Raporda, Türkiye'de 2003'te Amerikan kültür ürünlerinin fikri mülkiyet kaybı 134.2 milyon dolar olarak açıklanıyor ve Türkiye'nin "İzlenecek Ülkeler Listesi "nde kalması tavsiye ediliyor.
Listede, Türkiye ile birlikte Bolivya, Şili, Türki Cumhuriyetler, Ekvator, Estonya, Macaristan, İtalya, Litvanya, Malezya, Peru, Romanya, Suudi Arabistan ve İspanya da yer alıyor. Çin, Pakistan, Ukrayna ve Paraguay ise, "Öncelikli İzlenecek Ülkeler" olarak tanımlanıyor.
Rapor doğrultusunda Türkiye'nin fikri haklar konusunda incelenmesine karar veren Amerikan hükümeti, Türkiye'den ihraç edeceği ürünlerle miktarları üzerinde, fikri haklar konusunda yapılan düzenlemeler doğrultusunda tasarrufta bulunuyor; kota uygulayabiliyor.
Rakamlar bizi anlatır
IIPA'in "telif ajanları"na, Uluslararası Fonogram Endüstrisi Birliği IFPI, Türkiye temsilcisi Müzik Yapımcıları Meslek Birliği (MU-YAP), Amerikan sinemasının temsilcisi AMPEC Filmcilik Tic.Ltd Şti ve Amerikan yazılımcılarını temsil eden BSA (Business Software Alliance) verilerine dayanarak oluşturduğu rapora göre, 2003'te Türkiye'de korsanlık oranları ve buna bağlı tahmini ticari kayıp şöyle:
* Sinema eserleri: Ticari kayıp 50 milyon dolar, korsanlık oranı yüzde 45.
* Fonogramlar ve müzik eserleri: Ticari kayıp 15 milyon dolar, korsanlık oranı yüzde 75.
* Bilgisayar, iş uygulamaları: Ticari kayıp 44.2 milyon dolar, korsanlık oranı yüzde 65.
* Kitaplar: Ticari kayıp 25 milyon dolar, korsanlık oranına ilişkin veri yok.
Eğlence yazılımlarına ilişkin ticari kayıplara ve korsanlık oranına ilişkin veri toplanamadığı da belirtilen raporda, toplam ticari kayıp ise, 134.2 milyon dolar olarak açıklandı.
Üniversite fotokopicileri gözlem altında
Raporda Türkiye, kitap korsanlığı konusunda dünyanın en sorunlu bölgelerinden birisi olarak tanımlanıyor; kitap korsanlığının yaygın olduğu iller İstanbul (Kadıköy Çarşısı ve Beyazıt Meydanı), Ankara, İzmir ve Adana olarak sıralanıyor.
Raporda, Türkiye'de bilim, teknik ve sağlığa ilişkin metinlerde izinsiz fotokopi ve çevirilerle tahmini korsanlık oranlarının yüzde 40'dan 90'lara yükseldiği belirtiliyor.
Akademik yayınlarda "korsanlığın" çok yüksek olduğu ve izinsiz kullanımların had safhada olduğu da raporda yer alıyor. İngilizce eğitim kitaplarının yaygın olarak çoğaltıldığına da dikkat çeken raporda, sorunun günden güne derinleştiği ve yayın editörlerinin geleceğinin riske edildiği belirtiliyor.
Müzikten sinemaya böyle olur korsanların yol haritası
Rapora göre, Türkiye'de son üç yılda yaygınlaşan korsan dijital ürünler (müzik CD'leri, VCD, DVD ve CD-ROM) çoğunlukla Malezya, Hong Kong, Tayland, Tayvan, Ukrayna, Rusya ve Bulgaristan'dan ithal ediliyor.
2003'te korsan ürünlerin Türkiye'ye Ukrayna ve Rusya üzerinden girişinin arttığına dikkat çekiliyor. Önceki raporlarda belirtildiği gibi, bu yıl da "havayolu bavul taşımacılığı" en yaygın yöntem olarak tarif ediliyor, korsanların tüm önlemleri bertaraf edecek yöntemler geliştirdiği belirtiliyor.
