Başrollerinde Charlton Heston, Orson Welles ve Janet Leigh’in yer aldığı, Orson Welles’in sinemanın teknik sınırlarını zorlayarak çektiği ve ustalığını sergilediği Touch of Evil (1958), dört dakikalık tek plan açılış sekansıyla, sinema tarihinin en unutulmaz sahnelerinden biriyle başlar.
Welles, film noir türünün olağanüstü bir örneği olan Touch of Evil filminde, daha ilk dakikadan itibaren türün tüm tipik ikonografilerini ustaca kullanır. Kötücül tarafın gölge figürü üzerinden anlatıldığı bu film noir özelliğine Touch of Evil’ın ilk saniyelerinde rastlarız. Tıpkı adı gibi, kötülüğün dokunuşu gri duvarda dev bir gölge olarak belirir. Karanlıkta yürüyen gölgelere, saatli bombanın sesi ve filmin dünyasına ait olmayan Latin ezgileri eşlik eder.
Kara filmlerin vazgeçilmezi, tutkulu, hırçın, esrarengiz ve gizemli kadın Femme Fatale ile de Touch of Evil'da karşılaşacağımıza daha ilk sahnede duyduğumuz kahkaha seslerinden hissederiz.
Touch of Evil’ın uzun plan açılış sekansı ve bu sahnede Welles’ın kamera kullanımı çekildiği dönemin oldukça ilerisinde, yenilikçi bir teknik yaklaşıma sahip. Welles bu açılış sahnesi ile kendisinden sonra gelen birçok sinemacıya ilham kaynağı olur.
Ha patladı, ha patlayacak dediğimiz bomba ise bize tüm film noir gizemini yaşatır. Karanlık sokaklarda ortaya çıkan kötüler ve karanlığı aydınlatmak isteyen kahraman dedektifimiz ile de ünlü açılış sahnemizde tanışırız. Film noir türünde hikâye genelde bir suç (çoğu zaman cinayet) içerir ve kahraman genellikle bir dedektif, polis memuru ya da olayı çözmeye çalışan bir kişidir. Touch of Evil gene türünün bu özelliğini ilk açılış sahnesinde göstermekten geri kalmaz.
Film, bir arabanın patlaması sonucu ölen bir çift ve bu olayın polis müfettişi Miguel Vargas’ın ilgisini çekmesiyle açılır. Vargas, şüpheliler hakkında sahte kanıtlar oluşturan polis memuru Hank Quinlan’ı suçüstü yakalar ve filmin geri kalanında türlü mücadeleler ile Quinlan’ın bir sahtekâr olduğunu kanıtlamaya çalışır.
Touch of Evil’ı film noir olarak tanımlayan başlıca şeylerden biri de filmdeki ışık kullanımıdır. “Film noir” adı, filmlerde oldukça az ışık kullanılmasından gelir ve Touch of Evil da bu konuda istisna değildir. Az ışık kullanımına açılış sahnemizden itibaren dramatik etki yaratmak için sık sık rastlarız.
Filmde asıl kötülüklerin gerçekleştiği sahnelerde ışık- tıpkı ilk sahnede izlediğimiz bomba yerleştirme sahnesi- gibi daha karanlık ve belirsizdir.
Filmin o kadar büyük bir kısmı gece vakti geçmektedir ki, Welles “gece çekimi için geceyi bekleme” tekniğini uygulayarak çekimleri gece yapmıştır. Sinema tarihinin en iyi açılış sahnesi olarak kabul edilen bu sahnenin çekimleri de gümrük memurunun repliklerini hatırlayamamasından dolayı tüm gece sürmüş, sabahın ilk ışıklarına kadar devam etmiştir. (YK)
*Bu yazı daha önce Fil'm Hafızası sitesinde yayınlandı.