*Fotoğraf: Canva
ABD’de siyah topluluğun yaratıcılığı sayesinde Black Lives Matter protestolarında etkin bir şekilde kullanılan Clubhouse uygulaması, Türkiye’de de Boğaziçi Direnişi’nde benzer bir şekilde kullanılmaya çalışıldı. Clubhouse’un Türkiye’deki serüveninde belirleyici rol oynadığı günlerden biri Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör yardımcısı olarak Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu’nun atandığı gündü. Kumbaroğlu’nun DEVA Partisi’nin kurucularından olması, Clubhouse’u etkin bir şekilde kullanan DEVA Partisi üyelerini hayli zorladı. Daha doğrusu, kullanıcılar sorularıyla DEVA Partisi üyelerini bu konuda açıklama yapmaya zorladı.
HDP’nin kapatılması ve Gergerlioğlu
Bir diğer kritik gün ise 17 Mart gecesi yaşandı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin’in HDP’nin kapatılması istemiyle dava açması ve HDP milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun milletvekilliğinin elinden alınması o gecenin yegâne tartışma konusuydu. Clubhouse’ta konuyla ilgili pek çok oda açıldı. Gece boyunca yaklaşık dört-beş odaya girerek ben de tartışmaları takip etmeye çalıştım. Girdiğim odalardan biri dört kadının moderasyonuyla yürütülen ve yaklaşık 1000 kişinin bulunduğu bir odaydı. Diğer odaların her birinde ise 300-400 kullanıcı vardı. HDP’li seçmenler dışındaki kullanıcıların hemfikir olduğu tek bir konu vardı: “HDP kapatılmasın ama terörle arasına mesafe koymadığı için kapatılsın.”
Neredeyse tüm odalardaki kullanıcılar sözlerine HDP’nin kapatılmasının yanlış bir karar olacağından -ancak çoğu bunu demokrasinin gereği olduğu için söylemiyor- bahsederek başlasa da konuşmanın bir noktasından sonra “Ama sırtını terör örgütüne yaslıyor” minvalinde bir yere bağladılar. Araya giren HDP’li sayısı çok azdı ya da zaten bu tür boğucu tartışmalardan yeterince bunaldıkları için bu odalarda yoklardı dahi.
Güvenlik gerekçesiyle konuşmamaları da mümkündü çünkü tartışmalara itiraz eden pek çok kullanıcıya “Terör örgütüyle bağlantısını inkâr edemezsiniz, terör örgütü demelisiniz” dayatması yapıldı. Burada ilgi çekici olan, muhalif dahi olsa kullanıcıların iktidarın metodlarını içselleştirme şekilleriydi. Döngü böyle devam ederken, çok geçmeden bir kullanıcı araya girerek “Türkiye’de yaşıyorsanız bu soruya cevap vermeyin, Tahir Elçi bu soruya cevap verdiği için öldürüldü” dedi.
HDP’li olmayan kullanıcılar arasından birkaç kişi ısrarla “terör örgütü” bağını onaylamadığını söyleyerek derdini anlatmaya çalıştı. Bir odada ise şöyle dehşet verici bir konuşmaya tanıklık ettim. Clubhouse’ta herkesin mesleğini yazdığı bölümde bu kullanıcı için de “gazeteci” yazıyordu ve kullanıcı terörle arasına mesafe koymayan herkese namluların doğrulacağını söylüyordu. Aleni bir şekilde ölüm tehdidinde bulunduktan sonra konuşmasını bitirdi.
Kürt oyları kime gidecek?
DEVA ve Gelecek Partisi üyelerinin denk geldiğim konuşmalarında ise genel olarak -üstü örtülü bir şekilde de olsa- Kürt oylarına talip olduklarını, bu süreçten HDP ve kendileri dahil herkesin kârlı; sadece mevcut iktidarın, özellikle uluslararası arenada zararlı çıkacağı fikri vardı.
Gergerlioğlu konusunda yine ikircikli bir tartışma hâkimdi. Mevcut iktidarın Gergerlioğlu’nu Fethullahçıların temsilcisi olarak gördüğü ve milletvekilliğini bu nedenle düşürdüğü konusunda hatırı sayılır bir kitle hemfikirdi. Hemen hemen hepsi Gergerlioğlu’nu insan hakları savunucusu olarak gördükleri için milletvekilliğinin düşürülmesini yanlış buluyordu. Araya giren HDP’liler, Gergerlioğlu’nun HDP milletvekili olduğu ve çıplak arama işkencesini, KHK’lilerin yaşadığı zulümleri gündeme getirdiği için hedef olduğunu söylese de kullanıcıların çoğu ikna olmadı.
