Radikal ve Cumhuriyet gazetelerinde yer alan bu haberle ilgili, İstanbul Teknik Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ayşe Erzan, "eğitim sisteminin bir güvenlik meselesi addedilmesini, Milli Güvenlik Kurulu gibi bir kurumun doğrudan müdahalesine uğrayabilmesini, sadece eğitim sisteminin değil normal demokratik süreçlerin işlerliği açısından çok sakıncalı ve sorunlu buluyorum, " dedi.
Sabancı Üniversitesi öğretim üyesi Yard. Doç. Ayşe Gül Altınay da, gelişmeleri "Milli Güvenlik Devleti Milli Güvenlik Üniversiteleri'ni yaratmak konusunda son derece başarılı olmuş demek ki." sözleriyle karşıladı..
YÖK başkanı ve 4 rektör
Radikal gazetesinin haberinde Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Aytaç Yalman'ın YÖK Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz'le birlikte bazı rektörleri davet ederek hükümetle aralarında devam eden YÖK yasa tasarısı tartışmasıyla ilgili bilgi aldığı belirtiliyor.
Habere göre; Yalman, rektörlere konuyu MGK toplantısına taşıyacağını belirterek, "Üniversitelerin açılış törenlerini iyi değerlendirin, topluma laiklik ile ilgili mesaj verin" dedi.
Gürüz'ün yanı sıra Ankara Üniversitesi Rektörü Nusret Aras, Gazi Üniversitesi Rektörü Rıza Ayhan, Kocaeli Üniversitesi Rektörü Fatih Komşuoğlu, Kırıkkale Üniversitesi Rektörü Tahsin Nuri Durlu dün (Çarşamba) kendileriyle görüşmek isteyen Yalman'ı ziyaret etti.
Ayrıca, haberde; "Görüşme sırasında orgeneral Yalman'ın rektörleri dikkatle dinlediği ve konuyu 22 Eylül'de yapılacak MGK'nın gündemine getirebileceğini söylediği öğrenildi," deniyor.
Bianet'in sorusu üzerine Prof. Erzan ve Yard. Doç. Dr. Altınay esas olarak sivilleşme ve demokratik süreçlerinin işlemesi üzerinde durarak görüşlerini açıkladılar.
Yard. Doç. Dr. Altınay: Militarizasyonun normalleşmesi
* Kara Kuvvetleri Komutanı'nın YÖK Başkanı ve üniversite rektörlerini makamına çağırması ve rektörlerin bu ziyareti gerçekleştirmesi Türkiye'de militarizasyonun ne derece normalleşmiş olduğunun bir göstergesi.
* Ali Bilge'nin deyimiyle, Milli Güvenlik Devleti Milli Güvenlik Üniversiteleri'ni yaratmak konusunda son derece başarılı olmuş demek ki.
* Rektörlerimiz, demokratikleşmenin, akademik özgürlüğün ve akademik bağımsızlığın sözcüsü olmak yerine askeri denetimin gönüllü "nefer"leri olmayı tercih ediyorlarsa sivilleşme yolunda kat edeceğimiz daha çok uzun bir yol var.
Prof. Dr. Erzan: Reform fırsatı kaçıyor
* Ben eğitim sisteminin bir güvenlik meselesi addedilmesini, Milli Güvenlik Kurulu gibi bir kurumun doğrudan müdahalesine uğrayabilmesini, sadece eğitim sisteminin değil normal demokratik süreçlerin işlerliği açısından çok sakıncalı ve sorunlu buluyorum.
* Aslında üniversitelerimiz 12 Eylül eseri olan YÖK sistemi altında çok özel bir anlamda olabildiğince politize edilmiş, yüksek öğretim kurumları öğretim üyeleri ve öğrenciler üzerinde politik denetim kurma araçları haline getirilmişlerdir. Her ne kadar daha olağan durumlarda bu daha az hissedilse de, YÖK sisteminin özü budur.
* Şu anda gündemde olan YÖK tasarısında çoğulcu, adem-i merkeziyetçi bir oluşuma imkan tanınmamakla, büyük ölçüde aynı olağanüstü merkezi ve tek tip yapıyı sürdürmekle çok büyük bir reform fırsatı kaçırılmaktadır.
* Sorun hangi politik odakların üniversiteleri denetleyeceği değil, akademik liyakat ölçütlerinin üniversitelerde, hem öğretim ve yönetim kadrosunda hem öğrenciler arasında nasıl yaşama geçirileceği olmalıdır. Bu kaygının herhangi tepkisel tavra feda edilmesi söz konusu olamamalıdır.
* Üniversitelerin doğalarına aykırı müdahaleleri önlemek ve onların işlevlerini yerine getirebilmeleri, bu temel ilkeye bağlı kalmakla mümkün olabilir. (NM)