Şu günlerde bianet'in "dönemsel" genel yayın yönetmeni Tolga Korkut. Dönemsel diyorum çünkü artık üç ayda bir yayın yönetmenimiz ve tabii editörlerin sorumlu oldukları alanlar değişiyor... Uzun lafın kısası bianet dönme dolap misali dönüyor...
İzleyenler bilirler, "hak haberciliği" anlayışıyla haber üreten bianet'in temel alanları kadın hakları, çocuk hakları, insan hakları ve ifade özgürlüğüdür... Yazı işlerindeki editörlerin de her biri bu alanlardan sorumludur. Kendi alanlarına ait çevrelerde bianet'i onlar temsil ederler, bilinirler vs.
Dört editörün yanısıra bir muhabirimizse her alanda çalışıyordu. Aslında belki bu nedenle o en şanslımızdı. Biz de şimdi her alanda çalıştığımızdan muhabirimiz Emine Özcan kadar şanslıyız bir süredir.
2007 yılı da yukarıda bahsettiğim gibi başlamıştı, yazı işleri kadrosu içinde herkes kendine bir uzmanlık alanı seçmiş ve o alanda giderek derinleşerek çalışıyordu. Elbette öyle gerektiği durumlarda insan hakları editörü, kadın haberi, çocuk hakları editörü ifade özgürlüğü haberi yapabiliyordu, ancak bunlar istisnalardı.
2007 Haziranı'nda Ertuğrul Kürkçü ve Nadire Mater beş kişilik yazı işleri kadrosuna "üçer ay dönüşümlü olarak" yayın yönetmenliğini üstlenme ve diğer alanların editörlerinin de buna göre dönüşümlü olarak değişmesi teklifinde bulundular. Aslında teorik olarak varlığı bilinen ancak uygulanmasına az rastlanan bu teklifi heyecanla, merakla ve tabii seve seve kabul ettik.
İlk yönetmen Erhan Üstündağ
İlk yayın yönetmenimiz bianet'te en uzun süredir çalışan arkadaşlarımızdan biri olan Erhan Üstündağ oldu. Erhan aynı zamanda bianet'in ilk çocuk editörü ve bu alanda bianet'in çocuk haberciliğini biçimlendiren isimlerden biri.
O sırada ben "çocuk", Tolga "insan hakları" Gökçe"kadın" Erol "ifade özgürlüğü" ne bakıyordu.
Aradan üç ay geçti, eylül ayı itibariyle yönetmenlik sırası bana geldi. Bu sırada Erhan, ilk göz ağrısı çocuk haklarına döndü, Gökçe henüz kadın hakları editörlüğünde yeni olduğundan bir süre daha orada çalışmasına karar verdik. Dolayısıyla Tolga insan haklarında kaldı.
Aralık itibariyle Tolga yayın yönetmenimiz. Ben insan hakları editörüyüm. Erhan kadın hakları editörü, Gökçe de çocuk hakları editörü. Emine de muhabirimiz. Bu altı ay içinde rotasyon sistemimizi tam olarak işler hale getirdik.
Erol ise "çocuk" durumundan rotasyona dahil olmamayı tercih etti. Bu heyecanlı hareketlilik haline daha ne kadar kayıtsız kalabilir, bilmiyoruz tabii...
Biz de bianet'te yapıyoruz
ZNet editörü Michael Albert'ın bahsettiği iş bölümünün ta kendisi bianet'te yürürlükte bir süredir. Çünkü bizde idareden sorumlu Baran Gündoğdu, Leyla İşbilir ve teknik işlerimizden sorumlu Korcan Uğur da kafalarına takılan bir meseleyi haberleştirirler, yazı ya da izlenim yazarlar.
Albert, Gökçe'yle söyleşisinde "Örneğin editörlerin yine belirli periyotlarla temizlik işlerini de üstlenmesi gerekiyor. Temizlik görevlisi de editör olmalı. Ben tam olarak bundan bahsediyorum. ZNet'te biz bunu yapıyoruz" demiş.
Biz de bunu bianet'te yapıyoruz. Bulaşık yıkamak konusunda sorunumuz olduğu söylenebilir. Ama sonunda Leyla'nın fırçalarının kuvveti artınca onu da yapıyoruz...
Yönetmenin işi, tıpkı editörlerinki gibi hiç kolay değil. bianet'in gündeme göre alacağı konumu değerlendiriyor, bu konuda editörlerle birlikte bir ortak fikre varıyor. Siteyi içerik ve biçim açısından sürekli denetliyor. İletişim, yazarlarımızımla ilişkiler gibi işleri yürütüyor.
Yönetmen-editör arasında empati
Ancak yönetmen ve editör arasında sonsuz bir empati ilişkisi var ki, kapitalist-otoiter düzene attığımız ilk çelme buradan başlıyor. Herkes sırayla her işi yaptığından kimse birbirine yabancılaşmıyor.
Rotasyonun editörler olarak bize ve bianet'e en büyük katkısı hem her konuda uzmanlaşma yolunda ilerlemek hem de aslında hiçbir konunun tekelini elinde bulundurmamak.
Çünkü aslında bianet haberciliğinde yani hak haberciliğinde her şey bir bütünün ayrılmaz parçası. Kadın hakları, çocuk hakları, ifade özgürlüğü ve insan hakları birbirini çok ilgilendirecek biçimde kurulan kavramlar. Biriyle ilgilenmek kaçınılmaz olarak diğeriyle de ilgilenmeyi gerektiriyor.
Görüşü kaybetmemek, yabancılaşmamak için
Rotasyon sayesinde dünyaya karşı görüşümüzü kaybetmenin önüne geçebiliyoruz. Çünkü her ne olursa olsun bir yere gömülmek, bir süre sonra baktığını görmemeyi de beraberinde getiriyor; mesafe almak, dışarıdan bakmak zorlaşıyor.
Rotasyon usulünde hem editörler hem yayın yönetmeni üç ayda bir bianet'e, dünyaya ve aslında kendilerine başka bir perspektiften bakıyorlar.
Bu aslında Michael Albert'tan da çok önce Maurice Merleau-Ponty'nin fenomenolojik olarak ortaya koyduğu bir durum. Merleau-Ponty "Algının Fenomenolojisi"nde bir küpe dört bir köşesinden bakmak için o küpü elimizde döndürmek gerektiğinden ya da kişinin kendisinin küpün yüzeylerinin çevresinde dönmesi gerektiğinden söz eder, "Dünyayı ancak böyle anlarız" der.
Biz de öyle inanıyoruz, özne dünyada durduğu yeri ve yönelimini ancak böyle belirleyebilir. bianet "dünya işlerini" bir küp olarak kabul ediyor, kendini bu küpün etrafında gezdiriyor.
Mart itibariyle yönetmenimiz Gökçe, çocuk hakları editörü Tolga, insan hakları editörü de Erhan olacak. Ben de kadın hakları editörü...
İzlemeye devam edin... (NZ/TK)