Diasporadaki Kürtler ise ikiye ayrılmış durumda ve aslında daha çok Kürt siyasetine içkin tartışmalardan bahsediyorlar. Örneğin bir kullanıcı artık Kürtlerin barış umudundan vazgeçmesi gerektiği, bir arada yaşama zemini kalmadığından bahsederken; bir diğer kullanıcı Meclis’in asla bırakılmaması gerektiğinden, bunun Kürt siyasetinin büyük bir kazanımı olduğundan bahsediyordu.
Erkek konuşmacı hâkimiyeti
Kişisel olarak, Twitter da şu an yavaş yavaş kendi oda uygulaması denemelerine başlamışken Clubhouse’un özellikle ana akım medyada yer bulamayan ve sesini duyuramayan siyasiler -yani başta HDP’liler- için son derece faydalı olabileceği görüşündeyim. Kulağa biraz imkânsız gelebilir ama insanlar bir açıdan da ne kadar demokrat olduklarını göstermek için çabalıyorlar çünkü ve siyasilere hangi partiden olursa olsun belirli bir saygı çerçevesinde yaklaşıyorlar. Ancak anonim kalmak neredeyse imkânsız olduğu için diğer kullanıcılar aynı güvenli alanı deneyimleyemiyorlar elbette. Hatırlayalım, Boğaziçi Direnişi’ne dair açılan odadaki kullanıcılardan dördü, konuşmalarının ertesi günü gözaltına alınmışlardı. Ancak iyi bir dinleyiciyim diyorsanız ve size uygun odayı bulabiliyorsanız Clubhouse sizin yeni “televizyona canlı bağlanma” aracınız olabilir.
Unutmadan: Elbette yıllardır deneyimlediğimiz gibi, sağ ve sol siyasete içkin bir biçimde burada da kadın ve LGBTİ+’lar tartışmalara müdahale etmedikçe veya odada bu durumu gözeten bir moderatör olmadıkça çok az söz alabiliyorlar ve haliyle konuşmacıların çoğu erkeklerden oluşuyor. Bu aşamada mikrofonu ellerinden almak iyi bir çözüm olabilir.
Clubhouse nedir, kimler kullanır?2020 Mart ayında dünyaya tanıtılan bir uygulama olan Clubhouse, kullanıcıların iPhone'larındaki mikrofonlar aracılığıyla iletişim kurabilecekleri odalarda bir araya gelmelerine imkân tanıyor. Uygulamanın şu an için Android telefonlarda kullanılması mümkün değil. Ancak "House Club" isimli Android için geliştirilen resmi olmayan bir versiyonu da dolaşımda. Sadece iPhone kullanıcıları faydalanabildiği için uygulamanın kullanıcı kitlesiyle ilgili, özellikle sınıf temelli pek çok tartışma mevcut. COVID-19 salgınının ilk aylarında, özellikle Andreessen Horowitz'in 12 milyon dolarlık yatırımından sonra, daha çok kullanıcı kazanan uygulama ABD'li siyahlar arasında oldukça popüler hâle geldi. Horowitz, CNBC'ye verdiği demeçte şöyle diyor: "Clubhouse, yatırımcılar olarak platformda siyah topluluğunu kucaklamak ve platformda bir topluluk oluşturmamıza yardımcı olmak gibi inanılmaz bir iş başardı." Sesli sohbet aracılığıyla insanların birbirleriyle iletişim kurması, aslında günümüzde daha tercih edilebilir hâle gelen podcast havası da katıyor Clubhouse'a. Örneğin araba kullanırken, yemek yaparken, yürüyüş esnasında kendinize yakın bulduğunuz bir odaya girebilir ve tartışmaları takip edebilirsiniz. Gizlilik koşulları ile ilgili, kişilerin anonim kalamaması bir sorun olsa da -çünkü isminiz ve fotoğrafınızla kayıt oluyorsunuz uygulamaya- gerçek kişilerle konuşabilmeyi cazip bulan insanlar da var. Uygulamayı cazip kılan bir başka etken ise siyasilerle aynı odada konuşabilmek, onlara soru sorabilmek ve tartışma yürütebilmek. |
(TY/NÖ)