The Handmaid’s Tale (2017- günümüz) adlı feminist bilimkurgu dizisinin ikinci sezon ikinci bölümünde Friends dizisine yapılan bir gönderme yer alır. Baş karakter June, Amerika’da Gliead rejiminin darbeyle yönetimi ele geçirmesi ve iç savaş çıkmasının ardından terk edilmiş bir iş yerinde Mayday adlı örgüt tarafından kurtarılmayı beklemektedir. İnsanların masaları arasında dolaşırken tozlanmış bir Friends dvd’sine denk gelir. Kendisine kahve yaparak bilgisayarda dvd’yi izlemeye başlar gülümseyerek. Günümüzde homofobik ve beyaz olmakla eleştirilen Friends’in, Amerika’nın gelecek günlerinden duyulan endişeye dair bir distopya dizisinde “eski güzel günler”i ve eski Amerikan demokrasisini övme aracı olarak kullanılması yine bizzat Amerikan ideolojisinin bir ironisi olsa gerek.
Bilindiği üzere "Friends"in tüm bölümleri 2021'de tekrar izleyiciyle buluştu. Netflix'teki yayın 31 Mayıs 2022’de sona erdi. Dizinin, gösterim hakları şu anda HBO Max'e ait. HBO Max, 27 Mayıs 2021'de "Friends: The Reunion"ı yayınladı. Durum komedileri diğer adıyla sitcomlar, karikatürlerde olduğu gibi homofobi ve mizojininin de aralarında bulunduğu birçok fobi ve nefret üzerine kuruludur. Seinfeld, Friends ya da günümüzün popüler yapımlarından Big Bang Theory gibi dizilerde sıralanan fobilerin eleştirilmesi değil pekiştirilmesi söz konusudur. Bu durum Friends’in yaratıcı ekibinin ve oyuncularının sürekli özeleştiri vermesiyle gündeme sıkça geliyor.
Dizinin yaratıcılarından Marta Kauffman, “dizide fazla etnik çeşitliliğe yer vermediklerini ve bundan dolayı pişmanlık duyduğunu dile getirdi. “Bugün bildiğim şeyleri o zaman da bilmek isterdim. O zaman çok farklı kararlar verebilirdim’ diyen Kauffman, “Yaptığımız işte farklı etnik kökenlerden insanların olmasını isteriz. Ancak bunu yeterince yerine getiremedim ve şu an tek düşünebildiğim bununla ilgili ne yapabilirim. Neyi farklı yapabilirim? Programlarımı nasıl farklı bir şekilde izleyici ile buluşturabilirim?” derken, Jennifer Aniston şimdi komedi yapmak için çok dikkatli olmak gerektiğini, bunun da komedyenlerin işini zorlaştırdığını çünkü komedinin güzelliğinin kendimizle, hayatla dalga geçmemizle ilgili olduğunu belirtir;“geçmişte bir bağnaz hakkında şaka yapıp gülebilirdiniz. Ve bu biraz da insanları, insanların ne kadar gülünç oldukları konusunda eğitmekle ilgiliydi. Şimdi bunu yapmamıza izin verilmiyor.”
Oysa Aniston’un söylediğinin aksine diziye yöneltilen eleştiriler içinde bulunduğumuz politik doğruculuk dönemiyle başlamadı. Friends’le ilgili akademik çalışmalar 1994 yılında yayınlanan son sezonunun ardından karşımıza çıkmaya başlar. 1995 yılının Mart ayında Friends ekibi Oprah Winfrey’e katılarak ilk televizyon söyleşilerini gerçekleştirirler. Oprah Winfrey şöyle bir cümle kurar “hepinizin siyahi bir arkadaş edinmenizi istiyorum; belki uğrayabilirim”[1] Friends’le ilgili yapılan akademik çalışmalar dizinin homofobi ve beyazlılaştırma (whitewashing) üzerine kurulduğunu vurgulamaktadır. Television and New Media adlı akademik dergi 2018 aralık ayında Friends Reconsidered: Cultural Politics, Intergenerationality, and Afterlives adlı sayısını özel olarak Friends dizisinin analizine ayırır. Ana karakterler beyaz orta sınıf yani seçkin sınıf üyesidir. Siyahlar garson, tezgâhtar, ofis çalışanı gibi tiplemeler olarak karşımıza çıkar. New York nüfusunda beyazların oranının yüzde elliden az olduğu düşünüldüğünde Friends, New York’un beyazlılaştırılmış (whitewashed) bir fantezisidir. Ross’un Çin kökenli Julie ve Afro Amerikalı Charlie ile ilişki yaşaması Ross’la aynı seviyede eğitim ve entelektüel birikime sahip olmaları sayesinde mümkündür. Julie kısa sürede anlatı dışında kalırken eski sevgilileri Nobel ödülü almış olan Charlie altı bölüm boyunca dizide yer almıştır. Alternatif bir aile işlevi gören kapalı arkadaş çevresi, kendisini yalnızca beyazlığıyla değil, aynı zamanda zorunlu heteronormativitesiyle de yalıtmaktadır. Karakterlerin hepsi heteroseksüeldir. Dizinin en komik sahneleriyse malzeme olarak homofobiyi kullanmaktadır.
