Geçtiğimiz hafta Fransa hükümetinden çıkan bir yönergeyle artık ülkede resmi evraklarda 'mademoiselle' (matmazel) sözcüğü kullanılmayacak. Fransa başbakanı François Fillon'un yaptığı açıklamaya göre 'matmazel' sözcüğüyle birlikte 'kızlık soyadı', 'evlenmeden önceki soyadı' gibi kullanımlar da kalktı. Resmi evrakta kadının medeni halini ifşa etmeyen 'madame' (madam) sözcüğü tercih edilecek.
Geçen sene Fransa'da özellikle iki kadın grubu tarafından yürütülen kampanyalar sonucu gelinen nokta şu: Basında çıkan haberlere göre 'matmazel' sözcüğünün kalkması kimi kadınları üzerken kimilerini sevindirmiş. Kadınların bir kısmı matmazel olarak anılmanın kendilerini daha genç hissettirdiğini söylerken, bazıları da evli olup olmamalarının kamusal alanda ifşa edilmesini özel hayatlarına müdahale olarak görüyor.
Mahremiyeti kamusallaştırmak
Konuyla ilgili gelişmelere yorum yapan örgütlerden biri, Paroles de Femmes (Words of Women, Kadınların Sözü). Palores de Femmes'in kurucusu ve başkanı Olivia Cattan'ın basında yer bulan açıklamasına göre; alınan karar aslında göz boyamaktan başka bir şey değil. Cattan "Böyle meselelere eğilerek asıl odağımızı yitiriyor ve daha önemli sorunlara eğilmeyi unutuyoruz" diyor.
Böyle bir yorum beraberinde pek çok soruyu da getiriyor. Kullandığımız dil ve kadınlar olarak kendimizi görmek istediğimiz yer arasında gerçekten de bu kadar büyük bir uçurum var mı?
Dilbilimciler ve sosyologlar yıllardır dil ve düşünce arasındaki bağdan bahsediyorlar. Pek çok disiplin ve hareket isim verme eyleminin bir iktidar göstergesi olduğu görüşünde çoktandır mutabık ve bunu dönüştürmek için çalışıyor. Dünyanın her yerinde kadınlar dillerini Fräulein, Miss, Bayan/Kız ve Senorita gibi kadınların medeni halini, ilişkiye 'uygunluk' durumunu veya cinsel yaşamını 'ilan eden' sözcüklerden arındırmak için çabaladı, çabalamaya devam ediyor.
Cinsiyetçiliğin hayatın her alanında sinsice hüküm sürdüğü bir dünya düzeninde 'matmazel' sözcüğünün kullanımdan kalkmasının gerçekten hiç önemi yok mu? Geçtiğimiz yüzyılın kadın edebiyatçıları ve dilbilimcileri 'kadınlar erkeklerin yarattığı dili kullanıyor; bizim aslında kendimize ait bir dilimiz yok' derken neyden bahsettiklerini bilmiyorlar mıydı?
Farklı dillerde cinsiyetçi kullanımlar
Fransa kadınlara karşı cinsiyetçi kullanımlara karşı harekete geçen ilk ülke değil. Farklı dillerde de 'matmazel' gibi sözcükler için alternatif kullanımlar getirildi. 'Matmazel' ve 'madam' arasındaki bağlantının benzeri İngilizcede 'Miss' ve 'Mrs.' hitaplarında var.
Evli olmayan kadınlar için 'Miss', evli kadınlar için 'Mrs.' sözcüğü tercih edilirken artık pek çok insan kadınlara hitap ederken herhangi bir medeni hal alt anlamı içermeyen 'Ms' hitabını kullanıyor. Şayet evli/bekar ayrımı erkekler için söz konusu değil (Mr., Monsieur, Herr, ...).
Toplumsal bir bekaret testi olarak 'kız/kadın' ayrımı
Türkçede benzer cinsiyetçi yaklaşım iki kullanımda görülüyor. Cinsiyet tarif ederken 'kadın' yerine 'bayan' sözcüğünün kullanılması ve yine kadınlara işaret ederken yaş ayrımı yapma adı altında, toplumsal bir bekaret testi olarak 'kız/kadın' ayrımının yapılması.
Dilin düşünce üzerindeki etkisi ve farklı dillerden ve ülkelerden başarı örnekleri göz önünde bulundurulduğunda Fransa'daki kadın hareketinin ve dünyadaki diğer örneklerin geldiği yerin hiç de değersiz olmadığını daha çok savunmak gerekiyor. Belki bu ve benzeri örnekleri başardıkça kendi dilimizi kullanmanın tadına da varabiliriz. (CK/ÇT)