1 Eylül’de bianet'te yayınlanan “Solda şehir efsaneleri: Devrimcilik” başlıklı yazısında Altan Çarıkçı "Türk solunda reformist-devrimci tartışmasına" dair görüşlerini belirtmiş.
Devrimci Sosyalist İşçi Partisi'ni de (DSİP) eleştirmiş:
“Şaka gibi görünse de yaşını başını almış bu kadar insan için önemli olduğuna göre anlamaya çalışmakta fayda var. Mesela, hepimize kampanyacılık vaaz eden Doğan Tarkan’ın kendisi bir parti genel başkanı ve adı da DSİP.”
Çarıkçı’ın yazısındaki bazı tespitlere katılıyoruz, bazılarına katılmıyoruz. Burada yanıt hakkımız doğduğu için DSİP’i, ne yapmak istediğini ve devrimcilikten ne anladığımızı açıklamak istiyoruz.
DSİP 1997’de Sosyalist İşçi dergisi etrafında mücadele yürüten insanlar tarafından kuruldu. DSİP’i Türkiye işçi sınıfının öncü partisi olarak ilan etmedik. Aksine yasal bir parti kurararak açık siyaset yapmanın imkanlarından yararlanmak istedik.
Partimizi fetişleştirmiyoruz
10 yıldır her fırsatta anlatıyor ve yazıyoruz: DSİP hukuki varlığıyla bir tabela partisidir. Kısacası bizler, geleneğimizin savunduğu gibi, kendi küçük partimizi fetişleştirmiyoruz.
Partimizin adındaki “devrimci” sözcüğünü bugünkü Türkiye Komünist Partisi'ne (TKP) borçluyuz. 1982’den bu yana Sosyalist İşçi adıyla bağımsız bir siyasal örgüt olarak mücadele ediyoruz. Kuracağımız yasal partinin adını da aynı şekilde Sosyalist İşçi Partisi olarak tespit ve ilan etmiştik. Ancak dönemin TKP’si bu ismin kısaltmasını (SİP) kendi mülkü olarak gördüğü için aynı adla İçişleri Bakanlığı’na başvuru yapmıştı.
Aynı kısaltmayı taşıyan iki parti yasal olarak varolamayacağı için oturup bir isim bulmaya çalıştık. Sonuç en başa devrimci sözünün eklenmesi oldu. Tüm bu süreci de kamuoyuyla paylaştık.
Parti bizim için bir araç. Siyasal örgütlenme siyasal koşulların yarattığı ihtiyaçlara göre belirlenir. DSİP, günümüzde yeni bir hareketin ve yeni bir solun doğduğunu tespit ediyor, savaş karşıtı ve antikapitalist hareketin içinde yer alıyor.
Daha geniş bir kesimle siyasal örgüt çatısı altında buluşmak istiyoruz
Mücadeleye katılan binlerce yeni ve bağımsız insana kendi reçetemizi dayatmak istemiyoruz. Aksine tartışmak, değişmek, değiştirmek ve daha geniş bir kesimle aynı siyasal örgüt çatısı altında buluşmak istiyoruz. Bu yüzden açıkça DSİP’i kapatmaya hazır olduğumuzu söylüyor, yazıyoruz.
DSİP Türkiye solunda kampanyaların gerçek mücadele alanları ve çıkış noktası olduğunu savunuyor. Bizler bir çok kampanyada aktivist olarak yer alıyoruz. Bağımsız ya da farklı sol geleneklerden gelen insanlarla birlikte çalışıyoruz.
Herkesi kendi küçük “dükkanımıza” değil, hareketi inşa etmeye çağırıyoruz. Bu yüzden istisnai bazı eylemler dışında hiçbir eylemde DSİP bayrağı göremezsiniz. DSİPlilerden devrimcilik vaazları dinleyemezsiniz. Sol içi retorik savaşlarında bir taraf olmak değil, dünyayı değiştirmek istiyoruz.
DSİP yeni bir mücadeleci kuşaktan bahsediyor. Ne 68’li ne 78’li bir kuşak. 12 Eylül’ü ya da 1989’da Stalinizmin yıkılışına tanık olmamış gençler. Yenilmemiş bir nesil. Orta yaş üstü ve erkek Türkiye solu ile bu kuşak arasında büyük bir açı var.
Genel sekreterimiz 24 yaşında bir kadın
DSİP bu yüzden gençleşmek isteyen, gençlerden oluşan bir örgüt. Genel sekreter olarak 24 yaşında bir kadını seçtik. Yaş ortalamamız 20. Bunun yetmediğini biliyoruz ve siyasetimizin geleceğini tamamen gençlere bırakmak istiyoruz. Bu yüzden genel başkanlık başta olmak üzere yasal olarak oluşturduğumuz organlar büyük oranda semboliktir.
Altan Çarıkçı Nisan Tezleri’nin Lenin’ine değinmiş. Pek de iyi etmiş. Biz de Ne Yapmalı’ya ve İki Taktik’e sıkıştırılmış resmi Lenin’i değil, Nisan Tezleri’nde, Devlet ve Devrim’de yaratıcı M0arksizmi ortaya koyan Lenin’in geleneğini savunuyoruz.
Ezilenden yana taraf ol
Lenin devrimcilik için basit bir yöntem önerir: Her politik sorunda kapitalist devlete karşı ol. Arada durma, ezilenlerden yana taraf ol. Düsturumuz budur.
Herkese kampanya yapmayı, kampanyalarda yer almayı vaaz edeceğiz. Yeni bir sol örgüt oluşuncaya kadar ise örgütümüzü, DSİP’i kampanyalarda yer alan, kampanyaları inşa eden herkese açık bir örgüt olarak inşa etmeyi sürdüreceğiz. (VA/NZ)
* Volkan Akyıldırım, DSİP üyesi.