar uzay nesnesi inşa eden akademisyen, bu kadar ilaç fabrikası var ama kimse bu Çin saçmalığını kontrol altına alamıyor.”
Netflix ve Akademi, oyuncunun ayrımcı paylaşımlarıyla ilgili henüz yorum yapmadı. Gascón ise 30 Ocak'ta Variety’ye yaptığı açıklamada geçmişteki paylaşımları nedeniyle incittiği herkesten özür dilediğini söyledi:
"Geçmişteki sosyal medya paylaşımlarımın incitici olduğunu kabul ediyorum. Ötekileştirilmiş bir topluluğun üyesi olarak bu acıyı çok iyi biliyorum ve incittiğim herkesten derinden özür diliyorum. Hayatım boyunca daha iyi bir dünya için mücadele ettim ve ışığın karanlığa karşı her zaman zafer kazanacağına inanıyorum."
Spekülasyonlar ve transfobi
Gascón’un eski sosyal medya paylaşımları, oyuncunun 21 Ocak’ta bir Brezilya gazetesine verdiği demecin ardından gündeme geldi.
Oyuncu, demecinde kendisine ve filmine karşı yürütüldüğünü düşündüğü çevrimiçi kampanyaları eleştirmiş ve en iyi kadın oyuncu kategorisinde aday gösterilen I’m Still Here filminin ekibini işaret etmişti: “Birinin işini öne çıkarmak için başkasının işini yıkmanıza gerek yok. Ben hiçbir zaman Fernanda Torres veya onun filmi hakkında kötü bir şey söylemedim. Ancak, Fernanda ile çalışan bazı kişiler beni ve filmimi aşağı çekiyor. Bu, benim filmimden çok onların filmi hakkında bir şey söylüyor.”
Söyleşinin videosu yayılmaya başladıktan sonra, Gascón’un Oscar’ın rekabet kurallarını ihlal ettiği yönünde spekülasyonlar başladı. Bu da Oscar adaylığının riske girebileceğine işaret ediyor.
Öte yandan, Gascón'un kendisi de trans kimliği nedeniyle pek çok çevrimiçi saldırıya maruz kalıyor. Sistematik saldırılarla ilgili geçtiğimiz hafta Instagram hesabından açıklama yapan Gascón, şöyle dedi:
“Haklarımız için savaştığımız, onlar için [trans hakları] sokaklara döküldüğümüz [protestolar düzenlediğimiz] bir toplumda doğmuş olmaktan derin bir sevinç duyuyorum. Nefret ve ayrımcılığa karşı yasalar çıkaran, vatandaşlarını sorgulamak yerine anlamaya çalışan bir adalet sisteminin korunmasından büyük bir gurur duyuyorum. Ben de herkes gibi bir KADINIM, çoğu kişi bunu kabul etmek istemese bile. İnsanın varoluşu renklerle doludur.”
Bu yıl 82'ncisi düzenlenen Altın Küre Ödülleri’nde kendi kategorisinde ödül kazanamasa da törendeki konuşmasıyla büyük övgü toplayan oyuncu, ödül töreninde de şöyle demişti:
“Bu gece bu renkleri, Budist renklerini seçtim çünkü size bir mesajım var: Işık her zaman karanlığı yener. Bizi hapse atabilirsiniz. Bizi dövebilirsiniz ama ruhumuzu, varlığımızı, kimliğimizi asla elimizden alamazsınız. Özgürlük için sesinizi yükseltin ve deyin ki ‘Ben kazandım. Sizin istediğiniz kişi değilim, kendimim.’”
Filmdeki trans temsili üzerine tartışmalar
Fransız yönetmen Jacques Audiard’ın yönettiği Emilia Pérez, Meksikalı kartel lideri Manitas'ın (Karla Sofía Gascón) cinsiyet geçiş sürecini ve ailesinin hayatına yeniden dahil olma çabasını konu alıyor.
Gascón, ödülü kazanmaya bu kadar yakın olan ilk açık trans oyuncu olarak Oscar tarihinde bir ilke imza atmak üzere olsa da film, trans temsili konusunda hem büyük övgüler hem de olumsuz eleştiriler alıyor. LGBTİ+ eleştirmenlerin ve hak savunucularının çoğu, filmin translık tasvirinin politik olarak sorunlu olduğu görüşünde. Eleştirmenler, hikâyenin trans deneyimini yeterince derinlikli bir şekilde ele almadığını ve klişelere dayalı olduğunu savunuyor. Örneğin medya kuruluşu GLAAD, filmi “trans bir kadının son derece arkaik bir tasviri” olarak nitelendiriyor.
Tartışmalar şüphesiz, Hollywood’un trans temsili konusunda hâlâ çok geride olduğunu ve transların kendi hikâyelerini anlatabilmesi için onlara daha fazla alan açması gerektiğini gösteriyor.
Oscar Ödülleri, sinema dünyasının en prestijli ödüllerinden biri olarak kabul edilse de, tarihi boyunca LGBTİ+ temsili açısından oldukça yavaş bir ilerleme kaydetti. Özellikle transların ödüllerdeki görünürlüğü, uzun yıllar boyunca yok denecek kadar azdı.
Sinema tarihinde trans karakterler çoğunlukla cisgender (doğumda atanmış cinsiyeti ile kimliği aynı olan) oyuncular tarafından canlandırıldı. Bunun en bilinen örnekleri arasında Hilary Swank’in Boys Don’t Cry (1999) filmindeki rolüyle En İyi Kadın Oyuncu Oscar’ını kazanması ve Jared Leto’nun Dallas Buyers Club (2013) filmindeki trans bir karakteri canlandırarak En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ödülünü alması yer alıyor.
Akademi Ödülleri'nde transların aday gösterilmesi çok yakın bir geçmişte gerçekleşti. Yönetmen Yance Ford, müzisyenler Anohni ve Angela Morley, bu isimlerden bazıları. 2022’de Navalny belgeselinin yapımcılarından Kris Tapley ve 2023'te The Last Repair Shop belgeselinin yapımcısı Amy Schneider, Oscar kazanan ilk trans isimler arasında yer aldı.
Ancak oyunculuk kategorilerinde hâlâ trans bir kazanan bulunmuyor. (TY)