24 Nisan 1915 İstanbul, Ankara, İzmir ve Diyarbakır'la birlikte Demokratik Düşünce Platformu aktivistlerinin öncülüğünde düzenlenen bir etkinlikle Bodrum'da da anıldı.
"Irkçılığa ve Milliyetçiliğe Dur De!" girişimi 24 Nisan 1915'te başlayıp, ardından gelen günlerde yaygınlaşarak yaşanan acıyı ve Ermeni'lere yönelik soykırımı protesto etmek, acıyı paylaşmak için İstanbul, Ankara, İzmir ve Diyarbakır'da düzenlediği etkinlik aynı anda Bodrum'da da gerçekleştirildi.
Katılımcılardan birisinin belirttiği gibi "bir daha asla" ve anma yerlerinde açılan beş dilli pankartta yazdığı gibi "bu acı hepimizin" sözleri bu yılki anmalarda akıllarda kalan iki cümleydi.
Bodrumlular yarım saat öncesinden başlayarak Bodrum Belediyesi'nin önünde toplandılar. Bir gün önce kutlanan 23 Nisan Ulusal Egemenlik Bayramı'ndan kalma bayrak ve pankartların gölgesinde ve Atatürk Anıtı'nın önündeki bayram çelenklerinin hemen yanında yere serildi tüm anma yerlerinde de açılan ortak pankart. Üzerinde Türkçe, Ermenice, Kürtçe, Fransızca ve İngilizce olarak "Bu acı hepimizin" yazıyordu.
Platformun üyelerinden ve bu etkinliği düzenleyen grubun içinde yer alan Emek, Özgürlük ve Demokrasi Bloğu Bağımsız Muğla Adayı Şehbal Şenyurt Arınlı da oradaydı.
Bu günden ve 96 yıl önce yaşananlardan haberdar olan sayıları yüz kadar duyarlı aktivist, basın mensupları ve "sivil" polislerin karşısında hep birlikte pankartın arkasında yerlerini aldılar.
O sırada Bodrum İskele Meydanı'nda, Bodrum Kalesi'nin hemen karşısında bulunan, Bodrum'a tersane yapmak üzere gelen Kızılhisarlı (şimdiki adı Denizli Serinhisar İlçesi) Mustafa Paşa tarafından 1723 yılında yaptırılan ve Bodrumluların "Eski Camii" dedikleri camiden ikindi ezanı okunmaya başladı. Katılımcılar, ezanı saygıyla dinledikten sonra anma etkinliğini başlattılar.
Ortak bildiri
Platform sözcülerinden Ayla İşler Tsekka beş yerde de okunan "ortak basın bildirisini okudu.
Bildiri tamamlandığında onun yanındaki katılımcılardan altısı, 24 Nisan 1915'de Haydarpaşa'dan yola çıkanlardan ve bir daha geri dönmeyen yüzlerce, binlerce, İstanbul ve Anadolu Ermenisi'nden "onikisi"nin adlarını saydılar.
"Onlar" bunu duydular mı bilmiyorum.
Bu adlar onların "yok edildiğini, soykırıma uğradığını" duymayanlara duyurdu mu onu da bilmiyorum. Ama o adlar arasında çok iyi bildiğim adlar vardı. Eğer yaşasalardı herkesin çok iyi bileceği belki de.
Anmaya katılanlar, derinden gelen duduk sesi eşliğinde herkes önce ellerindeki kırmızı karanfillerle birlikte, Bodrum'un her yanında şu sıralarda sıkça görülen halkın "dağ lalesi" dediği al gelincikleri teker teker siyah pankartın üzerine bıraktılar. Siyah pankartın üzerinde kırmızı kan damlaları gibiydi görüntüsü.
Sonra mumlar yakıldı, sessizce. Sessizce yere çöküp düşündüler. Sustular ve düşündüler.
Acılarını kameralar kaydetti, unutma özürlü belleklere inat.
Hepimizin acısı dedikleri acıyı paylaştılar sessizce!
Bir serin rüzgâr
Grup bir süre sonra alkışlarla hep birlikte ayağa kalktılar. Bir serin deniz rüzgarı orada asılı olan bayrağı ve pankartı dalgalandırdı. Yerdeki siyah pankartın kenarı kalktı ve üzerine döndü, tıpkı utanıp da yüzünü kapatır gibi...
Emek Özgürlük Demokrasi Bloğunun desteklediği bağımsız Muğla Milletvekili adayı ve "bu acı hepimizin" anma etkinliğinin ilk çağırıcılarından Arınlı, anma sırasında, "Ülkemizde yaşanan katliamlar bugüne kadar geldi ve devam ediyor. Artık bunlar yaşanmasın, yaşananlar ise konuşulsun, tartışılsın, sorgulansın ki bir daha bu acılar yaşanmasın" dedi.
Sonra grup sessizce dağıldı. 24 Nisan'la Bodrum'da bir grup aydın ve aktivist ilk kez böyle yüzleşti. (MS/EÖ)