Şair Metin Aydın’ın şiir kitabı “Üryan” ve “Kavledilmiş Şiirler” şiir dosyasındaki şiirleri yazar ve çevirmen Mustafa Aydoğan tarafından “Lalistan” adıyla Kürtçe çevrildi. Lis Yayınevi’nin okuyucuyla buluşturduğu kitapta sevgili Metin Aydın’ın bize vermek istediği tüm duygular sanki gerçek evine dönmüş hissiyatı veriyor. Çünkü aslında ilk çeviriyi sevgili Metin Aydın’ın yaptığını biliyoruz. Zaten bütün bu duygular, bu öfke, bu hayal kırıklıkları Kürtçe yaşanmıştı. O umut ışığı Kürtçe filizlenmişti içinde. Önce yazar çevirdi hepsini Türkçeye ve şimdi Sevgili Mustafa Aydoğan asıl olana, gerçekte olana geri kavuşturdu.
Benim için de zaten Türkçe okuyup kendimden yüzlerce parça bulduğum, her bir dizesinde ‘Bu büyük öfke nasıl bu kadar naif anlatılabilir?’ diye düşündüğüm, ‘İnsanların birbirlerini güzel bir şeyler söylerken bile incitebildiği bu zamanlarda, onca hayal kırıklığı, kızgınlık, kırgınlık nasıl bu kadar estetik kelimelerle özdeşleşebilir?’ diye sanatına hayran kaldığım eseri, kendi ana dilimde okuyabilmek, benim için inanılmaz bir deneyimdi.
Bu dik başlı hiçbir kalıba sığmayan dizeler benim asi dilimle daha da farklı anlamlar kazanmış. Burada bahsettiğim fark okuyucudan okuyucuya değişen fark değil. Çünkü bilirdim, zaten şiirin bir ayna misali okuyanı yansıttığını. Bilmediğim aynı şiirin farklı dillerde değişen anlamıydı. “Yakarış” şiirinde hissettiğim o çaresizlik bu dizeleri okurken içime işledi.
ji kabûsan xerabtir
xwîn diçizire ji şevên şerqî
dengê min bibihîse xwedayê min!
zarokên te nahên gotin.
Kitaba adını veren “Lalistan” şiiri güzel olana, iyi olana harcanan ve gözü kapalı feda edilen ömrü o kadar sanatsal anlatmış ki, istemsizce yüksek sesle okumak istiyor, haykırmak istiyor insan.
di rêya cengê da em cengawerên simbêlberreşedayî bûn
ji ber têkçûnên (c)ezayê jîyanê, xemê dest dixist qirika me
hêrsa ku me wekî devêgûzanan sûtibû
lalistana zimandaxkirî bû.
hey zalimê ku bêyom diheje li ser reha min a mirinê!
kerem bike de were
şer be şer... mirin be mirin!
bi şertê ku zewalê nebîne evîn
nebîne lalistana gulbîn.
Ve herşeye rağmen umuda, güzel günlere olan o bitmek tükenmek bilmeyen inanca bu şiir çok yakışıyor…
bi navê yên çemên nedîtî zêde dikin
em dê xwe serserkî biavêjin avên hênik
em dê roj bi roj zêde bibin bi helbestan
ew roj nêzîk in ku xerabî dê poşman bibe
em dê babirkê vekin uryan ber bi jîyanên nû ve.
Özellikle Kürtçe okurken bir dilin her şeyden öte özgür olması gerektiğinin, o dile, o kültüre sahip insanlar için ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anlamamı sağladı. Bu nedenle burada sevgili Mustafa Aydoğan’a bir parantez açmak istiyorum. Çünkü yaptığı şey sadece bir dilden başka bir dile çeviri yapmak değil. Bir dile bir kültüre sahip çıkıyor. Aslında ne kadar zengin bir dil olduğunu, edebiyat için de, bilim için de ne kadar yeterli olduğunu gösteriyor tüm dünyaya. En büyük saygıyı da bence burada kazanıyor. (LÇ/AS)