Uluslar arası korsanlıkta Kıbrıs'ın rolü
Bulgaristan'dan Türkiye'ye getirilen korsan CD'lerdeki azalma, geçtiğimiz yıllarda basına yansımış bir olayla da açıklanabilir:
Dönemin Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Bill Clinton, Bulgaristan'ı ziyaret ederken dolum tesislerinin kapatılmasına yönelik sert mesajlar vermişti. Clinton'un ziyaretinin ardından Bulgaristan hükümeti, "dolum tesisleri" ve "gümrükler" için yapısal önlemler almış, dolum tesisleri Ukrayna'ya taşınmış ve Bulgaristan üzerinden Türkiye'ye korsan ürün girişi azalmıştı.
Türkiye'deki yapımcıların ulusal basına yansıyan demeçlerine göre, söz konusu CD'ler artık Doğu Avrupa'daki başka ülkelerde üretiliyor ve Türkiye'de 2-3 dolara satılıyor. IIPA 2003 raporuna göre, "aralarında İsrail ve Uzakdoğu Asya menşeli olanların da bulunduğu korsan müzik CD'leri Kıbrıs üzerinden Türkiye'ye ihraç ediliyor".
IIPA, son yıllardaki raporlarında, gümrüklerden korsan geçişlerin en önemli nedeni olarak Türkiye gümrük mevzuatının yetersizliğini ve Avrupa Birliği (AB) standartları ile eşgüdümlü hale getirilememesini gösteriyor. Raporlarda, birliğin sorunun giderilmesi yönündeki beklentileri de vurgulanıyor.
İthal ve ihraç fikri hak ürünlerinin gümrüklerden geçişinde ulusal meslek birliklerinin denetim hakkının olmaması da uluslar arası alanda sorunlara yol açmayı sürdürüyor.
7 milyonluk talep, 63 milyonluk üretim
Yerli üretimlerin bilinen sekiz dolum tesisinde ve 18 üretim bandında yapıldığını belirten raporda, tahmini yıllık üretimin de 7 milyonluk talebe karşın 63 milyon olarak kaydedildiği dikkat çekiyor. Raporda; Türkiye hükümetinin dolum tesislerinin denetimi konusunda yasal düzenlemeler yapması gerektiği de vurgulanıyor.
IIPA, 2003 raporunda, Türkiye hükümetine ülkede faaliyet gösteren üç dolum tesisinin "şaibeli" faaliyetler yürüttüğünü iletmişti. Raporun ardından alınmış önlemlere ilişkin bir bilgi yok.
Uluslar arası müzik endüstrisinin işleyişinin aksine, müzik alanında faaliyet gösteren ilgili meslek birliklerinin (MESAM; Müzik Eseri Sahipleri Grubu - MSG) Türkiye'de dolum tesislerini denetim yetkisi yok.
2004 raporunda ise, radyo-televizyonların meslek birliklerinden izinsiz film ve müzik kullandığı belirtiliyor; korsan yayın "hala bir sorun" olarak tanımlanıyor.
Radyo televizyon alanında sadece müzik alanındaki uluslar arası kriterler dikkate alındığında, ödenmeyen reklam gelirlerinin yüzde 2'si ticari kayıp olarak değerlendirilebilir. Otel, cafe-bar, konser, internet, sinema salonu, cep melodi vb. şirketlerinin ticari amaçlı kullandıkları müzikler için ödemeleri gereken telif bedelleri de cabası.
"Resmi" önlemlerle "cezalar azaltıldı"
Yerli ve yabancı menşeli müzik ve sinema ürünlerinin satışında "sokak satıcıları"nın ve dükkanların rolüne dikkat çeken raporda, cezaların yetersizliğine dikkat çekiliyor; hükümetin "modernize edilen 2001 yasası doğrultusunda cezaların azaltılması konusundaki konumunu" gözden geçirmesi gerektiği belirtiliyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığının bazı illerde meslek birlikleri temsilcilerinin de katılımı ile "Denetim Komisyonları" oluşturmasını olumlayan raporda, İstanbul İl Denetim Komisyonunun 2003'te 375 operasyon gerçekleştirdiği, 35 bin 700 müzik kasetine, 199 binin üzerinde müzik CD'sine 280 binin üzerinde sinema ürününe, 87 binden fazla video oyununa ve yazılıma, 51 binin üzerinde kitaba ve 9 milyon 300 bin CD kapağına el konulduğu hatırlatılıyor. El konulan kültür ürünlerinin akıbeti konusundaysa bilgi sunulmuyor.
