Yüzdük yüzdük, Dünya Kupası'nın kuyruğuna geldik. Son iki maç ama özellikle de final öncesi neredeyiz bir bakalım.
TIKLAYIN - Dünya Kupası'nda Fransa ve Hırvatistan Finalde
Rusya 2018'de milli takımlar seviyesinde futbol ekolü sahibi ülkelerden sadece biri yarı finale kadar gelebildi. Fransa hariç diğer üç takımın bırakın şampiyonluğu ve finali son 40 yıldaki toplam yarı final sayısı sadece 3'tü bu turnuva öncesi.
İtalya ve Hollanda buraya katılamadı bile, Almanya birinci turda, İspanya ve Arjantin ikinci turda, Brezilya çeyrek finalde elendi.
Buna karşılık sürpriz adaylarından Hırvatistan ve Belçika hak ederek geldiler son dörde. İngiltere yıllar sonra heyecan yaşattı ülkeye. Bu sebeple keyifli bir turnuva olduğunu söyleyebilirim. Öyle ya hep favorileri mi izleyeceğiz finalde?
TIKLAYIN - "Kupayı Artık Yıldızlar Değil Kolektif Yapıya Sahip Takımlar Kazanıyor"
Göçmenlerin kupası
Bu kupa bir kez daha gösteriyor ki futbol göçmenlerin oyunu. Birinci, ikinci hatta üçüncü kuşak göçmen çocukları takımlarını yarı finale, finale kadar taşıyor.
Türkiye'de sıklıkla yanlış yorumlanıyor bu durum. Futbol yorumcularından sık sık şu basmakalıp yorumu duyuyoruz Fransa ve Belçika gibi takımlar için: “Afrikalıları toplamışlar milli takıma doldurmuşlar.”
Bu iki milli takımda da çok sayıda Afrika kökenli oyuncu olduğu doğru. Ancak bunların çok büyük bölümü şimdi formasını giydikleri ülkede doğmuş. Örneğin dört Kongo kökenli oyuncu, Kompany, Lukaku, Boyata ve Batshuayi Belçika'da doğmuş.
Keza Fransa'daki oyuncular bu ülkede, bu sistemde yetişmişler. Umtiti ve Mandanda hariç birinci kuşak göçmen yok takımda. Hatta M'Bappe örneğindeki dededen göçmen olan da var.
Bununla beraber Fransa milli takımı 25 yıldır bu kaynaktan yetişen oyunculardan müthiş faydalandı. Bu sayede dünya ve Avrupa şampiyonu oldu. Faydalanmayı da sürdürüyor.
Bu arada İngiltere'yi atlamamak lazım.
Özellikle Karayip kökenli oyuncuların yer aldığı İngiltere Milli Takımı farklı bir hava yakaladı ve 28 yıl sonra yarı finale kadar geldi. Bundan sonra da göçmen çocuklarının fazlasıyla yer bulacağını öngörmek pek zor değil.
Avrupa’nın küçük devi: Hırvatistan
Bu kupanın asıl büyük sürprizini ise Hırvatistan yaptı. 4.2 milyonluk nüfusuyla 1950'den bu yana final oynayan en küçük ülke olan Hırvatistan bileğinin hakkıyla finale kadar geldi.
Son 10 yılda yetenekli bir oyuncu kuşağı yetiştiren Hırvatlar bu yıldızları Avrupa'nın en büyük kulüplerine gönderdi.
Halen Modric (Real Madrid) ve Rakitic (Barcelona), Avrupa'nın en gözde orta saha oyuncuları arasında yer alıyor. Perisic (Inter) ve Mandzukic (Juventus) oynadıkları her kulüpte etkili oldular. Bu isimlere Rebic, Kramaric, Vrsaljko, Lovren ve Vida da katılınca Hırvatistan finali yakaladı. Bu kadar yıldız üretebilmelerini ayrıca incelemek lazım.
Fransa açık favori
Fransa son 20 yılda üçüncü finaline çıkıyor Dünya Kupası'nda.
İlk ikisinin tersine bu kez finalin favorisi olacaklar. Asıl zor işi yarı finalde Belçika'yı eleyerek yaptılar.
Eldeki genç ve çok yönlü oyuncu kadrosuyla Fransa'nın zorlansa da finali net bir skorla kazanacağını tahmin ediyorum. M'Bappe ve Griezmann ikilisi Hırvatistan'a karşı belirleyici rol üstlenebilir. (AU/EKN)