dünya tabipler birliği, insan hakları için hekimler örgütü, alman tabipler birliği ve avrupa doktorları daimi komitesi gibi dünyanın önde gelen hekim örgütleri, başbakan erdoğan’a “gezi parkı” mektubu(1) gönderdi.
mektubun altında “dört” imza var: donna mckay, dr. otmar kloiber, prof. dr. frank ulrich montgomery, dr. katrin fjeldsted.
ama bu imzalar yalnızca kendilerini temsil etmiyor; imzalar, neredeyse tüm dünyada mesleklerini tıbbın ve hekimliğin ilkeleriyle insan haklarının gereklerine uyarak yapan tüm hekimler adına o mektubun altına atılmış.
hekimler ve gazeteciler “dünyalı”dır
hekimlerin ve gazetecilerin bir özelliği de dünyanın her yerinde “kendi kimlikleriyle” mesleklerini uygulayabilmeleri ve doğru bildiklerini söyleyebilmeleridir.
bir savaşın ortasında bile onlar her zaman “hekim” ve “gazeteci”dirler. bu dokunulmazlık hali onların yaptığı işten kaynaklanır ve sözleri dinlenir, yaptıkları kabul edilir.
dünyanın hekimleri şu anda hem türkiyeli hekimlerin, hem de onların hizmet verdiği sağlık hizmetine gereksinen halkın yanında bir duruş sergiliyorlar.
“hekimler olarak” diye başlıyorlar başbakana yazdıkları ortak mektupta ve şunları söylüyorlar:
- “türk hükümeti’nin barışçı protesto gösterilerine karşı gereksiz ve aşırı güç kullanmasından, uluslararası tıp etiği standartlarına ve tc yasalarına uygun olarak yaralılara cesaretle tıbbi yardımda bulunan bağımsız tıbbi personele bilinçli olarak saldırılar yöneltmesinden derin kaygı duyuyoruz. herkesin barışçı biçimde toplanma, kendini ifade etme, sağlık, işkenceye ve diğer zalimane, insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele ya da cezaya maruz kalmama hakkını destekliyoruz.”
- “barışçı göstericilere karşı her tür şiddet kullanımının yasaklanması ve güç kullanımı konusunda ilgili birleşmiş milletler standartlarına uyulması ki bu standartlara göre güç kullanımında her durumda gereklilik, oransallık (asgari düzeyde güç), hukuksallık ve hesap verebilirlik ilkelerinin gözetilmesi gerekir.”
- “ayrıca, uluslararası topluluğa da, türkiye’de biber gazı satışlarının derhal yasaklanması ve türkiye’ye ilişkin politika kararlarında temel insan haklarının korunması ve tıbbi tarafsızlığa saygı gibi hususların gözetilmesi için çağrıda bulunuyoruz.”
dışardan organize edilmiyor, dünya tepki gösteriyor
gezi parkı direnişi tüm dünyada küresel kapitalizmin ve onu benimseyerek politikalarını belirleyen küresel finans merkezlerinin emrindeki yerel hükümetlerin insana yaptığı haksızlıklar ve kötülüklere karşı küresel direnişin bir parçası kuşkusuz.
dünya halkları her yerde aynı şeyleri yaşıyor, aynı şeyleri hissediyor, aynı şeyleri yapıyorlar.
ama başbakanın iddia ettiği gibi hiçbir yerde “dışarıdan” ya da “dış güçler” tarafından organize edilmiyorlar. eğer bir “dış güç” aranıyorsa, o dış güç insana aykırı bu politikaları dayatanlar. dünya onlara karşı birlik olmuş durumda. ama hepsi eşit, hepsi aynı.
onlara yapılacak en büyük hakaret, ve yaptıklarını küçültecek en kötü söz belki de birilerinin güdümünde bunu yaptıkları iftirası. dünyanın her yerinde yaşayan “sıradan insanlar” ya da temsili demokrasilerde temsilcilerini meclise gönderen “asiller” onlar. ister adlarına “çapulcu”, ister “kemirgen”, ister “avam” densin onlar aynı ve bir amaç için, yaşamak için direnen insanlar. ve dünyanın hangi coğrafyasında olursa olsun onların hepsi de direnenlere karşı gerçekleştirilen temel insan haklarına karşı uygulamalar nedeniyle tüm dünya birleşiyor ve tepkisini gösteriyorlar.
işte dünya hekimleri her yerde yaptıkları ve yaşadıklarından farklı bir uygulamayı yalnız burada yaşandığı için bu gerçekleri ifade etme zorunluluğu duymuş olmalılar.
umarım dünya hekimlerini temsil eden bu örgütlerin bu mektubu, henüz bu gerçeği algılamamış olan başbakan ve akp hükümetiyle, ona destek verenlerin uyanmasını sağlar ve sayın başbakan hep yakındığı uluslar arası finans merkezleri yerine kendi ülkesinin halkının sesine kulak verir.
25 temmuz 2013
(1) http://www.istabip.org.tr/index.php/haberler/3019-hekim-oerguetlerinden-babakana-mektup-kayglyz.html