Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Bitlis'in Güroymak ilçesine "eski" adıyla, yani Norşin diyerek hitap etmesi Kürtçe isimli yerleşim yerlerinin isimlerinin değiştirilmesi meselesini yeniden gündeme getirdi.
Bu tartışmaya kamuoyunun haberi olmasa da katılan biri de Annem. Kendisi Bitlis Tatvan'lı. İsim tartışmasına dahil olması ise Habertürk TV'de Norşin Belediye Başkanı'nın canlı yayında yaptığı konuşmayla oldu.
"Norşin'in adını mı değiştirecekler?"
Memleketle ilgili bir çok haberi kendisine izlettirmeyi kendime görev kabul etmiş biri olarak, Salı akşamı TV'de Norşinlilerin konuştuklarını görünce annemi de izlemesi için çağırdım. Konuyu anlamak için sorular sormaya başladı.
"Ne olmuş?"
Ben de Gül'ün ziyareti, Norşin demesi gibi en temel bilgileri anlattıktan sonra şaşkın bir ifadeyle baktı ve sonra "Anlamadım yani Norşin'in adını mı değiştirecekler" dedi. "Yok, öyle değil" deyip devam ettim:
"Norşin'in resmi adı Güroymak ya, Gül de jest olsun diyerek Kürtçe adını söylemiş."
Annemin kafası iyice karıştı: "Güroymak Kürtçe miymiş?"
Kardeşimle şaşkın şaşkın birbirimize baktıktan sonra bir kere daha konuyu tane tane anlatmaya başladım. Ancak konu annem için iyice içinden çıkılmaz bir hale geldi. Bunu "Norşin'in adını ne zaman Güroymak yaptılar?"sorusuyla anladık.
Baktım ki olacak gibi değil, başladım Kürt açılımı, yerleşim yerlerinin adının değiştirilmesinden anlatmaya. Annem bunun üzerine anlamamasına, daha doğrusu "bizim anlatamamıza" sinirlenerek, "Ben nereden bileyim Güroymak'ı. Doğduğumdan beri oraya Norşin diyoruz biz. Babam da öyle derdi, annem de" dedi.
Haklıydı. Zira ben doğduğumdan bu yana herhangi bir şey almak, akraba ziyaret etmek ya da cenazeye veya düğüne katılmak için gidilen yerin adı Güroymak değil, Norşin'di.
Haritaya baktım, Norşin diye bir yer yok
"Norşin'den Abdurrahman dayınlar gelmiş", "Nahit ağabey Norşin'den bir kızla evleniyormuş", "Edibe'nin kızını Norşin'li bir mühendise vermişler" gibi cümleler akşam balkonda ya da bahçede içilen çayların olmazsa olmaz cümleleriydi. Okula Tatvan'da başlayıp, bir ay sonra İstanbul'a geldiğimde atlasta Bitlis'e bakarken ilçeleri arasında Norşin'i görmeyince şaşırmam da ondandı.
Öğretmene hocam bu harita yanlış, Norşin yok dediğimde, Norşin diye bir yer yok demişti. Şaşırmıştım. Norşin benim için öğretmenimin bilmediği bir "köy" olmuştu. E, öğretmen de haklıydı, köyler küçüktü, hatırlamak zordu.
Aslında "bölgede" yaşayan bir çok insan için de durum bundan farklı değil. Bir çok Kürt doğduğu köyün "Türkçe" adını dahi bilmiyor. Resmi işlemler olmasa öğrenmiyorlar bile. Bu insan adları için de böyle, yemeklerin adları için de... Hiçbir kural/yasa bunu değiştiremedi. Güroymak "oradakiler" ve zorla "buraya" gelenler için hep Norşin oldu.(BÇ)