Chandler, Ross ve Joey’nin Monica’nın yaşça büyük sevgilisi Richard’a özendikleri bölümde, Chandler bıyık bırakırken Joey de puro içmeye çalışır. Başka bir bölümde Ross dirty talking yapmasını isteyen sevgilisini mutlu etmek için Joey ile prova yapar. Rol seçmelerinde bir erkeği öpmesi gereken Joey bu kez Ross’la prova yapar. Ross’la Joey başkalarıyla olmadığı kadar birbirleriyle huzur içinde uyur ve bunu fark edince dehşete kapılırlar, onları izleyen arkadaşlarının önünde küçük düşerler. Yine Ross ve Joey’nin çatıda kilitli kaldığı bölümde ikili yangın merdiveninden aşağı inmeye çalışırken içine düştükleri durum örnekler arasında yer alır. Elle Macpherson tarafından canlandırılan Janine ve Joey’nin ev arkadaşlığı sırasında Joey değişmeye ve ‘kadınsı’ davranışlar sergilemeye başlar. Chandler onu uyarınca Joey evdeki ‘kadınsı’ dekorasyona son verir. Chandler ve Joey’in, Ross’un bebeğini gezdirerek kadınların ilgisini çekmek ve çapkınlık yapma niyetleri kadınların onları çift sanmasıyla sonuçlanır. Babası trans birey olan Chandler’ın dizinin tüm sezonları boyunca ‘erilliği’ sorgulanır. Koleje giderken partide karanlık olduğu ve fark edemediği için bir erkekle öpüşmüştür misal ya da saunada buharda göremediği için Monica’nın babasının kucağına oturur. Chandler ve Monica’nın Kathleen Turner tarafından canlandırılan trans birey baba ile konuşmak için Vegas’a gittikleri bölümde, Phoebe’nin erkek arkadaşının kadın iç çamaşırı giydiğini gören Joey ve Phoebe arasında bir dizi konuşma geçer. Konuşmada Phoebe’nin “her şeyiyle erkek. Hatta senden daha erkek. Erkekliğinden tamamen emin olan bir erkek kadın iç çamaşırı giyebilir” ifadesine Joey, “erkekliğime güveniyorum” cümlesiyle yanıt verir. Joey erkekliğini ispat etmek için kadın iç çamaşırı giyer ancak bu kez kilotlu çorap giymeyi merak ettiğini söyler ve Phoebe ona imalı biçimde bakınca duraksayarak endişeye kapılır.
Sitcom, başladığı yere geri dönmesi ve başladığı noktada sona ermesi gereken tutucu bir türdür. Friends türün bu uylaşımını yerine getirerek sona erer. Joey dizinin başında olduğu gibi yalnız kalırken, Pheobe grup dışından biriyle evlenir. Dizinin başında olduğu gibi bitişinde de Ross Rachel’a, Chandler da Ross’un kız kardeşi Monica’ya aşıktır. Rachel nihayet kariyerinde yükselerek moda sektörünün merkezi olan Paris'ten iş teklifi aldığı ve Paris’e yerleşmek üzere uçağa bindiği halde Ross onu aradığı için uçaktan iner. Profesyonel hayallerini gerçekleştirme planlarından vaz geçerek kelimenin iki anlamıyla da evine New York'a, Ross'la arzuladığı çekirdek aile mutluluğuna döner. (GY/AS)
[1] Shelley Cobb I’d Like Y’all to Get a Black Friend: The Politics of Race in Friends, Television and New Media 19/8 içinde.