Bulgaristan'lı bir arkadaşıma İstanbul'u gezdirdim. İstanbul şimdilerde büyük bayraklar kenti olmuş. Her yerde kocaman bayraklar. İstanbul sokaklarında eğitim aldık. Bu ülke Türklerin bilgisi tekrarlandı bize.
Başka bir eğitim de "En Büyük Türk Atatürk" eğitimi. Neden? Her yerde O'nun yüzlerce resmi var. Neden dedi yine aynı arkadaşım. Eğitim yılı başladı dedim. Eğitimin bir parçası mı bu dedi ve ekledi "Sosyalist süreçte yaşarken bizim de kahramanlarımız vardı. Hayatları ile ilgili her detay bir tanrısal süsleme ile bizlere iletildi. Sonra? Sonra Sosyalist süreç sona erdi ve şimdiki sistemde (adını kendisi de koyamadı) tüm o tanrısal kahramanlar terörist olarak anlatılmaya başlandı. Çocukluğumun kahramanları 30'lu yaşlarımın teröristi olunca tarihe ve tarih anlatanlara olan inancım sarsıldı."
Her toplumsal sorun ifade edildiğinde, tüm gruplar hep bir ağızdan eğitimden söz ediyor. Tanrılarının, kutsal alanlarının ya da bunlar ile çelişmeyecek bilgi birikimlerinin tariflendiği bir bütün olacak eğitim. Bu yönü ile de kutsananın dışına çıkamayacak bir öğretim ile becerinin bu kutsala dokunmayacağı kadar verilebilecek bir eğitim söz konusu olacak. Eğitimde ilk sorun bence bu noktadan kaynaklanan kapsam sorunu.
Belgelerin gücü adına ....
Diğer yandan alınan eğitimin belgelenmesi ve belgeye sahip olanla olmayanın arasında yaratılan yaşam standardı ve statü farkı eğitimde başka sorunlar ekleyecek. Bunun en belirgini ülkemizde en somut yaşanan dershane sorunu. Toplum belgeye kilitlenmiş. Bu yönde kişileri aşan paralar dershanlere, özel hocalara akmakta ve 180 dakikanın istenen sonucu vermesine çalışılıyor.
İstenen sonuç nedir? Çok para getiren belgeye sahip olmak. Kişinin özgün becerisi, talebi, ilgisi kısaca tutkuları bu belgeye hücum gürültüsü içinde duyulamaz ve zamanla da kaybolur. Kişi artık çok para getirdiği varsayılan veya en azında toplumsal itibarını yükseltecek doktor, mühendis veya avukat olacak ve toplumsal karmaşada en mutsuz hali ile yer alacaktır.
Kazandığı an kaybettiği ana denk gelecek kişi yok oluş sürecini başlatan bir olaya istem dışı sevinecektir. Artık istediği bir beraberliği dahi sağlama şansından yoksun kişi toplum tarafından tanımlanmış bir alanda yaşadığını söyleyemeyecek, söyleneni yaşayacaktır.
Eğitim ve eğitimci
Eğitim bilindiği üzere habersiz olan kişinin haberli, yetersiz olan kişinin yeterli hale getirilme süreci. Bu sürecin bileşenleri de tabi ki eğiten ve eğitilen.
Yukarda belirttiğimiz kapsam ve belge sorunu her iki bileşeni de baskı altına alır ve eğitimin özgür gelişimini zorlaştırır ve hatta bitirir.
Eğitimin kapsamı kutsal olanın kutsiyeti üzerine olunca ana yaşam ekseni bu kutsalın ekseni olur. Eksen öylesine kayar ki yaşam da kutsallaşır. O güne kadar olan kutsallar da o potada erimeye devam eder. İslam ya da dini merkezli toplumlarda eğitim dinin yüceltilmesi iken kapitalist toplumda din dahil her şeyin kapitalist potada erimesine olağan gözü ile bakılır.
Açık bir söylemele artık kutsal ve ulaşılması gereken bellidir. Eğitimin bilgilendirme amacı bu kutsalın tanıtımı ve ezberletilmesi üzerinedir. Beceri kazandırma ise kutsal sürecin sürdürümüne katkıda bulunacak hareketler üzerinden olacaktır.
Eğiten yeni bir alana kayamayacak ve yıllarca aynı şeyleri tekrar edip duracaktır. Bu onun kendini ortaya koyabilme yetisini törpüleyecek ve eğiten artık tekrarlayan olacaktır. Eğitilen için de yeni bir keşif yeniye duyulabilecek heyecan artık kalmayacaktır.
Aynı kısırlaştırma sorunu belge sorunsalı noktasında da eğiteni ve eğitileni yakalar. Kutsal sertifika sürecinde eğiten elindeki kutsalı verme kozuyla kutsiyete dönüşür ve bilgisi ile eğitilenden uzaklaşır. Eğitilen eğitilme sürecinde mutlak bilen ve sertifika kudretli kişinin tahakkümü altına girer. Eğiten bu kutsiyetle etkilenmese dahi kendinden beklenen ile şekillenecek hem bir bilen olması gerektiğini düşünüp şüphe oranını ve böylece bilim insanı olabilme olasılığını düşürecek hem de eğitilenden etkilenerek kendini geliştirme şansını yitirecektir.
