Bugün 7 Kasım! Yani “Lazca Dil Günü.” 2013 yılında kurulan Laz Enstitüsü’nün 2021 yılında “Lazca Dil Günü” ilan ettiği 7 Kasım’ın Lazca Dil Günü olarak seçilmesinin birkaç sebebi var.
Bunların başında, ilk Lazca Gazete olan “Mç’ita Murutsxi”nin (Kızıl Yıldız) 1929 yılında yayımlanmaya başlaması ve Laz müziğinin en önemli isimlerinden biri olan Kazım Koyuncu’nun doğum günü olması geliyor.
Bu özel gün, Lazcanın ve Laz kültürünün korunması, geliştirilmesi ve tanıtılmasına atfedilen sembolik bir gündür. Böyle bir gün seçilirse, toplum nazarında farkındalığın artacağı düşünülerek hareket edilmiştir. Laz dili ve kültürünün geleceğe taşınması için gösterilen çabaların, tüm Türkiye tarafından bilinmesi ve desteklenmesi gerektiğine dair bir hatırlatma niteliğindedir.
Karadeniz kıyılarının kadim dili
Lazlar, yüzyıllar boyunca Doğu Karadeniz kıyılarında yaşamış olan antik bir halktır. Tarihleri, M.Ö 8. yüzyıla (M.Ö 764-735) kadar gider. Bu tarihe ait Urartu yazıtlarında ilk kez “Kolkh” adından bahsedilir. “Kolkh” yani “Kolhis” devletinin bulunduğu bölgede, M.S 3. yüzyılda Bizanslıların “Lazika” adını verdikleri bir krallık kurulmuştur. Lazika, Antik Yunan kaynaklarında belirtilen Kolhis Krallığı’nın mirasçısıdır.
Lazca nasıl bir dildir?
Lazca, genel kanının aksine bir Doğu Karadeniz şivesi değildir. Başlı başına dil bilgisi kuralları olan bir dildir. Güney Kafkas Dil Ailesi’nin bir üyesidir. Güney Kafkas Dil ailesinde, Lazca ile birlikte Megrelce, Svanca ve Gürcüce bulunur. Lazca ve Gürcüce de farklı dillerdir. Ancak Lazca ve Megrelce, temel düzeyde karşılıklı anlaşma olanağı bulunan kardeş dillerdir.
Lazca eklemeli bir dildir. Fiillerin önüne ve sonuna gelen zaman ve kişi eklerinin yanı sıra fiiller Türkçeden farklı olarak yön eki alabilir. (ör. golo-vulur). Yön ekleri fiilin hangi yönde devam ettiğini gösterir. Bir fiil kökünün başına ve sonuna (ör. oǩo-v-i-sinap-am-t) gelen eklerin yanı sıra, bazı durumlarda fiil kökünün ortasına da ek gelebilir (ör. ǩi-tx-um). Ayrıca, fiilin en başına cümlenin anlamını güçlendiren, kesinlik katan (ho, ko, do, menda gibi) ekler/sözcükler (ör. ko-moxtu) gelebilir.
Bütün bu özellikler Lazcanın fiiller bakımından anlatım günü zengin bir dil olduğunu göstermektedir.
Türkiye sınırları içinde Lazca
Lazca, Türkiye’nin Doğu Karadeniz Bölgesi’nde; Rize ilinin Pazar (Atina), Ardeşen (Arťaşeni), Çamlıhemşin (Vica) ve Fındıklı (Viǯe) ilçelerinde, Artvin ilinin Arhavi (Arkabi), Hopa (Xopa), Kemalpaşa (Noğedi) ve Borçka (Boçxa) ilçelerinde yaşayan Lazlar tarafından konuşulmaktadır. Ayrıca, 93 Harbi sürecinde çok sayıda Laz köyü tamamen boşalmış olsa da Batum şehri ve bağlı köylerinde de Lazca konuşulmaya devam etmektedir. 93 Harbi’nin etkisi olarak, çok sayıda Laz aile Marmara Bölgesi’ne göç etmiştir.
Dünya genelinde binlerce dil, yüzyıllardır toplulukların kültürel hafızasını taşıyan en önemli araçlardan biri olmuştur. Ancak ne yazık ki dilsel çeşitlilik her geçen gün daha da azalmaktadır. UNESCO’ya göre, dünyada konuşulan 7.000’e yakın dilin yarısından fazlası, gelecek yüzyılda kaybolma riskiyle karşı karşıya.
Neden tehlike altında?
20. yüzyıl boyunca, dünyada ve paralelinde Türkiye’de uygulanan asimilasyon politikaları, teknolojik gelişmeler, Lazca gibi konuşanı az ve korunmasız dillerin kırılgan hale gelmesine sebep olmuştur. Lazca ve Lazca gibi diller kamusal alanlardan dışlanmış, yasaklarla yazılı hale gelmelerinin önü kesilmiş ve unutulmaya terk edilmiştir.
1990’lı yıllardan itibaren Laz dili ve kültürünün korunması, Lazca okur-yazarlığın geliştirilmesi ve eğitim sistemine entegre edilmesine yönelik önemli adımlar atılmıştır. Bu çerçevede yayınevleri kurulmuş, Lazca sözlükler, gramer kitapları, ders kitapları ile roman, hikâye ve şiir kitapları yayımlanmış, dergiler çıkarılmıştır. Bugün Türkiye’de seçmeli ders olarak ortaokullar ve bazı üniversitelerde Lazca dil eğitimi verilmektedir.
7 Kasım’ın önemi
7 Kasım, sadece bir dilin günü değil; tüm dillerin ve kültürlerin yaşatılması için bir çağrıdır.
Dil, sadece iletişim aracı değil; bir kültürün, bir halkın hafızası, kimliği ve varoluşunun taşıyıcısıdır. Bir dil kaybolduğunda, bir halkın kültürel zenginliği de yok olur. Bu nedenle, 7 Kasım, sadece Lazca Dil Günü olarak değil, dünya üzerindeki tüm tehlike altındaki diller için bir farkındalık günü olarak ele alınmalıdır.