IIPA, söz konusu denetim komisyonlarının geliştirilmesi için hükümetin özellikle Kültür ve Turizm Bakanlığına ödenen bandrol ve özel kopyalama gelirlerinden komisyonlara kaynak aktarılması gerektiğini belirtiyor.
Raporda, 2001 fikri haklar yasasının düzenlemesini takiben oluşturulmaya başlanılan (sadece İstanbul'da bir mahkeme kuruldu) Özel Fikri Hak Mahkemelerindeki gelişmelerin IIPA'yı düş kırıklığına uğrattığı ifade ediliyor.
IIPA, yasal düzenlemelerin yetersizliğini, yeterli cezai müeyyideler içermediğini, caydırıcılığının olmadığını belirtiyor, uzman yetersizliğine ve bilgi eksikliğine dikkat çekiyor.
2003 IIPA raporunda belirtilen "korsanlıkla mücadele etmenin maliyetlerini oluşturan ulaşım, dokuman ve ipucu toplama, mahkeme masraflarının davacılara yansıtılmasının korsanlara ödül anlamına geldiği" savının değiştiğine ilişkin bir ibare söz konusu değil.
Bandrol tescil sisteminin (Türkiye dışında Trinad Toboga gibi birkaç ülkede uygulanmaktadır) korsanlıkla mücadelede yetersiz kaldığını belirten raporda, yasadışı bandrol kullanımın tüm kültür ürünlerinde hala yaygın olduğu ve bir ürün için alınan bandrolün diğer ürünlere yapıştırıldığı belirtiliyor.
Bu veriler ışığında Türkiye'de kültür ürünlerinin kaç adet bandrol alıp kaç adet sattıklarına ilişkin açıklanan verilerin geçerliliği ve güvenilirliği "sorunlu" hale geliyor, tabii ki, bu veriler üzerinden yapılan sektör çözümlemeleri de...
2004 beklentileri
2003 IIPA raporunda hükümetten 2004 beklentileri şöyle sıralanıyor:
* Basılı materyallerin izinsiz fotokopisinin ve çoğaltılmasının engellenmesi,
* Kültür ürünlerinin çoğaltıldığı işletmeleri (dolum tesisleri,matbaalar, vb) denetim altına alacak yönergelerin oluşturulması,
* Korsan kültür ürünlerinin sokakta satışını önleyecek Kültür ve Turizm Bakanlığı planının cezaları indirmeyecek biçimde uygulanması,
* Denetleme komisyonlarının geliştirilmesi, sonuç alıcı prosedürleri işletecek kişiler arasında işbirliğinin sağlanması,
* Cezai müeyyidelerin mevcut yasa çerçevesinde gözden geçirilmesi, hak sahiplerinin mağduriyetinin giderilmesi,
* Bandrol sisteminin hak sahiplerini ticari kayba uğratmayacak biçimde iyileştirilmesi,
* Gümrüklerden korsan kültür ürünlerinin girişini ve çıkışını önleyecek önlemlerin alınması,
* Mevcut Telif Yasası'nın Türkiye'nin altına imza attığı WIPO (Dünya Fikri Haklar Örgütü) sözleşmeleri çerçevesinde uygulanması,
* Kültür ürünlerindeki hak sahipliği konusunda güvenilir bir veri tabanın oluşturulması.
Sonuç niyetine
IIPA'in her sene yayınladığı Türkiye raporlarından Türkiye Kültür Endüstrisinin yapısal analizi için "kaçak" veriler elde ederken endüstrinin işleyiş mekanizmasındaki resmi-gayrı resmi ara durakları, özneleri, müdahilleri görebiliyoruz.
Sektör verileri (Kültür ve Turizm Bakanlığı ve meslek birlikleri bandrol sayıları, şirketlerin satış rakamları, Radyo-TV'lerin kültür ürünleri kullanım sayıları, vb) ile IIPA tarzı kuruluşların raporlarında gecen verilerin karşılaştırılması bütünsel bir kültür endüstrisi analizine olanak sağlıyor.
Tabii ki, bu tarz izleme kuruluşlarının bilgi toplama, yaptırım uygulama ve sonuç alma konusundaki işleyiş ve yöntemlerinin çözümlenmesinin ilgiye muhtaç olduğuna da teslim etmek gerekiyor. (AK/BB)