Özetle, gerek kapsam gerekse belgeleme süreçleri eğitimin önünde iki ana sorun olarak durur ve eğitenin de eğitileninde özgür gelişimini baltalar.
Özgür Eğitim Mümkün mü?
Başka bir dünyanın başkalığında birinci aradığımız tabi ki özgürlük. Özgür eğitim, özgür öğrenim ve sertifika hiyerarşisinin olmadığı bir sistem olarak ilk planda belirtilebilir. Böyle bir sistemden gittikçe uzaklaşırken özgür yazılımcılar şimdiden eğitimde başkalığı da örneklemeye başladılar.
Bu örneklemelerden birincisi sertifika hiyerarşisinin bu düzlemde geçersizliği. Hiçbir kağıt parçası sizi herhangi birisi yapmaya yetmiyor. O halde ne gerekiyor. Gerçekten biliyor olmak ve gerçekten o alanda beceri sahibi olmak. Bu becerinizi de ürünlerinizle ya da ürünlere olan katkınızla gösteriyorsunuz.
Eğitim Nerde Başlıyor
Özgür yazılımcılar için eğitim merak ettiği anda başlıyor. Bu merak ürünü tanıma, işlevi anlamaya çalışma ve etrafı bu anlamda dinleme ile sürüyor. Sonrasında üreten herkesin hazırladığı eğitim dokümanları size yardımcı oluyor.
Ticaretin odak noktasından çıkarıldığı anda insanın başkalaşması başlıyor. Önce insan yaşaması için gerekenden fazlasını talep etmiyor. Sonrasında vermek için karşıdan bir şey almak mutlaklığından sıyrılıyor. Verirken aslında daha çoğunun kendine döneceğini düşünüyor ve bunu da buluyor.
Bilgilerini büyük bir şüphe ön tanımı ile insanlara açıyor ve okuyanın okurken düzeltici ve eğitici olabilmesini sağlıyor. Bilginin de belgenin de ve hatta becerinin de kendi akıl edebildikleri olduğunu ve bunun ötesinde çok şeyin yapılabileceğini belirtiyorlar.
Kapsam özgür yazılım üretmekle sınırlı değil. Öyle ki bu üretim tarzını özgür üretim ve herkesle paylaşımı öngören başka bir şeyler yapıyorsanız, yaptığınız eğitim yine özgür yazılımcıların yaygınlığına katkıda bulunabileceği ya da en azından örnek gösterirken dillendirebileceği eğitimler olacaktır. Hacker'ın tanımında bile "birlikte üreten ve herkesle paylaşan" niteliklerini içeren her uğraşın bir özgür yazılım alanı olduğu vurgulanmıştır.
Özgür yazılımcılar için eğitim ticari bir fırsat değil
Beceri anlamında eğitim, ürünlerinin kullanılmasını sağlamaları için bir araç. Hatta eğitim vermek ve yaygınlığı sağlamak ürününüzün işlevselliğini kanıtlamak açısından çok da önemli. Eğer kullanıcı öğrenemiyorsa zaten sizin ürünü kullanmayıp alternatifine yöneliyor. Siz de bunu istemeyip kurulum rehberi, başvuru kaynağı ve öğreticiler gibi çeşitli seviyelerde dokümanlar üretip yazılımınızın yanına koyuveriyorsunuz.
Bilgi iletimi anlamındaki eğitimde ise eğitilenin aslında bir haberdar seviyeye getirilip derhal haber eden olması amaçlanıyor. Burada da verilen haberin, bilginin o ana kadar gelinebilmiş bir nokta olduğu ve ötesinde çok yol olduğu altı çizilerek anlatılır ki anlatıldığı anda eğitilen öteleme işinde emek vermeye başlasın.
Bilginin paylaşıldıkça çoğalan ve çoğaltan bir olgu olduğunu özgür yazılım süreçlerinde görmek mümkün. Bununla birlikte İnternet'in de katkılarıyla bilgiyi özgürce üretip herkesle paylaşan bianet gibi çalışma gruplarını burada anmak gerektiğini düşünüyorum.
Aslında söylemeye çalıştığımız öznel durumda olması gereken insanın nesnel duruma getirilmesiyle mutsuzlaşması ve bu durumun özgür yazılım süreçlerinde yaratılan ortamda ortadan olabildiğince kaldırılması.
Ortadan kaldırılan aslında ticarileşme sözcüğü ve hatta miti. Bunu ortadan kaldırdığımız anda eğitilenin nesnel hapsinin önünde engeller kalkıyor ve yerine birlikte öğrenen süreci başlıyor. Başka bir şey başlıyor yani. Her yazıda belirttiğimiz başka bir dünyanın sesini duyabileceğimiz "başka"nın sesi olacak bu.(AA/KÖ)