Her yıl görülmesi beklenen grip olgularının bu yıl niçin gündemin ilk sırasına oturduğunu anlamak gerçekten zor. Bu cümleden gribin önemsiz bir hastalık olduğu sonucunun çıkarılmasının doğru olmadığını öncelikle belirtelim. Grip, önemli bir hastalıktır ve her yıl dünya üzerinde yaklaşık 500 bin kişinin ölümüne neden olur. Toplumun bu konuda bilgilenmesini sağlamak ve korunma yollarına ilişkin bilgileri paylaşmak, bu hastalığın yarattığı olumsuz sonuçlardan korunmak için önemlidir. Ancak mevcut durum, halkı bilgilendirmekten çok paniğe sevk etmiştir. Hastalık “dört dörtlük” bir insan hastalığı olmasına rağmen “domuz” gribi ifadesiyle olağandışı bir durum yaşanıyor havası yaratılmaya çalışılmaktadır. Günlük pratikte “Ben domuz gribi oldum galiba!” diyerek büyük bir endişe ile sağlık kurumlarına başvuran kişiler “merak etmeyin, biz, bu hastalık ilk çıktığı andan itibaren yani altı yıldır insanlarda görüyoruz hatta grip deyince de genellikle bu hastalıktan söz ediyoruz” deyince önce şaşırıyorlar sonra da rahatlıyorlar. “Domuz” kelimesinden bu kadar rahatsızlık duyulmasının birçok nedeni olabilir. Ama mutlaka kullanılması gerekiyor olsa idi bir çekince yaşamaksızın kullanır idik. Oysa şu anda “domuz gribi” ifadesinin kullanılması son derece yersiz. Doğru tıbbi adıyla kullanmak gerekirse kısaca Influenza H1N1 virüsüdür bu virüs. Ancak İnfluenza H3N2 ve InfluenzaB virüsleri de benzer hastalık tablosuna yol açabilmektedir.
Tüberküloz aşısında temin sorunu yaşanırken ve Ankara’da kedilerde kuduz saptanmışken grip başlığı herhalde sadece korunma önlemlerine yönelik olarak gündeme gelmeliydi.
Ancak gribe ilişkin kamuoyunun bilgilenme ihtiyacı olduğu açıktır. Aşağıdaki satırlarda gribe ilişkin kısa bilgiler aktarılacaktır.
Grip (influenza), influenza virüslerinin neden olduğu, solunum damlacıklarıyla bulaşan bir hastalıktır. Grip virüsleri başta kanatlı hayvanlar olmak üzere birçok canlıda hastalığa yol açar. Kuşların yanısa insanlar ve domuzlar da hastalanmaktadır. Özellikle barınma sorununun yaşandığı Çin gibi kalabalık ülkelerde tavukların, domuzların ve insanların birarada yaşaması sonucunda kuş gribi gibi yeni virüs türleri ortaya çıkabilmektedir. İnsandan insana bulaşmayan kuş gribinin bu özelliği kazanması durumunda zaten zor koşullarda yaşamakta olan birçok kişinin ölümü ile sonuçlanabilecektir.
İnfluenza virüsleri, bazen kanatlı hayvanlardan değil, domuzlardan insanlara bulaşabilir. Domuz çiftliklerinde 2009 yılında ortaya çıkan ve bu nedenle başlangıçta “domuz gribi” olarak adlandırılan bu virüs de ilk olarak domuz çiftliklerinde çalışanlarda saptanmıştır. İnsandan insana bulaşabilen bu virüs tüm dünyaya hızla yayılmıştır. Son altı yıldır da grip etkeni olarak karşımıza çıkmaktadır.
Grip, Kuzey yarımkürede Ekim ayından başlayarak Nisan ayını da içine alan bir dönemde salgınlar yapar. Bu dönem “grip sezonu” olarak da adlandırılır. Toplumda görülen grip olguları bu süre içinde sıklık açısından eşit olarak dağılmazlar. Bazı haftalarda gripli insan sayısı çok artar. Hangi haftalarda olgu sayılarının çok artacağı, salgının tepe yapacağı, önceden tam olarak kestirilemez. İklim koşulları, toplumlardaki duyarlı insan sayısı gibi faktörlere bağlı olarak her sene değişiklik de gösterebilir. Örneğin içinde bulunduğumuz 2014-2015 grip sezonunda ABD’de salgının tepe yaptığı haftalar Aralık ayının 3. ve 4. haftası iken Avrupa genelinde Şubat ayı sonunda olmuştur. Ülkemizde de Mart ayının ilk üç haftasında olgu sayısında ciddi artış yaşanmıştır. Ülkemizde son haftalarda yaşanmakta olan salgın olağanüstü bir durum olmayıp, mevsimsel grip salgınlarının her yılki seyri ile uyumludur. Toplumda halen, Influenza A H1N1, Influenza A H3N2 ve Influenza B olmak üzere üç ayrı grip virüsü hastalık yapmaktadır. Bu üç virüs içerisinde Influenza A H1N1 diğerlerinden daha sık görülmektedir.
Grip esas olarak solunum sistemini tutan bir hastalık olmakla birlikte sistemik hastalıktır. Özellikle kanser, organ nakli vb. nedenlerle bağışıklık baskılayıcı ilaç kullananlarda, kronik akciğer ve/veya kalp hastalığı olanlarda, yaşlılarda daha ağır seyreder ve ölümlere neden olabilir.
Gripten korunmada aşı önemlidir. Aşı, hastalığa yakalanmayı engelleyebilmektedir. Yaşlılarda ve kronik hastalıkları olanlarda gribe yakalanmayı her zaman engelleyemese bile zatürre gibi istenmeyen durumları azaltabilmektedir.
Gripten korunmak için aşının yanı sıra yapılması gerekenler; grip geçiren kişilerle teması azaltmak, elleri sık yıkamak ve hasta kişilerin temas ettiği yüzeyleri temizlemektir. El yıkama ve yüzey temizliği için normalde kullanılan sabunlar ve temizlik malzemeleri yeterlidir.
Grip virüslerin neden olduğu bir hastalık olduğundan tedavisinde antibiyotikler kullanılamaz. Gribin ağır seyretme riskinin yüksek olduğu kişiler, virüse etkili (antiviral) ilaçlarla tedavi edilebilir. Bu ilaçlar özellikle tedaviye erken başlandığı durumlarda faydalı olmaktadır. (ÖKA/HK)
Not: Bu yazı Halkın Sağlığı web sayfasından (www.halkinsagligi.org) alınmıştır. Yazı ilk olarak geçtiğimiz Mart ayında yayımlanmış, grip tartışmalarının alevlenmesi üzerine sayfada yeniden paylaşıldı.